28 yaşında ki Anıl Sural, Polis olan babasının görevi gereği Diyarbakır, Karabük, Sakarya, Orlando - Florida, Trieste ve İstanbul'da yaşadı. Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) ve İşletme (İngilizce) bölümlerinden onur derecesi ile mezun olan Sural, İtalya'da Trieste Üniversitesi'nde Erasmus değişim öğrencisi olarak Ekonomi Fakültesi'nde çalışmalar yaptı. Outsourcing (Dış kaynak kullanımı) gelişmekte olan ülkeler için şans mı yoksa sömürü mü? başlıklı tez çalışmasını tamamladı.
Medya sektörüne 15 yaşında Fenerbahçe Televizyonu’nda Program Asistanı olarak başlayan Anıl Sural, Serhat Ulueren ile Telegol ekibinde yer aldı. Aynı zamanda BOSCH’ta çalışan Anıl Sural 2011 yılında Amerika’ya geldi. ABD’de ilk defa 20 yaşında 2011 senesinde Orlando’da bulunan Walt Disney World’ün Disney Collage Programı ile geldi. Buradayken Galatasaray’ın ünlü oyuncusu Wesley Sneijder’in Menajeri ile röportaj dünya basınında gündeme gelen Anıl Sural Önce Vatan Gazetesine haberler aktarıyor, röportajlar yapıyor. “Geçtiğimiz Eylül ayında 72'ncisi düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu takip ettim.” diyen Anıl Sural “Daha önce Uluslararası İlişkiler okurken kitaplarda gördüğüm kurul salonunda, Önce Vatan Gazetesi ABD temsilcisi olarak bulunmak ve kurulu takip etmek çok ayrı bir duyguydu. Türkiye’ye haber geçtim. Bunun nasıl bir his olduğunu anlatmam mümkün değil, ömrümce unutamam. Ama çoğumuzun farklı şekillerde hissedebildiği büyüklüğü ya da küçüklüğü hiç önemli değil: başarma duygusuydu bu. Tüm ülke liderleri sizin 20-30 metre önünüzde konuşuyor. Tarifsizdi heyecanım...” şeklinde konuştu.
ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALKACAK MI SORUSUNU BEN SORDUMO gün TEOG sınavlarının kaldırıldığını anımsatan Sural “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oteline geçerken, biz birkaç gazete ve tv temsilcisi, otel binası önünde Erdoğan'a bir kaç soru sorma fırsatımız oldu. O sıralardaki gündem ABD temasları dışında TEOG'un kaldırılmasıydı. Benim 'peki, üniversite sınavları konusunda değiştirilmesi planlanan bir şey var mı?' sorum, günlerce manşetlerde yerini aldı, tv programlarında tartışıldı. TEOG'dan sonra üniversite sınavları da kaldırılıyormuş. Benim için çok önemliydi bu.” dedi.ABD’YE ÇOCUKLUĞUMUN HAYALİNİ YAŞAMAK İÇİN GELDİM
Ben de çocukluğumdan beri Amerikan filmleri ile büyüdüm. İki katlı evler, geniş araziler, muntazam sokaklar, oradaki yaşam... Kısacası Amerikan Rüyası her genç gibi benim de dikkatimi çekiyordu. Bir gün oraya gideceğim diyordum. Üniversiteye kadar hiç yurt dışına çıkma imkânım olmamıştı. Üniversiteye gelince ABD’nin work and travel programına birçok arkadaşım gitti. Bu programda belli bir ücret veriyorsunuz. Aile yük olmamak için ben de başka programlar aradım. Şu an ABD’de girişimcilik yapan o zamanlarda Okan Üniversitesi’ne giderken kullandığımız E-10 otobüsümde tanıştığımız değerli dostum Bedrettin Kanlıbıçak bana Florida’da, Disney’in 'Collage Programı’ndan bahsetti. Hiçbir ücret ödemeden ABD’de çalışabileceğiniz tek program. ABD’den insan kaynaklarından geliyorlar ve sizinle iş görüşmesi yapıyorlar. Onu denedim ve ilk yurt dışı deneyimim 2011 senesinde Florida eyaletinin Orlando şehrine oldu.
ABD’DE ÇOK GEZDİ İŞTE O EYALETLER
Florida, Illinois, Wisconsin, Indiana, California, Missouri, New Mexico, Colorado, New York, New Jersey, Virginia ve Başkent Washington DC
ABD’de UBER HİKAYESİ
Hâlihazırda Uber meselesi Türkiye'de konuşuluyorken şunu anlatabilirim. Yaklaşık 2 sene önce ABD’ye indiğimde otele geçmek için taksi bakıyorduk. Havalimanında birisi taksiyi boş verin Uber çağırın dedi. Çok daha uygunmuş. Daha önce hiç duymamıştım tabii, nedir, nasıl çağırılır bilmiyorum. Ama ucuz dedi bi kere, taksiye binmeyi kafamdan sildim o an. Görevli birine Uber nerede diye sordum, az ilerde bir yer gösterdi. Bizim korsan taksiler gibi durağı var gidip biniyorsun herhalde dedim. Uber araçlarının yolcu alma yerine gittim. Ama her gelen araç hemen doluyordu, herkes beklediği araç gelince binip gidiyordu. Bir uygulama ile çağırıldığını bilmediğim için etraftakilere 'ABD hattım yok Uber’i arayıp çağırır mısınız?' diye sormuştum. Hatta bir yolcuyu almaya gelen Uber şoförüne 'diğer Uber’leri çağırır mısınız biz de binmek istiyoruz' demiştim. Epey de bir vakit harcadık. Ama adamcağız meseleyi anlatınca tıpış tıpış taksiye binmiştim.
ABD’DE İNSANLIK ÖLDÜ MÜ?
Yine bir dizi röportajlar için Los Angeles’a gitmiştik. Gitmişken de Amerikalıların geleneksel fuarlarından birisi LA State Fair’e gezip görmek için katıldım. Fuarda dolaşırken burnum kanamaya başladı ve en yakın cafeye gidip çalışana burnumu gösterip peçete istedim. Kadın bana bir tane peçete verdi sağolsun, hemen burnumu sildim. Bir tane daha isteyince bana tuvalete gitmemi oradan istediğim kadar alabileceğimi söylemez mi? Ya hu burnum kanıyor! Yaralı birisine bile iyilikten çekinen bireysel insanlar olduğunu görünce çok üzülmüştüm. Bu olayı asla Türkiye’de yaşamazsınız. Fakat tüm ABD’liler böyledir de diyemeyiz. Çok sevdiğim yardımsever nice güzel dostlar edindim.
ABD’de HASTANEYE GİTTİNİZ Mİ?
ABD’de hasta olmamaya dikkat ediyorum. Türkiye’de askerden önce çok basit konularda doktora gittiğim zamanlar olmuştur. Fakat askerlik görevimi yaptıktan sonra bazı şeyleri görünce abartmamaya başladım. Hele ABD’de sağlık sistemi çok yüksek olduğundan yolumu düşürmemeye çalışıyorum. Ama maalesef bir keresinde foto muhabiri arkadaşım Rona Doğan’ın karnındaki ağrıdan dolayı sabahın erken saatlerinde acile gittik. Hemşireler hemen serum bağlayıp, tahliller için kan aldı. 5 tüp kan alınacağını görünce, kızcağız görmesin diye gözünü kapattım ama asıl mesele bendim; kan tutuyordu beni! Bir anda yere yığıldım. Neyse ki beni de yatırmadan kendime geldim. Bir dizi tahlil sonucunda ağrının sebebinin böbrek taşı olduğunu öğrendik. 3 saatlik hastane maceramızın bedeli ikibin altıyüz dolardı! Şimdinin 10 bin tl'si! Hakikaten o an Türkiye'deki sağlık sistemini mum ile aradık.
Neden gazetecilik? Bu gazetecilik sevgisi nereden geliyor?
Henüz lise 2'nci sınıfta yani 15 yaşındayken Fenerbahçe Televizyonu’nda program asistanı olarak işe başladım. O yaşta ilgimi çekiyordu tv, çalışma koşulları ne bileyim mesleğin tozunu yutunca içinden çıkmak zor oluyormuş demek ki. Medya sektörü ilginç. Ben konuşmayı, anlatmayı, öğrenmeyi seviyorum. Arkadaşlarım her konuda 'Anıl yapar' diyor. Ben de elimden geldiğince işimi severek yapıyorum.
ABD’de zorlandığınız konular oldu mu?
ABD her ne kadar çoğu kişinin yaşamak istediği ve refah seviyesi yüksek bir ülke olsa da memleketinin yeri her zaman ayrı. Aile, akraba, arkadaş, kültür, bildiğiniz doğduğunuz yer çok ayrı. Hasret çekiyorsunuz en büyük problem bu. Özlediğiniz yemekler, alıştığınız bir lezzet var onu bulamıyorsunuz. Neyse ki teknolojinin gelişmesiyle görüntülü görüşmeler ve anında video resim paylaşımı sayesinde hasretinizi bir nebze de olsa dindirebiliyorsunuz. Ama genelde Türkiye’deyken de farklı yerlerde yaşadığım için çeşitli kültürleri tanımak ve yaşamak beni mutlu ediyor.
ABD’ye gelmek isteyenlere gazeteciliğe başlamak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Atalarımız 'Davulun sesi uzaktan hoştur‘ diye boşuna dememiş. Çoğu şey uzaktan görüldüğü gibi değildir. ABD hala fırsatlar ülkesi, burada alınan eğitim, dünyanın her yerinde geçerliliği olan bir eğitim ve size farklı bir vizyon katıyor. Gerek iş, gerek eğitim, gerek aile hangi sebeple yolunuz düşerse düşsün buradaki imkanları fırsata çevirmelisiniz. İçinde olduğunuz anın keyfini çıkarmaya ve kendinizi geliştirmeye çalışın. Gazetecilik konusunda belki Türkiye’den daha fazla keyif alabilirler. Burada az sayıda Türk gazeteci var ve yüz ölçümü olarak Türkiye’nin 13 katı büyüklüğünde bir yer. Her zaman haber var ve burada Türkiye’yi temsil etmek, ABD’deki gelişmeleri de Türkiye’ye aktarmak büyük bir fırsat.
Amerika Birleşik Devletleri kolay bir ülke mi yoksa zor bir ülke mi?
Eğer sürekli sitem edenlerdenseniz, her yer size dünyanın en zor ülkesi olabilir. Zorluklara rağmen onlarla başa çıkabilirseniz siz dünyanın her yerinde başarılı olursunuz. ABD göçmenler ülkesi ve dili İngilizce. Bu iki başlık yüzünden bence kolay bir ülke. Kolay çünkü; göçmenler olduğu için yanlız değilsiniz. Yani dilini bilmiyorum nasıl adapte olurum diye çok düşünmeyin. Eğitim sistemiyle öğrenilen basit ingilizcemiz var zaten. Bu yüzden anlaşmak uyum sağlamak kolay ve her şeyi en basit şekilde anlatıyorlar zaten. Aynı durum örneğin İtalya için geçerli olmaz. Ben yaşadım çünkü. Oranın dilini bilmiyorsanız daha çok zorluk çekebilirsiniz. Ayrıca dünyanın başka yerinde bulamayacağınız fırsatları ABD'de bulmak mümkün. Tabii zorlukları da var ama genel anlamıyla yaşanabilecek ve zorlukları aşılabilecek bir yer. Yanlız geçinmek için çalışmak farz. Türkiye’de yaşamak için çalışıyoruz fakat ABD’de çalışmak için yaşıyoruz.Bu zamana kadar kimlerle röportaj yaptınız?
ABD Post’a özel bir bilgi paylaşayım çok yakında Dr. OZ ile yaptığım röportaj yayınlanacak. Genel olarak ABD'de önemli işlere imza atmış, Türkiye'yi başarılı şekilde temsil eden isimlerle yapmaya çalışıyorum. Bu bir Türk restoran sahibi de olur, iş insanı da, profesör de. Bir kaç isim saymam gerekirse ABD’nin en etkili 10. Türk iş adamı listesine girmiş Ersal Özdemir, ABD’nin ilk Türk üniversitesi sahibi Enver Yücel, TRT World Genel Yayın Yönetmeni Fatih Er, dünyanın en Başarlı 100 bilim insanından birisi Prof. Dr. Ali Erdemir, yine dünyanın en parlak 10 bilim insanından biri olan Prof. Dr. Aydoğan Özcan, THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur, Ünlü Piyanist İdil Biret, New York Üniversitesi Kürsü Prof. Selçuk Şirin verebileceğim isimler arasında. Anıl Sural kimdir?
11 Ağustos 1990 Amasya doğumludur. Diyarbakır, Karabük, Sakarya, Orlando, Trieste, Chicago ve İstanbul'da yaşadı. Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) ve İşletme (İngilizce) bölümlerinden onur derecesi ile mezun oldu. İtalya'da Trieste Üniversitesi'nde Erasmus değişim öğrencisi olarak Ekonomi Fakültesi'nde çalışmalar yaptı. Outsourcing (Dış kaynak kullanımı) gelişmekte olan ülkeler için şans mı yoksa sömürü mü? başlıklı tez çalışmasını tamamladı. Medya sektörüne 15 yaşında Fenerbahçe Televizyonu’nda Program Asistanı olarak başladı. Şimdi Önce Vatan Gazetesi Amerika Birleşik Devletleri temsilcisi olarak görev yapıyor.
Medya sektörüne 15 yaşında Fenerbahçe Televizyonu’nda Program Asistanı olarak başlayan Anıl Sural, Serhat Ulueren ile Telegol ekibinde yer aldı. Aynı zamanda BOSCH’ta çalışan Anıl Sural 2011 yılında Amerika’ya geldi. ABD’de ilk defa 20 yaşında 2011 senesinde Orlando’da bulunan Walt Disney World’ün Disney Collage Programı ile geldi. Buradayken Galatasaray’ın ünlü oyuncusu Wesley Sneijder’in Menajeri ile röportaj dünya basınında gündeme gelen Anıl Sural Önce Vatan Gazetesine haberler aktarıyor, röportajlar yapıyor. “Geçtiğimiz Eylül ayında 72'ncisi düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu takip ettim.” diyen Anıl Sural “Daha önce Uluslararası İlişkiler okurken kitaplarda gördüğüm kurul salonunda, Önce Vatan Gazetesi ABD temsilcisi olarak bulunmak ve kurulu takip etmek çok ayrı bir duyguydu. Türkiye’ye haber geçtim. Bunun nasıl bir his olduğunu anlatmam mümkün değil, ömrümce unutamam. Ama çoğumuzun farklı şekillerde hissedebildiği büyüklüğü ya da küçüklüğü hiç önemli değil: başarma duygusuydu bu. Tüm ülke liderleri sizin 20-30 metre önünüzde konuşuyor. Tarifsizdi heyecanım...” şeklinde konuştu.
ÜNİVERSİTE SINAVLARI KALKACAK MI SORUSUNU BEN SORDUMO gün TEOG sınavlarının kaldırıldığını anımsatan Sural “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oteline geçerken, biz birkaç gazete ve tv temsilcisi, otel binası önünde Erdoğan'a bir kaç soru sorma fırsatımız oldu. O sıralardaki gündem ABD temasları dışında TEOG'un kaldırılmasıydı. Benim 'peki, üniversite sınavları konusunda değiştirilmesi planlanan bir şey var mı?' sorum, günlerce manşetlerde yerini aldı, tv programlarında tartışıldı. TEOG'dan sonra üniversite sınavları da kaldırılıyormuş. Benim için çok önemliydi bu.” dedi.ABD’YE ÇOCUKLUĞUMUN HAYALİNİ YAŞAMAK İÇİN GELDİM
Ben de çocukluğumdan beri Amerikan filmleri ile büyüdüm. İki katlı evler, geniş araziler, muntazam sokaklar, oradaki yaşam... Kısacası Amerikan Rüyası her genç gibi benim de dikkatimi çekiyordu. Bir gün oraya gideceğim diyordum. Üniversiteye kadar hiç yurt dışına çıkma imkânım olmamıştı. Üniversiteye gelince ABD’nin work and travel programına birçok arkadaşım gitti. Bu programda belli bir ücret veriyorsunuz. Aile yük olmamak için ben de başka programlar aradım. Şu an ABD’de girişimcilik yapan o zamanlarda Okan Üniversitesi’ne giderken kullandığımız E-10 otobüsümde tanıştığımız değerli dostum Bedrettin Kanlıbıçak bana Florida’da, Disney’in 'Collage Programı’ndan bahsetti. Hiçbir ücret ödemeden ABD’de çalışabileceğiniz tek program. ABD’den insan kaynaklarından geliyorlar ve sizinle iş görüşmesi yapıyorlar. Onu denedim ve ilk yurt dışı deneyimim 2011 senesinde Florida eyaletinin Orlando şehrine oldu.
ABD’DE ÇOK GEZDİ İŞTE O EYALETLER
Florida, Illinois, Wisconsin, Indiana, California, Missouri, New Mexico, Colorado, New York, New Jersey, Virginia ve Başkent Washington DC
ABD’de UBER HİKAYESİ
Hâlihazırda Uber meselesi Türkiye'de konuşuluyorken şunu anlatabilirim. Yaklaşık 2 sene önce ABD’ye indiğimde otele geçmek için taksi bakıyorduk. Havalimanında birisi taksiyi boş verin Uber çağırın dedi. Çok daha uygunmuş. Daha önce hiç duymamıştım tabii, nedir, nasıl çağırılır bilmiyorum. Ama ucuz dedi bi kere, taksiye binmeyi kafamdan sildim o an. Görevli birine Uber nerede diye sordum, az ilerde bir yer gösterdi. Bizim korsan taksiler gibi durağı var gidip biniyorsun herhalde dedim. Uber araçlarının yolcu alma yerine gittim. Ama her gelen araç hemen doluyordu, herkes beklediği araç gelince binip gidiyordu. Bir uygulama ile çağırıldığını bilmediğim için etraftakilere 'ABD hattım yok Uber’i arayıp çağırır mısınız?' diye sormuştum. Hatta bir yolcuyu almaya gelen Uber şoförüne 'diğer Uber’leri çağırır mısınız biz de binmek istiyoruz' demiştim. Epey de bir vakit harcadık. Ama adamcağız meseleyi anlatınca tıpış tıpış taksiye binmiştim.
ABD’DE İNSANLIK ÖLDÜ MÜ?
Yine bir dizi röportajlar için Los Angeles’a gitmiştik. Gitmişken de Amerikalıların geleneksel fuarlarından birisi LA State Fair’e gezip görmek için katıldım. Fuarda dolaşırken burnum kanamaya başladı ve en yakın cafeye gidip çalışana burnumu gösterip peçete istedim. Kadın bana bir tane peçete verdi sağolsun, hemen burnumu sildim. Bir tane daha isteyince bana tuvalete gitmemi oradan istediğim kadar alabileceğimi söylemez mi? Ya hu burnum kanıyor! Yaralı birisine bile iyilikten çekinen bireysel insanlar olduğunu görünce çok üzülmüştüm. Bu olayı asla Türkiye’de yaşamazsınız. Fakat tüm ABD’liler böyledir de diyemeyiz. Çok sevdiğim yardımsever nice güzel dostlar edindim.
ABD’de HASTANEYE GİTTİNİZ Mİ?
ABD’de hasta olmamaya dikkat ediyorum. Türkiye’de askerden önce çok basit konularda doktora gittiğim zamanlar olmuştur. Fakat askerlik görevimi yaptıktan sonra bazı şeyleri görünce abartmamaya başladım. Hele ABD’de sağlık sistemi çok yüksek olduğundan yolumu düşürmemeye çalışıyorum. Ama maalesef bir keresinde foto muhabiri arkadaşım Rona Doğan’ın karnındaki ağrıdan dolayı sabahın erken saatlerinde acile gittik. Hemşireler hemen serum bağlayıp, tahliller için kan aldı. 5 tüp kan alınacağını görünce, kızcağız görmesin diye gözünü kapattım ama asıl mesele bendim; kan tutuyordu beni! Bir anda yere yığıldım. Neyse ki beni de yatırmadan kendime geldim. Bir dizi tahlil sonucunda ağrının sebebinin böbrek taşı olduğunu öğrendik. 3 saatlik hastane maceramızın bedeli ikibin altıyüz dolardı! Şimdinin 10 bin tl'si! Hakikaten o an Türkiye'deki sağlık sistemini mum ile aradık.
Neden gazetecilik? Bu gazetecilik sevgisi nereden geliyor?
Henüz lise 2'nci sınıfta yani 15 yaşındayken Fenerbahçe Televizyonu’nda program asistanı olarak işe başladım. O yaşta ilgimi çekiyordu tv, çalışma koşulları ne bileyim mesleğin tozunu yutunca içinden çıkmak zor oluyormuş demek ki. Medya sektörü ilginç. Ben konuşmayı, anlatmayı, öğrenmeyi seviyorum. Arkadaşlarım her konuda 'Anıl yapar' diyor. Ben de elimden geldiğince işimi severek yapıyorum.
ABD’de zorlandığınız konular oldu mu?
ABD her ne kadar çoğu kişinin yaşamak istediği ve refah seviyesi yüksek bir ülke olsa da memleketinin yeri her zaman ayrı. Aile, akraba, arkadaş, kültür, bildiğiniz doğduğunuz yer çok ayrı. Hasret çekiyorsunuz en büyük problem bu. Özlediğiniz yemekler, alıştığınız bir lezzet var onu bulamıyorsunuz. Neyse ki teknolojinin gelişmesiyle görüntülü görüşmeler ve anında video resim paylaşımı sayesinde hasretinizi bir nebze de olsa dindirebiliyorsunuz. Ama genelde Türkiye’deyken de farklı yerlerde yaşadığım için çeşitli kültürleri tanımak ve yaşamak beni mutlu ediyor.
ABD’ye gelmek isteyenlere gazeteciliğe başlamak isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Atalarımız 'Davulun sesi uzaktan hoştur‘ diye boşuna dememiş. Çoğu şey uzaktan görüldüğü gibi değildir. ABD hala fırsatlar ülkesi, burada alınan eğitim, dünyanın her yerinde geçerliliği olan bir eğitim ve size farklı bir vizyon katıyor. Gerek iş, gerek eğitim, gerek aile hangi sebeple yolunuz düşerse düşsün buradaki imkanları fırsata çevirmelisiniz. İçinde olduğunuz anın keyfini çıkarmaya ve kendinizi geliştirmeye çalışın. Gazetecilik konusunda belki Türkiye’den daha fazla keyif alabilirler. Burada az sayıda Türk gazeteci var ve yüz ölçümü olarak Türkiye’nin 13 katı büyüklüğünde bir yer. Her zaman haber var ve burada Türkiye’yi temsil etmek, ABD’deki gelişmeleri de Türkiye’ye aktarmak büyük bir fırsat.
Amerika Birleşik Devletleri kolay bir ülke mi yoksa zor bir ülke mi?
Eğer sürekli sitem edenlerdenseniz, her yer size dünyanın en zor ülkesi olabilir. Zorluklara rağmen onlarla başa çıkabilirseniz siz dünyanın her yerinde başarılı olursunuz. ABD göçmenler ülkesi ve dili İngilizce. Bu iki başlık yüzünden bence kolay bir ülke. Kolay çünkü; göçmenler olduğu için yanlız değilsiniz. Yani dilini bilmiyorum nasıl adapte olurum diye çok düşünmeyin. Eğitim sistemiyle öğrenilen basit ingilizcemiz var zaten. Bu yüzden anlaşmak uyum sağlamak kolay ve her şeyi en basit şekilde anlatıyorlar zaten. Aynı durum örneğin İtalya için geçerli olmaz. Ben yaşadım çünkü. Oranın dilini bilmiyorsanız daha çok zorluk çekebilirsiniz. Ayrıca dünyanın başka yerinde bulamayacağınız fırsatları ABD'de bulmak mümkün. Tabii zorlukları da var ama genel anlamıyla yaşanabilecek ve zorlukları aşılabilecek bir yer. Yanlız geçinmek için çalışmak farz. Türkiye’de yaşamak için çalışıyoruz fakat ABD’de çalışmak için yaşıyoruz.Bu zamana kadar kimlerle röportaj yaptınız?
ABD Post’a özel bir bilgi paylaşayım çok yakında Dr. OZ ile yaptığım röportaj yayınlanacak. Genel olarak ABD'de önemli işlere imza atmış, Türkiye'yi başarılı şekilde temsil eden isimlerle yapmaya çalışıyorum. Bu bir Türk restoran sahibi de olur, iş insanı da, profesör de. Bir kaç isim saymam gerekirse ABD’nin en etkili 10. Türk iş adamı listesine girmiş Ersal Özdemir, ABD’nin ilk Türk üniversitesi sahibi Enver Yücel, TRT World Genel Yayın Yönetmeni Fatih Er, dünyanın en Başarlı 100 bilim insanından birisi Prof. Dr. Ali Erdemir, yine dünyanın en parlak 10 bilim insanından biri olan Prof. Dr. Aydoğan Özcan, THY Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Olmuştur, Ünlü Piyanist İdil Biret, New York Üniversitesi Kürsü Prof. Selçuk Şirin verebileceğim isimler arasında. Anıl Sural kimdir?
11 Ağustos 1990 Amasya doğumludur. Diyarbakır, Karabük, Sakarya, Orlando, Trieste, Chicago ve İstanbul'da yaşadı. Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) ve İşletme (İngilizce) bölümlerinden onur derecesi ile mezun oldu. İtalya'da Trieste Üniversitesi'nde Erasmus değişim öğrencisi olarak Ekonomi Fakültesi'nde çalışmalar yaptı. Outsourcing (Dış kaynak kullanımı) gelişmekte olan ülkeler için şans mı yoksa sömürü mü? başlıklı tez çalışmasını tamamladı. Medya sektörüne 15 yaşında Fenerbahçe Televizyonu’nda Program Asistanı olarak başladı. Şimdi Önce Vatan Gazetesi Amerika Birleşik Devletleri temsilcisi olarak görev yapıyor.
Anıl Sural ABD'nin en iyi Türkiye'ye haber aktaran gazetecilerden...
Gençler harika!
Türkiye'nin en tarafsız gazetecilerinden. Herkese soru hakkı veriyor.
Çok keyifli röpoprtaj, röportajların efendisiyle :)
Genç yaşta tebrik edilmesi ve örnek bir hayat :)