'Poyraz Sergen Medya' Youtube kanalının sahibi Poyraz ve eşi Gizem, ABD'de yaşadıkları tüm zorlukları, başlarına gelen felaketleri ama her türlü zorluğa rağmen nasıl iş kurup sıfırdan zirveye koştuklarını anlattı.
ABD'de cidden çok zor günler geçirdiklerini ifade eden Poyraz; yolda kaldıklarını, iş bulamadıklarını, bir yıl boyunca kötü bir bodrum katında yaşamak zorunda kaldıklarını ifade ediyor ve bu sebeple yasal yollarla Amerika'ya gelen Türklere yardımcı olmak maksadıyla bir danışmanlık şirketi kurduklarını söylüyor. Siz de eğer, "Amerika'da başıma en kötü ne gelebilir?" diye soruyorsanız rehber niteliğinde bir haber sizi bekliyor.
Green Card, turist vizesi, dil okulları ve öğrenci vizesi gibi her türlü konuda hizmet alabileceğiniz şirketin adı PSM DANIŞMANLIK.
EN ÇOK KORKTUKLARI GÜN!
ABD'ye turist vizesi ile gelip yerleşmek niyetinde olmayan çift, Türkiye'de nedenini belirtmedikleri bazı sorunlar ortaya çıkınca ABD'de kalmaya karar vermişler. Ancak, Poyraz gerçekten korku duyduğunu ifade ediyor. Hiç bilmedikleri bir ülke, yaşamak maksadıyla gelmedikleri için hiçbir hazırlıkları yok, Türkiye'de bile en iyi ihtimalle 4-5 ayda ancak iş bulunabilir burada ne yapacağı, nasıl iş bulacağı konusunda bir aile reisi olarak paniklemiş.
Sabah olur olmaz ilk girdiği dükkana kötü İngilizcesi ile eleman arayıp aramadıklarını sorunca, şansına karşısındaki kişi Tükçe olarak "Türk müsün?" diye sormuş. İngilizcesinden anlamış. Türk olan işletme sahibi, elemanı olmadığı için zor durumda olduğundan hemen başlamasını söylemiş.
Fakat daha çok korktukları gün ise, bir aile ile ortak paylaştıkları evde rahat olmadıkları için ev bakmaya başladıklarının diğer aile tarafından duyulması ile gecenin 12'sinde beklemelerine gerek olmadığı söylenip eşyalarıyla birlikte kapının önüne konuldukları gün olmuş. Üstelik bunu yapan da yine bir Türk aile imiş. Çocukları 4 aylık olmasına rağmen bu gaddarlığı yapıp bir de beşiğini vermemişler.
Ardından aceleyle buldukları ilk yer ise henüz hazır olmayan ve içinde inşaat malzemelerinin bulunduğu, tadilatının devam ettiği bir yer olmuş. Ve bebeklerini yere serdikleri minderde uyutmak zorunda kalmışlar. Bu gaddarlığı yapanların Türk oluşu onları en çok üzen şey olmuş. "Bir Amerikalı bunu yapsa bu kadar üzülmezdik." diyorlar.
Fakat iyi Türklerin de olduğunun altını çizyor çifimiz. Gecenin yarısı sokakta kalınca çalıştığı yerin sahibi Tuna Bey'i aramışlar. O da aracıyla gelip onları almış ve başka bir çalışanı Erhan Bey'in evine götürmüş. Erhan Bey hiç düşünmeden evini açmış aileye. Amerika'daki en zor günleri olduğunu ifade ediyorlar.
İLK OTOMOBİL VE DOLANDIRILMA!
Ayaklarını yerden kesecek bir otomobil edinmek isteyen aile, sigorta konusunda yardımcı olacağını söyleyen bir Türke güvenmek zorunda kalmış. O kişinin yardımıyla ayda 350 Dolar sigorta parası ödüyorlarmış, fakat daha sonra bir şekilde ödedikleri paranın üç araç sigortası ettiğini öğrenmişler. Yani o uyanık kişinin sigortasını bile çiftimiz ödüyormuş bilmeden. Aslında 50 Dolar olan sigortaları yerine 350 Dolar ödüyorlarmış.
Amerikalı ve yabancı göçmenlerden asla bir zarar görmediklerini, iyi Türklere rastlamakla birlikte, birçok Türk tarafından dolandırıldıklarını ve mağdur edildiklerini belirtiyorlar. Genellikle Türkler çıkar peşinde koşarken, Amerikalılar ve yabancıların, kendilerine yardımcı olmak için çırpındıklarını anlatıyorlar. "Türk Türkü gurbette" diye başlayan o lafın kesinlikle doğru olduğuna inanmışlar yaşadıkları kötü tecrübelerden ötürü.
Ama ilk yıllarında Gizem hamileyken evinin bodrum katını onlara açan Deniz Bey'in yardımlarını da unutmuyorlar. Gizem hamileliğinden ötürü çöpü kapıya çıkaramadığı için, Deniz Bey her gün çöplerini alırmış. Poyraz çalıştığı için Deniz Bey yardımcı olmuş. Dedikleri gibi iyi Türkler de var, fakat kendilerini kandıran, dolandıran ve kötülük yapan Türklerle de karşılaşmış çiftimiz.
SIFIRI TÜKETMEK!
AMERİKA CEHENNEM GİBİ BİR YER!
Türkiye'de her şeye rağmen iyi kötü bir evleri olduğunu belirten Poyraz ve Gizem, Amerika'da sıfırdan başladıklarının altını çiziyorlar. Karşılaştıkları kötü Türkler nedeniyle "Amerika cehennemmiş!" demişler. Paraları tükendiği için, en azından sorunlarını halledip bir an önce Tüürkiye'ye dönmeyi hedeflemişler o süreçte.
Fakat karşılarına iyi niyetli ve gerçek yardımsever insanların çıkmasıyla, her şey teker teker yoluna girince, Amerika'nın aslında cennet gibi yer olduğu sadece bir an için cehennem kısmına düştüklerini kavramışlar. Fikirleri değişmiş, ama Amerikalıları tanıdıktan sonra!
Mesela ilk ve ikinci çalıştığı işyerlerinden saatlik ücret 9 Dolar kazanırken, hakkının aslında 14-15 Dolar olduğu gerçeğini öğrenmiş Poyraz ve hemen işini değiştirmiş.
BODRUM KATINDA 1 YIL!
Gizem, hamileliğini boyunca bir yıl bodrum katında diğer çocuğu ile birlikte yaşamış. Poyraz çalıştığı için evde çoğu zaman kızıyla tek kaldığını anlatıyor. O zamanlar doğru düzgün para kazanamadıkları ve ellerindeki de gittiği için, Poyraz sürekli çalışmak durumunda kalmış. Sigorta ödemeleri, mutfak masrafı, çocuğun masrafları vs. onları çok zorlamış. Hiç izin bile yapmadan haftanın yedi günü çalışıyormuş Poyraz.
Parasızlıktan dışarı çıkıp gezemeyen Gizem, o bodrum katında adeta hapis hayatı yaşamış ve psikolojisi altüst olmuş. Güneş bile almayan yeri Deniz Bey uyrarak vermiş onlara ve daha iyi bir yer buldukları takdirde her zaman arkalarında olduğunu da belirtmiş. Onun çok yardımını ve desteğini görmüşler.
AKILLANMAYAN ÇİFT YİNE TÜRKLERDEN YARDIM ALIYOR VE...
Durumları biraz toparlanıp iyileşince daha büyük bir eve geçmeye karar veren Poyraz ve Gizem, bayağı masraf ederek evlerini taşımışlar. Tabii yine bir Türkün aracılığıyla! Fakat ikinci gün evin her yerinden böcekler çıkmaya başlamasıyla hayal kırıklığına uğramışlar. Dahası, evi tutarken çamaşır makinesini istedikleri zaman kullanabilecekleri vaat edilmesine rağmen, taşındıktan sonra haftada sadece bir kez kullanmaları yönünde uyarı almışlar. Tüm bu sebeplerden evden çıkmak isteyen çifte ev sahibi, 2-3 aylık kirayı ödemeden çıkamayacaklarını çünkü evinin boş kalacağını söylemiş.
Tabii tüm bu süreçte artık Amerikan yasalarını da öğrenmeye başlayan çiftimiz, ilk evden atılma süreçlerinde o an polisi aradıkları takdirde diğer ailenin ceza alacağını, çünkü altı ay boyunca kendilerini evden çıkartma hakları olmadığını sonradan öğrenmişler. Türklerin, yeni gelenlerin bilgisizliğini fırsata çevirdiğine dikkat çekiyor Poyraz ve Gizem.
Yasaları ve haklarını öğrenmelerinin faydasını hissetmeye başladıkları için o ev sahibine kafa tutabilmişler. Polis çağıracaklarını belirtip ödeme yapmak zorunda olmadıklarını söylemişler. Adam eşyaları yükledikleri kamyonun önünü kesip tehdit edince, haklarını bildikleri için gayet cool bir şekilde basıp gitmişler oradan.
Bu arada tüm bunlar yaşanırken, Poyraz'ın çalıştığı yer kendisine sponsor olmuş ve Green Card'a başvuru yapılmış. Çalışma kartlarını beklemeye başlamışlar. İyi insanlar da çıkıyor karşılarına Allahtan.
GİZEM'İN DOĞUMU VE ZORLUKLAR...
Gizem bu arada doğum yapmış. Fakat Poyraz hem çalışıp hem de diğer çocukları Ada'ya bakmak zorunda olduğundan ve Amerika'da hiçbir yakınları bulunmadığından, hastanede tek başına sezaryen ile doğum yapmak ve dört gün boyunca orada tek başına kalmak da kendisini psikolojik olarak çok zorlamış. O süreçte Poyraz da kızını işe götürmek zorunda kalmış.
MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI!..
Derken iki çocuk ile daha iyi bir hayat yaşamak isteyen aile, artık yasaları ve haklarını da çok iyi öğrendikleri için kendi başlarına ilerleme kararı almış. İlk olarak Poyraz işten çıkmış. Biraz para da biriktirmeyi başardıkları için bir araç daha edinerek birlikte pizza dağıtmaya başlamışlar. Ve bundan sonra Allah'ın "Yürü Ya Kulum!" dediğini ifade ediyorlar.
Bir yıllarının çöpe gittiğini ve çok zorlandıklarını ifade eden çift bundan sonrasının güzel devam ettiğini belirtiyor. Fakat daha önce atladıkları bir konuya daha değiniyorlar. Kiraladıkları iki odalı bir evde yaşadıkları süreçte, ikinci odayı onların haberi olmadan bekar bir erkeğe kiralamış ev sahipleri. Ve bunu yapan kişinin de yine Türk olduğuna dikkat çekiyorlar. Amerikalıların asla yapmayacağını belirterek. O süreçte yabancı bir erkekle dipdibe tek başına kalmak istemeyen Gizem bir süreliğine Türkiye'ye dönmüş tek başına.
Çocuklarının ikisini de yanlarına alarak, çift araçla pizza dağıtım işinden çok güzel para kazanmaya başlayan aile, sıfırdan yükselmeye başladıklarını ve derken Türkiye'de yatırımlık birkaç gayrimenkul edindiklerini anlatıyor.
Sonra geri dönmemeye karar verdikleri için yatırımlarını Amerika'da yapmaya devam eden çift, şu an mükemmel bir evde yaşadıklarını söylüyor. Yılda dört sefer tatil yaptıklarını, ama önceki yıllarda izin dahi yapmadan çok yoğun çalıştıklarını anlatıyor. Ayrıca oldukça lüks üç adet otomobil sahibi olmuşlar.
GERİ DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORLAR!
Artık aşırı paraları olsa bile asla Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmeyen aile, bunun tek nedeninin para kazanmak olmadığını ifade ederek önemli bir noktaya işaret ediyor. Amerika'da insanların birbirine saygılı olması, kanunların ve kuralların herkese eşit şekilde tıkır tıkır işliyor oluşu, emek harcandığında karşılığını misliyle alabiliyor olmak, kadına bakış açısının düzgün olması nedeniyle artık daimi olarak Amerika'da kalmaya karar vermişler.
KAYNAK: POYRAZ SERGEN MEDYA
ABD'de cidden çok zor günler geçirdiklerini ifade eden Poyraz; yolda kaldıklarını, iş bulamadıklarını, bir yıl boyunca kötü bir bodrum katında yaşamak zorunda kaldıklarını ifade ediyor ve bu sebeple yasal yollarla Amerika'ya gelen Türklere yardımcı olmak maksadıyla bir danışmanlık şirketi kurduklarını söylüyor. Siz de eğer, "Amerika'da başıma en kötü ne gelebilir?" diye soruyorsanız rehber niteliğinde bir haber sizi bekliyor.
Green Card, turist vizesi, dil okulları ve öğrenci vizesi gibi her türlü konuda hizmet alabileceğiniz şirketin adı PSM DANIŞMANLIK.
EN ÇOK KORKTUKLARI GÜN!
ABD'ye turist vizesi ile gelip yerleşmek niyetinde olmayan çift, Türkiye'de nedenini belirtmedikleri bazı sorunlar ortaya çıkınca ABD'de kalmaya karar vermişler. Ancak, Poyraz gerçekten korku duyduğunu ifade ediyor. Hiç bilmedikleri bir ülke, yaşamak maksadıyla gelmedikleri için hiçbir hazırlıkları yok, Türkiye'de bile en iyi ihtimalle 4-5 ayda ancak iş bulunabilir burada ne yapacağı, nasıl iş bulacağı konusunda bir aile reisi olarak paniklemiş.
Sabah olur olmaz ilk girdiği dükkana kötü İngilizcesi ile eleman arayıp aramadıklarını sorunca, şansına karşısındaki kişi Tükçe olarak "Türk müsün?" diye sormuş. İngilizcesinden anlamış. Türk olan işletme sahibi, elemanı olmadığı için zor durumda olduğundan hemen başlamasını söylemiş.
Fakat daha çok korktukları gün ise, bir aile ile ortak paylaştıkları evde rahat olmadıkları için ev bakmaya başladıklarının diğer aile tarafından duyulması ile gecenin 12'sinde beklemelerine gerek olmadığı söylenip eşyalarıyla birlikte kapının önüne konuldukları gün olmuş. Üstelik bunu yapan da yine bir Türk aile imiş. Çocukları 4 aylık olmasına rağmen bu gaddarlığı yapıp bir de beşiğini vermemişler.
Ardından aceleyle buldukları ilk yer ise henüz hazır olmayan ve içinde inşaat malzemelerinin bulunduğu, tadilatının devam ettiği bir yer olmuş. Ve bebeklerini yere serdikleri minderde uyutmak zorunda kalmışlar. Bu gaddarlığı yapanların Türk oluşu onları en çok üzen şey olmuş. "Bir Amerikalı bunu yapsa bu kadar üzülmezdik." diyorlar.
Fakat iyi Türklerin de olduğunun altını çizyor çifimiz. Gecenin yarısı sokakta kalınca çalıştığı yerin sahibi Tuna Bey'i aramışlar. O da aracıyla gelip onları almış ve başka bir çalışanı Erhan Bey'in evine götürmüş. Erhan Bey hiç düşünmeden evini açmış aileye. Amerika'daki en zor günleri olduğunu ifade ediyorlar.
İLK OTOMOBİL VE DOLANDIRILMA!
Ayaklarını yerden kesecek bir otomobil edinmek isteyen aile, sigorta konusunda yardımcı olacağını söyleyen bir Türke güvenmek zorunda kalmış. O kişinin yardımıyla ayda 350 Dolar sigorta parası ödüyorlarmış, fakat daha sonra bir şekilde ödedikleri paranın üç araç sigortası ettiğini öğrenmişler. Yani o uyanık kişinin sigortasını bile çiftimiz ödüyormuş bilmeden. Aslında 50 Dolar olan sigortaları yerine 350 Dolar ödüyorlarmış.
Amerikalı ve yabancı göçmenlerden asla bir zarar görmediklerini, iyi Türklere rastlamakla birlikte, birçok Türk tarafından dolandırıldıklarını ve mağdur edildiklerini belirtiyorlar. Genellikle Türkler çıkar peşinde koşarken, Amerikalılar ve yabancıların, kendilerine yardımcı olmak için çırpındıklarını anlatıyorlar. "Türk Türkü gurbette" diye başlayan o lafın kesinlikle doğru olduğuna inanmışlar yaşadıkları kötü tecrübelerden ötürü.
Ama ilk yıllarında Gizem hamileyken evinin bodrum katını onlara açan Deniz Bey'in yardımlarını da unutmuyorlar. Gizem hamileliğinden ötürü çöpü kapıya çıkaramadığı için, Deniz Bey her gün çöplerini alırmış. Poyraz çalıştığı için Deniz Bey yardımcı olmuş. Dedikleri gibi iyi Türkler de var, fakat kendilerini kandıran, dolandıran ve kötülük yapan Türklerle de karşılaşmış çiftimiz.
SIFIRI TÜKETMEK!
AMERİKA CEHENNEM GİBİ BİR YER!
Türkiye'de her şeye rağmen iyi kötü bir evleri olduğunu belirten Poyraz ve Gizem, Amerika'da sıfırdan başladıklarının altını çiziyorlar. Karşılaştıkları kötü Türkler nedeniyle "Amerika cehennemmiş!" demişler. Paraları tükendiği için, en azından sorunlarını halledip bir an önce Tüürkiye'ye dönmeyi hedeflemişler o süreçte.
Fakat karşılarına iyi niyetli ve gerçek yardımsever insanların çıkmasıyla, her şey teker teker yoluna girince, Amerika'nın aslında cennet gibi yer olduğu sadece bir an için cehennem kısmına düştüklerini kavramışlar. Fikirleri değişmiş, ama Amerikalıları tanıdıktan sonra!
Mesela ilk ve ikinci çalıştığı işyerlerinden saatlik ücret 9 Dolar kazanırken, hakkının aslında 14-15 Dolar olduğu gerçeğini öğrenmiş Poyraz ve hemen işini değiştirmiş.
BODRUM KATINDA 1 YIL!
Gizem, hamileliğini boyunca bir yıl bodrum katında diğer çocuğu ile birlikte yaşamış. Poyraz çalıştığı için evde çoğu zaman kızıyla tek kaldığını anlatıyor. O zamanlar doğru düzgün para kazanamadıkları ve ellerindeki de gittiği için, Poyraz sürekli çalışmak durumunda kalmış. Sigorta ödemeleri, mutfak masrafı, çocuğun masrafları vs. onları çok zorlamış. Hiç izin bile yapmadan haftanın yedi günü çalışıyormuş Poyraz.
Parasızlıktan dışarı çıkıp gezemeyen Gizem, o bodrum katında adeta hapis hayatı yaşamış ve psikolojisi altüst olmuş. Güneş bile almayan yeri Deniz Bey uyrarak vermiş onlara ve daha iyi bir yer buldukları takdirde her zaman arkalarında olduğunu da belirtmiş. Onun çok yardımını ve desteğini görmüşler.
AKILLANMAYAN ÇİFT YİNE TÜRKLERDEN YARDIM ALIYOR VE...
Durumları biraz toparlanıp iyileşince daha büyük bir eve geçmeye karar veren Poyraz ve Gizem, bayağı masraf ederek evlerini taşımışlar. Tabii yine bir Türkün aracılığıyla! Fakat ikinci gün evin her yerinden böcekler çıkmaya başlamasıyla hayal kırıklığına uğramışlar. Dahası, evi tutarken çamaşır makinesini istedikleri zaman kullanabilecekleri vaat edilmesine rağmen, taşındıktan sonra haftada sadece bir kez kullanmaları yönünde uyarı almışlar. Tüm bu sebeplerden evden çıkmak isteyen çifte ev sahibi, 2-3 aylık kirayı ödemeden çıkamayacaklarını çünkü evinin boş kalacağını söylemiş.
Tabii tüm bu süreçte artık Amerikan yasalarını da öğrenmeye başlayan çiftimiz, ilk evden atılma süreçlerinde o an polisi aradıkları takdirde diğer ailenin ceza alacağını, çünkü altı ay boyunca kendilerini evden çıkartma hakları olmadığını sonradan öğrenmişler. Türklerin, yeni gelenlerin bilgisizliğini fırsata çevirdiğine dikkat çekiyor Poyraz ve Gizem.
Yasaları ve haklarını öğrenmelerinin faydasını hissetmeye başladıkları için o ev sahibine kafa tutabilmişler. Polis çağıracaklarını belirtip ödeme yapmak zorunda olmadıklarını söylemişler. Adam eşyaları yükledikleri kamyonun önünü kesip tehdit edince, haklarını bildikleri için gayet cool bir şekilde basıp gitmişler oradan.
Bu arada tüm bunlar yaşanırken, Poyraz'ın çalıştığı yer kendisine sponsor olmuş ve Green Card'a başvuru yapılmış. Çalışma kartlarını beklemeye başlamışlar. İyi insanlar da çıkıyor karşılarına Allahtan.
GİZEM'İN DOĞUMU VE ZORLUKLAR...
Gizem bu arada doğum yapmış. Fakat Poyraz hem çalışıp hem de diğer çocukları Ada'ya bakmak zorunda olduğundan ve Amerika'da hiçbir yakınları bulunmadığından, hastanede tek başına sezaryen ile doğum yapmak ve dört gün boyunca orada tek başına kalmak da kendisini psikolojik olarak çok zorlamış. O süreçte Poyraz da kızını işe götürmek zorunda kalmış.
MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI!..
Derken iki çocuk ile daha iyi bir hayat yaşamak isteyen aile, artık yasaları ve haklarını da çok iyi öğrendikleri için kendi başlarına ilerleme kararı almış. İlk olarak Poyraz işten çıkmış. Biraz para da biriktirmeyi başardıkları için bir araç daha edinerek birlikte pizza dağıtmaya başlamışlar. Ve bundan sonra Allah'ın "Yürü Ya Kulum!" dediğini ifade ediyorlar.
Bir yıllarının çöpe gittiğini ve çok zorlandıklarını ifade eden çift bundan sonrasının güzel devam ettiğini belirtiyor. Fakat daha önce atladıkları bir konuya daha değiniyorlar. Kiraladıkları iki odalı bir evde yaşadıkları süreçte, ikinci odayı onların haberi olmadan bekar bir erkeğe kiralamış ev sahipleri. Ve bunu yapan kişinin de yine Türk olduğuna dikkat çekiyorlar. Amerikalıların asla yapmayacağını belirterek. O süreçte yabancı bir erkekle dipdibe tek başına kalmak istemeyen Gizem bir süreliğine Türkiye'ye dönmüş tek başına.
Çocuklarının ikisini de yanlarına alarak, çift araçla pizza dağıtım işinden çok güzel para kazanmaya başlayan aile, sıfırdan yükselmeye başladıklarını ve derken Türkiye'de yatırımlık birkaç gayrimenkul edindiklerini anlatıyor.
Sonra geri dönmemeye karar verdikleri için yatırımlarını Amerika'da yapmaya devam eden çift, şu an mükemmel bir evde yaşadıklarını söylüyor. Yılda dört sefer tatil yaptıklarını, ama önceki yıllarda izin dahi yapmadan çok yoğun çalıştıklarını anlatıyor. Ayrıca oldukça lüks üç adet otomobil sahibi olmuşlar.
GERİ DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORLAR!
Artık aşırı paraları olsa bile asla Türkiye'ye geri dönmeyi düşünmeyen aile, bunun tek nedeninin para kazanmak olmadığını ifade ederek önemli bir noktaya işaret ediyor. Amerika'da insanların birbirine saygılı olması, kanunların ve kuralların herkese eşit şekilde tıkır tıkır işliyor oluşu, emek harcandığında karşılığını misliyle alabiliyor olmak, kadına bakış açısının düzgün olması nedeniyle artık daimi olarak Amerika'da kalmaya karar vermişler.
KAYNAK: POYRAZ SERGEN MEDYA
Poyraz abi ve Gizem ablayı tanımamın neredeyse üzerinden 2 buçuk ay fa*** geçti.Bunu gerçekten kalbimle söylüyorum kendilerine ve şirketlerine çook güveniyor ve inanıyorum.Bana hayatta hiçbir şeyin imkansız olmadiğinı kanıtladıkları için kendilerine minnettarım????????????????✊