Yeni iş modeli trendi, ‘remote working’ yani sınır ötesi uzaktan çalışma. Özellikle yazılım, finansal planlama ve marketing gibi iş yerine gitmeden de yapılabilecek işlerde, dünyanın dört bir yanından sektörün en iyi beyinleri, bulundukları lokasyondan Amerikalı bir firma için çalışabiliyor.
ÜRÜN DİRİER, [email protected]
Freelance iş kültüründen çok daha farklı bir yapıya sahip olan uzaktan çalışma modelinde, çalışanlar düzenli ve tam zamanlı olarak haftada 40 saat çalışıyor. Özel bir yazılım sayesinde, çalışanların bilgisayar başında mesailerini doldurup doldurmadıkları hatta bilgisayarda neler yaptıkları an ve an takip ediliyor. Bu sistemi kuran ilk ve tek firma ise Teksas Austin merkezli Crossover.
SINAVLA SEÇİYORLAR
İnternet üzerinden özel sınavlarla dünyanın en yetenekli beyinlerini kendi bünyesinde toplayan şirket, bu kişileri uygun pozisyonlarda çalıştırmak üzere Amerikalı firmalara tavsiye ediyor. Şirketin ilk yerel operasyonu ise bir buçuk yıl önce İstanbul’da başlatıldı. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, Türkiye haricinde Ukrayna ve Pakistan operasyonlarını da İstanbul’dan yönetiyor. Ata’ya göre, teknolojinin geldiği noktada artık çalışanları işe giriş ve çıkış saatleriyle ölçmek her geçen gün anlamsızlaşıyor.
Sinan Ata
Daha anlamlı veriye daha hızlı ulaşmanın binlerce farklı yolu var. Bu yolları geliştirip farklı kademeler için sınayan şirketler, artık çalışanlarının uzaktan ne kadar verimli çalışabildiklerini, ne kadar çıktı ürettiklerini ölçebiliyor. Veriye dayanmayan performans notları ise artık tarih oluyor. “Uzaktan çalışma sistem ve yöntemlerinin gelişmesi Türkiye için ciddi bir fırsat anlamına geliyor” diyen Ata, özellikle yazılım geliştirme, destek, finans, muhasebe ve pazarlama alanlarında kabiliyetli insanların beyin göçüne kurban edilmeden çalışabilmelerinin bir avantaj olduğunu söylüyor. Bu hem kalifiye insan gücünün hem de yaratılan katma değerin ülke içerisinde kalmasına yardım ediyor. Bir buçuk yıl içinde Türkiye’den 70’den fazla profesyonelin Amerikan şirketlerinde çalışmaya başladığını belirten Ata, yazılım mimarlarının yoğunlukta olduğunu vurguluyor. Bunun Amerikan şirketlerinin teknoloji birikimini ülkemize getirmenin bir yolu olduğuna işaret eden Ata, “Teknolojide knowhow her şeydir. Buradaki mühendislerimiz kendi şehirlerinden ayrılmadan bir anlamda Amerika’daki bilgi birikimine de erişmiş oluyor. Üstelik yıllık ortalama 100 bin dolar maaş alıyorlar” diyor. Aynı standarttaki bir mühendisin Silikon Vadisi’nde ortalama 130 bin dolar aldığını göz önünde bulundurunca, söz konusu rakamın hiç de fena olmadığı anlaşılıyor.
KABİLİYET DE BULUTA TAŞINDI
Yeni ekonomide kabiliyetli insanları bir ülkeden diğerine temelli taşımanın çok pahalı ve riskli olduğunu ifade eden Ata, “Tüm teknolojinin buluta taşındığı bir çağda kabiliyetin buluta taşınmaması mümkün değildi” diyor. Ata ilk yerel operasyonun Türkiye’de kurulmasıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: “CEO’muz Andy Tryba’a ilk olarak neden Türkiye’yi seçtiklerini sormuştum. ‘Benim 14 Türk yazılımcım var ve onlardan daha çok bulmak istiyorum’ cevabını vermişti. Türklerin iş disiplini yurtdışında fark ediliyor. Biz aldığımız işi mahcup olmadan en iyi şekilde tamamlamak isteriz. Bir iş aldık altında kalmayalım diye bakarız. Bunun net kalite karşılığı var. Dışarıda çok iyi fark ediliyor bu.” OFİS ÇALIŞANINDAN DAHA VERİMLİ
Crossover, yetenekli insan kaynağının uzaktan çalışabilmesine olanak sağlayan WorkSmart isimli yazılımla, iş verimini de arttırıyor. Bu program sayesinde çalışanların performansı gerçekçi kriterlerle ölçülebiliyor. Bu çalışma modelinin şirketler açısından daha verimli olduğuna değinen Ata, “Türkiye’den bir firmayla da deneysel çalışma başlattık. Sonuçta uzaktan çalışanların ofis çalışanlarından daha verimli olduğunu tespit ettik. Ofiste sürekli meşgul gibi görünen bazı çalışanların aslında hiç de verimli olmadıklarını, pek sonuç üretemediklerini gördük. İşe gidip gelirken maruz kalınan trafik, ofis ortamındaki huzursuzluklar, dikkat dağıtan unsurlar ve yönetici baskısı gibi etkenler ofis çalışanlarının verimini düşürebiliyor” diyor. Ata, sınır ötesi uzaktan çalışma metoduyla şirketlerin 24 saat uyumadan çalışma avantajını da yakaladıklarını belirtiyor. Örneğin Hindistan’daki mühendis uyurken Türkiye’deki uyanıp çalışmaya başlıyor. Böylece iş gündemi hiç boş kalmıyor.SKYPE İLE İŞE ALIM TURNUVASI
Crossover dünyanın çeşitli şehirlerinde işe alım turnuvaları da düzenliyor. Daha önce Rusya, Romanya, Polonya ve Ukrayna’da yapılan işe alım turnuvası konsepti, geçtiğimiz ay İstanbul’da da gerçekleştirildi. Tam gün süren işe alım turnuvası üç oturumdan oluştu ve katılımcılar her bir oturumda ayrı ayrı mülakattan geçirildi. Tüm oturum ve mülakatları başarıyla tamamlayan katılımcılar 12 ülkeden işe alım uzmanları tarafından Skype üzerinden de mülakatlara tabi tutuldu. Turnuva sonucunda altı kıdemli yönetici işe alındı. Bu yıl İstanbul ve Ankara’da yeni turnuvalar da düzenlenecek.
Furkan Yavuz
“İLK BAŞLARDA O MAAŞI VERECEKLERİNE İNANMADIM”
Furkan Yavuz yazılımcı olarak çalıştığı THY’den ayrılıp Crossover üzerinden Aurea isimli Amerikan yazılım şirketinde işe başlamış. Crossover’ın en genç yazılım mimarı. Henüz 24 yaşında ve yılda 60 bin dolar kazanıyor. İstanbul’da yaşıyor. Bir buçuk yıldır Aurea’da telekomünikasyon yazılımları üzerine çalışan Yavuz şunları söylüyor: “Crossover’ı ilk kez internette gördüm. Maaşlar yüksek olduğu için bunun gerçek olduğuna uzun süre inanmadım. Yine de sınavlara girdim. Kazandınız çalışmaya başlayabilirsiniz dediklerinde bile şüpheliydim. Maaşları haftalık verdikleri için kısa sürede bunun gerçek bir iş olduğuna inandım ve THY’deki görevimden ayrıldım. Eskiden Silikon Vadisi’nde çalışmak isterdim. Ama bugün dünyanın istediğim yerine gidip gezerek çalışma imkanına sahibim. Çeşitli ülkelerden iş arkadaşlarım var. Birkaç yıl sonra kendi start-up’ımı kurmayı düşünüyorum.”
Serkan Bolat
TARLASINDA AMERİKAN ŞİRKETİNE ÇALIŞIYOR
Serkan Bolat bir buçuk yıldır Amerikan Ignite Technologies firmasında Finansal Planlama ve Analiz Direktörü olarak görev yapıyor. Kariyerine Deloitte’da denetim alanında başlamış. Ardında Eczacıbaşı Grubu’nda denetim ve raporlama alanlarında yöneticilik yapmış. Babasının vefatı üzerine Adana’daki tarlalarla ilgilenmek zorunda kalan Bolat, mesleğiyle toprakları arasında kaldığı bir arada tanışmış Crossover ile. Şimdi hem tarlaların başında duruyor hem de sınır ötesi çalışıyor. Bolat uzaktan çalışma modeliyle ilgili şunları söylüyor: “Türk iş dünyasında da uzaktan çalışma, ayda veya haftada 1-2 gün gibi esnekliklerle uygulamaya konulmaya başlandı, ancak bu çalışanlar tarafından genelde evdeki, dışardaki işlerini halledebilmek için, biraz daha geç kalkıp işi erken bırakabilmeleri için esneklik olarak algılanıyor. Tam zamanlı uzaktan çalışmada ise farklı zamanlarda farklı noktalardan çalışabilmek bir rahatlık olsa da, iç disiplini sağlayabilmek için mümkün olduğunca belirli bir rutinin olması ve sabit bir çalışma ortamının olması önemli. Bu anlamda ben evimdeki bir odayı tamamen ofis ve kütüphane olarak düzenleyip, evdeyken sürekli bu ortamda çalışıyorum.”
Şeref Acet
“HAFTADA 40 SAAT VERİMLİ ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”
Şeref Acet 28 yaşında, Ankara’da yaşıyor. O da Furkan Yavuz gibi Aurea Software’de yazılım mimarı olarak çalışıyor. Mesajlaşma programı geliştiriyor. Uzaktan çalışma kararını vermesinin kolay olmadığını ifade eden Acet şunları söylüyor: “Yapım itibariyle risk almayı seven bir insanım, risk almadan başarının gelmeyeceğini düşünenlerdenim. Big data alanına yakın gelecekte çok yatırım olacağını düşündüğümden dolayı bu alanda devam etmem gerektiğine inanıyordum. Crossover’ı sınavlarına da bu düşünceyle girdim. Kurumsal bir şirketi bırakıp, remote çalışmayı vaad eden ve paralarını gününde ödeyeceğini iddia eden bir şirkete geçmek kolay değildi. Etrafımdaki çoğu insan bunun bir delilik olduğundan bahsediyordu. Ben bir şekilde bu riski aldım. İyi ki almışım.” Ortalama bir yazılımcının ofiste haftalık 25 saat verimli çalışabildiğini söyleyen Acet, “Biz haftada 40 saati verimli bir şekilde doldurmak zorundayız. Bilgisayarda başka bir pencere açma gibi bir lüksümüz yok. Bu da sağlam bir iş disiplini gerektiriyor” diyor. Dünyanın pek çok şehrinden arkadaşları olduğunu söyleyen Acet şunları aktarıyor: “Çeşitli milletlerden ve ülkelerde yaşayan insanlarla arkadaş olmak insanın vizyonunu genişleten bir durum. Her şeyden önce, onların düşünme şekillerini, davranışlarını, tepkilerini, yaşama tarzlarını öğreniyorsunuz. Dünyaya bakış açınızı geliştiriyorsunuz. Trump’ın iç politikada neler yaptığından, Brezilya’daki ekonomiden, Sırbistan’daki durumlardan haberdar oluyorsunuz.”
ÜRÜN DİRİER, [email protected]
Freelance iş kültüründen çok daha farklı bir yapıya sahip olan uzaktan çalışma modelinde, çalışanlar düzenli ve tam zamanlı olarak haftada 40 saat çalışıyor. Özel bir yazılım sayesinde, çalışanların bilgisayar başında mesailerini doldurup doldurmadıkları hatta bilgisayarda neler yaptıkları an ve an takip ediliyor. Bu sistemi kuran ilk ve tek firma ise Teksas Austin merkezli Crossover.
SINAVLA SEÇİYORLAR
İnternet üzerinden özel sınavlarla dünyanın en yetenekli beyinlerini kendi bünyesinde toplayan şirket, bu kişileri uygun pozisyonlarda çalıştırmak üzere Amerikalı firmalara tavsiye ediyor. Şirketin ilk yerel operasyonu ise bir buçuk yıl önce İstanbul’da başlatıldı. Crossover Türkiye Genel Müdürü Sinan Ata, Türkiye haricinde Ukrayna ve Pakistan operasyonlarını da İstanbul’dan yönetiyor. Ata’ya göre, teknolojinin geldiği noktada artık çalışanları işe giriş ve çıkış saatleriyle ölçmek her geçen gün anlamsızlaşıyor.
Sinan Ata
Daha anlamlı veriye daha hızlı ulaşmanın binlerce farklı yolu var. Bu yolları geliştirip farklı kademeler için sınayan şirketler, artık çalışanlarının uzaktan ne kadar verimli çalışabildiklerini, ne kadar çıktı ürettiklerini ölçebiliyor. Veriye dayanmayan performans notları ise artık tarih oluyor. “Uzaktan çalışma sistem ve yöntemlerinin gelişmesi Türkiye için ciddi bir fırsat anlamına geliyor” diyen Ata, özellikle yazılım geliştirme, destek, finans, muhasebe ve pazarlama alanlarında kabiliyetli insanların beyin göçüne kurban edilmeden çalışabilmelerinin bir avantaj olduğunu söylüyor. Bu hem kalifiye insan gücünün hem de yaratılan katma değerin ülke içerisinde kalmasına yardım ediyor. Bir buçuk yıl içinde Türkiye’den 70’den fazla profesyonelin Amerikan şirketlerinde çalışmaya başladığını belirten Ata, yazılım mimarlarının yoğunlukta olduğunu vurguluyor. Bunun Amerikan şirketlerinin teknoloji birikimini ülkemize getirmenin bir yolu olduğuna işaret eden Ata, “Teknolojide knowhow her şeydir. Buradaki mühendislerimiz kendi şehirlerinden ayrılmadan bir anlamda Amerika’daki bilgi birikimine de erişmiş oluyor. Üstelik yıllık ortalama 100 bin dolar maaş alıyorlar” diyor. Aynı standarttaki bir mühendisin Silikon Vadisi’nde ortalama 130 bin dolar aldığını göz önünde bulundurunca, söz konusu rakamın hiç de fena olmadığı anlaşılıyor.
KABİLİYET DE BULUTA TAŞINDI
Yeni ekonomide kabiliyetli insanları bir ülkeden diğerine temelli taşımanın çok pahalı ve riskli olduğunu ifade eden Ata, “Tüm teknolojinin buluta taşındığı bir çağda kabiliyetin buluta taşınmaması mümkün değildi” diyor. Ata ilk yerel operasyonun Türkiye’de kurulmasıyla ilgili olarak da şunları söylüyor: “CEO’muz Andy Tryba’a ilk olarak neden Türkiye’yi seçtiklerini sormuştum. ‘Benim 14 Türk yazılımcım var ve onlardan daha çok bulmak istiyorum’ cevabını vermişti. Türklerin iş disiplini yurtdışında fark ediliyor. Biz aldığımız işi mahcup olmadan en iyi şekilde tamamlamak isteriz. Bir iş aldık altında kalmayalım diye bakarız. Bunun net kalite karşılığı var. Dışarıda çok iyi fark ediliyor bu.” OFİS ÇALIŞANINDAN DAHA VERİMLİ
Crossover, yetenekli insan kaynağının uzaktan çalışabilmesine olanak sağlayan WorkSmart isimli yazılımla, iş verimini de arttırıyor. Bu program sayesinde çalışanların performansı gerçekçi kriterlerle ölçülebiliyor. Bu çalışma modelinin şirketler açısından daha verimli olduğuna değinen Ata, “Türkiye’den bir firmayla da deneysel çalışma başlattık. Sonuçta uzaktan çalışanların ofis çalışanlarından daha verimli olduğunu tespit ettik. Ofiste sürekli meşgul gibi görünen bazı çalışanların aslında hiç de verimli olmadıklarını, pek sonuç üretemediklerini gördük. İşe gidip gelirken maruz kalınan trafik, ofis ortamındaki huzursuzluklar, dikkat dağıtan unsurlar ve yönetici baskısı gibi etkenler ofis çalışanlarının verimini düşürebiliyor” diyor. Ata, sınır ötesi uzaktan çalışma metoduyla şirketlerin 24 saat uyumadan çalışma avantajını da yakaladıklarını belirtiyor. Örneğin Hindistan’daki mühendis uyurken Türkiye’deki uyanıp çalışmaya başlıyor. Böylece iş gündemi hiç boş kalmıyor.SKYPE İLE İŞE ALIM TURNUVASI
Crossover dünyanın çeşitli şehirlerinde işe alım turnuvaları da düzenliyor. Daha önce Rusya, Romanya, Polonya ve Ukrayna’da yapılan işe alım turnuvası konsepti, geçtiğimiz ay İstanbul’da da gerçekleştirildi. Tam gün süren işe alım turnuvası üç oturumdan oluştu ve katılımcılar her bir oturumda ayrı ayrı mülakattan geçirildi. Tüm oturum ve mülakatları başarıyla tamamlayan katılımcılar 12 ülkeden işe alım uzmanları tarafından Skype üzerinden de mülakatlara tabi tutuldu. Turnuva sonucunda altı kıdemli yönetici işe alındı. Bu yıl İstanbul ve Ankara’da yeni turnuvalar da düzenlenecek.
Furkan Yavuz
“İLK BAŞLARDA O MAAŞI VERECEKLERİNE İNANMADIM”
Furkan Yavuz yazılımcı olarak çalıştığı THY’den ayrılıp Crossover üzerinden Aurea isimli Amerikan yazılım şirketinde işe başlamış. Crossover’ın en genç yazılım mimarı. Henüz 24 yaşında ve yılda 60 bin dolar kazanıyor. İstanbul’da yaşıyor. Bir buçuk yıldır Aurea’da telekomünikasyon yazılımları üzerine çalışan Yavuz şunları söylüyor: “Crossover’ı ilk kez internette gördüm. Maaşlar yüksek olduğu için bunun gerçek olduğuna uzun süre inanmadım. Yine de sınavlara girdim. Kazandınız çalışmaya başlayabilirsiniz dediklerinde bile şüpheliydim. Maaşları haftalık verdikleri için kısa sürede bunun gerçek bir iş olduğuna inandım ve THY’deki görevimden ayrıldım. Eskiden Silikon Vadisi’nde çalışmak isterdim. Ama bugün dünyanın istediğim yerine gidip gezerek çalışma imkanına sahibim. Çeşitli ülkelerden iş arkadaşlarım var. Birkaç yıl sonra kendi start-up’ımı kurmayı düşünüyorum.”
Serkan Bolat
TARLASINDA AMERİKAN ŞİRKETİNE ÇALIŞIYOR
Serkan Bolat bir buçuk yıldır Amerikan Ignite Technologies firmasında Finansal Planlama ve Analiz Direktörü olarak görev yapıyor. Kariyerine Deloitte’da denetim alanında başlamış. Ardında Eczacıbaşı Grubu’nda denetim ve raporlama alanlarında yöneticilik yapmış. Babasının vefatı üzerine Adana’daki tarlalarla ilgilenmek zorunda kalan Bolat, mesleğiyle toprakları arasında kaldığı bir arada tanışmış Crossover ile. Şimdi hem tarlaların başında duruyor hem de sınır ötesi çalışıyor. Bolat uzaktan çalışma modeliyle ilgili şunları söylüyor: “Türk iş dünyasında da uzaktan çalışma, ayda veya haftada 1-2 gün gibi esnekliklerle uygulamaya konulmaya başlandı, ancak bu çalışanlar tarafından genelde evdeki, dışardaki işlerini halledebilmek için, biraz daha geç kalkıp işi erken bırakabilmeleri için esneklik olarak algılanıyor. Tam zamanlı uzaktan çalışmada ise farklı zamanlarda farklı noktalardan çalışabilmek bir rahatlık olsa da, iç disiplini sağlayabilmek için mümkün olduğunca belirli bir rutinin olması ve sabit bir çalışma ortamının olması önemli. Bu anlamda ben evimdeki bir odayı tamamen ofis ve kütüphane olarak düzenleyip, evdeyken sürekli bu ortamda çalışıyorum.”
Şeref Acet
“HAFTADA 40 SAAT VERİMLİ ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ”
Şeref Acet 28 yaşında, Ankara’da yaşıyor. O da Furkan Yavuz gibi Aurea Software’de yazılım mimarı olarak çalışıyor. Mesajlaşma programı geliştiriyor. Uzaktan çalışma kararını vermesinin kolay olmadığını ifade eden Acet şunları söylüyor: “Yapım itibariyle risk almayı seven bir insanım, risk almadan başarının gelmeyeceğini düşünenlerdenim. Big data alanına yakın gelecekte çok yatırım olacağını düşündüğümden dolayı bu alanda devam etmem gerektiğine inanıyordum. Crossover’ı sınavlarına da bu düşünceyle girdim. Kurumsal bir şirketi bırakıp, remote çalışmayı vaad eden ve paralarını gününde ödeyeceğini iddia eden bir şirkete geçmek kolay değildi. Etrafımdaki çoğu insan bunun bir delilik olduğundan bahsediyordu. Ben bir şekilde bu riski aldım. İyi ki almışım.” Ortalama bir yazılımcının ofiste haftalık 25 saat verimli çalışabildiğini söyleyen Acet, “Biz haftada 40 saati verimli bir şekilde doldurmak zorundayız. Bilgisayarda başka bir pencere açma gibi bir lüksümüz yok. Bu da sağlam bir iş disiplini gerektiriyor” diyor. Dünyanın pek çok şehrinden arkadaşları olduğunu söyleyen Acet şunları aktarıyor: “Çeşitli milletlerden ve ülkelerde yaşayan insanlarla arkadaş olmak insanın vizyonunu genişleten bir durum. Her şeyden önce, onların düşünme şekillerini, davranışlarını, tepkilerini, yaşama tarzlarını öğreniyorsunuz. Dünyaya bakış açınızı geliştiriyorsunuz. Trump’ın iç politikada neler yaptığından, Brezilya’daki ekonomiden, Sırbistan’daki durumlardan haberdar oluyorsunuz.”