Aralarında George Washington Üniversitesi'nden bilimadamlarının da bulunduğu bir araştırma grubu, Texas eyaletinin San Antonio şehrindeki 64 fast food restoranındaki hamburger, pizza ve patates kızartması gibi yiyeceklerden alınan örneklerde, kullanılan ftalatlar ve benzeri bileşiklerin de aralarında bulunduğu 11 kimyasalın varlığını inceledi.
Plastik ve diğer maddelere esneklik kazandırmak için yaygın olarak kullanılan ftalatlar, vücutta testosteron ve östrojen hormonlarını taklit ederek işleyişlerini bozuyor. Daha önceki araştırmalar, hamile kadınların ftalatlara maruz kalmasının, bebeklerinin bilişsel geleceklerini etkilemesinin yanı sıra çocukların astım ve obezite gibi sağlık sorunlarına yakalanma riskini artırabileceğini de göstermişti.
Yeni çalışmayı yürüten araştırmacılar, gıda örneklerinin yüzde 81'inin bir di-n-bütil ftalat (DnBP) içerdiğini ve yüzde 70'inin de di (2-etilheksil) ftalat (DEHP) içerdiğini ortaya çıkardı. Her iki bileşik de doğurganlık sorunlarına sebep oluyor.
Çalışma, ftalat konsantrasyonunun, burritolarda hamburgerlerden kayda değer ölçüde daha yüksek olduğunu ve et içeren gıdaların peynirli pizza gibi diğer yiyeceklere göre nispeten daha yüksek kimyasal seviyelerine sahip olduğunu tespit etti.
Bilim insanları, bu analize dayanarak akışkanlaştırıcı içeren plastik ambalajların ve gıda işleme eldivenlerinin bu maddeyi yiyeceklere bulaştıran kaynak olabileceğini açıkladı ve bulguların doğruluğu kontrol edecek ileriki testler sayesinde bu maddelere maruz kalmayı azaltacak düzenleyici stratejilere de daha fazla bilgi sağlanabileceğini ekledi.
Araştırmacılar, daha yoksul mahallelerin daha fazla fast food satış noktasına ve daha az taze gıdaya erişimi olma eğilimi düşünülürse, New York City'nin ağırlıklı olarak siyahilerin yaşadığı bölgelerine benzeyen yerleşim alanlarında ftalata maruz kalma oranının daha ciddi olabileceğinden şüpheleniyor.
Plastik ve diğer maddelere esneklik kazandırmak için yaygın olarak kullanılan ftalatlar, vücutta testosteron ve östrojen hormonlarını taklit ederek işleyişlerini bozuyor. Daha önceki araştırmalar, hamile kadınların ftalatlara maruz kalmasının, bebeklerinin bilişsel geleceklerini etkilemesinin yanı sıra çocukların astım ve obezite gibi sağlık sorunlarına yakalanma riskini artırabileceğini de göstermişti.
Yeni çalışmayı yürüten araştırmacılar, gıda örneklerinin yüzde 81'inin bir di-n-bütil ftalat (DnBP) içerdiğini ve yüzde 70'inin de di (2-etilheksil) ftalat (DEHP) içerdiğini ortaya çıkardı. Her iki bileşik de doğurganlık sorunlarına sebep oluyor.
Çalışma, ftalat konsantrasyonunun, burritolarda hamburgerlerden kayda değer ölçüde daha yüksek olduğunu ve et içeren gıdaların peynirli pizza gibi diğer yiyeceklere göre nispeten daha yüksek kimyasal seviyelerine sahip olduğunu tespit etti.
Bilim insanları, bu analize dayanarak akışkanlaştırıcı içeren plastik ambalajların ve gıda işleme eldivenlerinin bu maddeyi yiyeceklere bulaştıran kaynak olabileceğini açıkladı ve bulguların doğruluğu kontrol edecek ileriki testler sayesinde bu maddelere maruz kalmayı azaltacak düzenleyici stratejilere de daha fazla bilgi sağlanabileceğini ekledi.
Araştırmacılar, daha yoksul mahallelerin daha fazla fast food satış noktasına ve daha az taze gıdaya erişimi olma eğilimi düşünülürse, New York City'nin ağırlıklı olarak siyahilerin yaşadığı bölgelerine benzeyen yerleşim alanlarında ftalata maruz kalma oranının daha ciddi olabileceğinden şüpheleniyor.