Haber: Denise ŞahinDEPREM sendromu ile başlayan bir hayat hikayesi Duysevi Miyar’ın öyküsü. Boğaziçi Üniversitesi’nden istifa edip düşmüş ABD yollarına. Miami de öğretmenliği tercih etmiş. Eğitimci kimliği ile tespitleri ve düşünceleri de Müslümanlara yönelik oluşan algının ABD de ne denli tehlikeli boyuta doğru gittiğinin bir işareti. Demokratlar safında katılmış siyaset yarışına.TAM 3 IRKI TEMSİL EDİYOR
Deprem sonrası taşındığı Miami’de yaşamını sürdüren Duysevi Miyar aslında damarlarında 3 ırkın kanını taşıyan biri. Annesi 1960’lı yıllarda Türkiye’den Kuveyt’e çalışmaya giden bir hemşire olan Duysevi Miyar, babasından ise Pakistan ve Kuveyt kanını almış. Bir de ABD vatandaşlığı deprem sonrasındaki hayatıyla başlayan. İstanbul Nişantaşı yıllarını hala özlüyor olsa da, geri dönmeye niyeti yok. Yine de ABD’den vazgeçemiyor. “Türk ve Müslüman olmakla gurur duyuyorum. Bunu göğsümü gere gere de söylüyorum” sözleriyle tanımlıyor duygularını.DEPREMDEN KORKUP, KAÇMIŞ
Kuveyt sonrası yerleştiği İstanbul Nişantaşı’nda yakalanmış 1999 yılında yaşanan Gölcük depremine. Türkiye için en büyük felaketlerden biri olan o depremde, binanın sallanması, duvarları çatırdaması hala ürkütüyor onu. Ölüm korkusunu bütünüyle hissettiği o anları anlatırken, “45 saniye bir ömür kadar uzun gelmişti bana” sözleriyle yaşadığı korkunun boyutunu anlatıyor zaten. Mutlu bir hayat, bir anda noktalanmış Nişantaşı sokaklarında. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olmasına rağmen, istifa dilekçesini verip düşmüş ABD yollarına, eşi ve oğluyla birlikte.ÖĞRETMENLİK YAPIYOR
Miami’ye yerleşen Duysevi Miyar, ilk yıllarda her insanın yaşadığı gibi birçok zorluklar yaşamış. Öğretmenlik yapmaya başlamış ardından. Farklı gelir kaynağı getiren işleri olsa da, asıl işi eğitimcilik. Üniversiteler hariç, ABD okullarında yeterli eğitim verilmediğini, Türkiye’de verilen eğitimin bu ülkeye göre daha iyi olduğunu iddia ediyor olsa da, öğrencileriyle oldukça mutlu. Günde 10 saate yakın ders anlattığı günler de oluyor. Ama en çok, Türk insanının ve Müslümanların terörist olmadığını anlatmakla geçiyor zamanı.MÜSLÜMANLAR DIŞLANIYOR
Bütün hayat hikayesine rağmen Duusevi Miyar’ın en önemli tespiti ABD’de giderek yaygınlaşan Müslümanlığa bakışın değişimi. Anlattıkları sadece tespitte değil üstelik, bizzat yaşanmış hikayelerden oluşuyor:
“Müslümanların dışlanmasının temeli 11 Eylül ikiz kulelerine saldırıyla başladı. Sonrasında insanlığa sığmayan terör eylemlerini İslam adına yaptığını söyleyen teröristler bu algıyı daha da yaygınlaştırdı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Cumhuriyetçilerden Trump diye bir adam çıktı ve Müslümanlar aleyhine konuşuyor. Müslümanların hepsi teröristtir algısı oluşuyor maalesef buranın insanında. Dostluklarını bitirenler bile var. Bazıları Müslüman olduğunu gizliyorlar. Kimliğini yeni gören biri Türk isen hemen uzaklaşıyor senden. Maalesef algı bu. Oğlum üniversitede sınıf Türk olduğunu söylemeye çekiniyor. Çünkü arkadaşlarının hepsi ABD’li ve cephe alıyorlar. Aşağılama tavrı sergiliyorlar. Maalesef bu olgu giderek yaygınlaşıyor. En büyük tehlike de o. Biz Türkler olarak bu ülkede aynı çatı altında toplanıp, kendimizi daha iyi anlatmalıyız bu insanlara. Müslümanların terörist olmadığını, Türklerin de en az onlar kadar teröre karşı olduğunu dilimiz döndüğü kadar söylemeliyiz.”
Deprem sonrası taşındığı Miami’de yaşamını sürdüren Duysevi Miyar aslında damarlarında 3 ırkın kanını taşıyan biri. Annesi 1960’lı yıllarda Türkiye’den Kuveyt’e çalışmaya giden bir hemşire olan Duysevi Miyar, babasından ise Pakistan ve Kuveyt kanını almış. Bir de ABD vatandaşlığı deprem sonrasındaki hayatıyla başlayan. İstanbul Nişantaşı yıllarını hala özlüyor olsa da, geri dönmeye niyeti yok. Yine de ABD’den vazgeçemiyor. “Türk ve Müslüman olmakla gurur duyuyorum. Bunu göğsümü gere gere de söylüyorum” sözleriyle tanımlıyor duygularını.DEPREMDEN KORKUP, KAÇMIŞ
Kuveyt sonrası yerleştiği İstanbul Nişantaşı’nda yakalanmış 1999 yılında yaşanan Gölcük depremine. Türkiye için en büyük felaketlerden biri olan o depremde, binanın sallanması, duvarları çatırdaması hala ürkütüyor onu. Ölüm korkusunu bütünüyle hissettiği o anları anlatırken, “45 saniye bir ömür kadar uzun gelmişti bana” sözleriyle yaşadığı korkunun boyutunu anlatıyor zaten. Mutlu bir hayat, bir anda noktalanmış Nişantaşı sokaklarında. Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olmasına rağmen, istifa dilekçesini verip düşmüş ABD yollarına, eşi ve oğluyla birlikte.ÖĞRETMENLİK YAPIYOR
Miami’ye yerleşen Duysevi Miyar, ilk yıllarda her insanın yaşadığı gibi birçok zorluklar yaşamış. Öğretmenlik yapmaya başlamış ardından. Farklı gelir kaynağı getiren işleri olsa da, asıl işi eğitimcilik. Üniversiteler hariç, ABD okullarında yeterli eğitim verilmediğini, Türkiye’de verilen eğitimin bu ülkeye göre daha iyi olduğunu iddia ediyor olsa da, öğrencileriyle oldukça mutlu. Günde 10 saate yakın ders anlattığı günler de oluyor. Ama en çok, Türk insanının ve Müslümanların terörist olmadığını anlatmakla geçiyor zamanı.MÜSLÜMANLAR DIŞLANIYOR
Bütün hayat hikayesine rağmen Duusevi Miyar’ın en önemli tespiti ABD’de giderek yaygınlaşan Müslümanlığa bakışın değişimi. Anlattıkları sadece tespitte değil üstelik, bizzat yaşanmış hikayelerden oluşuyor:
“Müslümanların dışlanmasının temeli 11 Eylül ikiz kulelerine saldırıyla başladı. Sonrasında insanlığa sığmayan terör eylemlerini İslam adına yaptığını söyleyen teröristler bu algıyı daha da yaygınlaştırdı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Cumhuriyetçilerden Trump diye bir adam çıktı ve Müslümanlar aleyhine konuşuyor. Müslümanların hepsi teröristtir algısı oluşuyor maalesef buranın insanında. Dostluklarını bitirenler bile var. Bazıları Müslüman olduğunu gizliyorlar. Kimliğini yeni gören biri Türk isen hemen uzaklaşıyor senden. Maalesef algı bu. Oğlum üniversitede sınıf Türk olduğunu söylemeye çekiniyor. Çünkü arkadaşlarının hepsi ABD’li ve cephe alıyorlar. Aşağılama tavrı sergiliyorlar. Maalesef bu olgu giderek yaygınlaşıyor. En büyük tehlike de o. Biz Türkler olarak bu ülkede aynı çatı altında toplanıp, kendimizi daha iyi anlatmalıyız bu insanlara. Müslümanların terörist olmadığını, Türklerin de en az onlar kadar teröre karşı olduğunu dilimiz döndüğü kadar söylemeliyiz.”
Amerika göçmenler ülkesi ...Orda ÖZGÜRLÜK var herke dinini özgürce yasiyor.
Duysevi hanim.Amerikaya yerlesmek icin gereken dogru cevaplari vermis. Basarili insan her yerde basarili. Kendisini tebrik ediyorum. Basarilar diliyorum.