Esra Öziskender'in Haberi
- Egitim Fakültesi lisans ve İletişim Fakültesi Yükses Lisans mezunu.
-Turizm şirketinde yönetici, Sağlık Bakanlığı ve PG şirketinin proje eğitmeni idi.
-Türk Kadınlar Birliği Gençlik Komisyonu başkanı, E.Kalkınma Vakfı gençlik komisyonu yönetim kadrosunda idi.
-Diksiyon dersleri aldı, CD çıkarttı, TRT'de 6 ay stajyer olarak bulundu. Üniversite Radyosunda haber spikeri idi, protokol sunucusu olarak görevler aldı.
-Butik pasta ve kurabiye yapıp satıyor, @obenki diğer instagram hesabı.
-Eczane Teknisyeni
- Dereceli (3.) kayak sporcusu
-Self Defense savunma kursunu bitirdi.
-IT kursu öğrencisi
-Onlarca kurumda gönüllü işlerde çalıştı ( Sabun atolyesi, evsizler, hasta yakınları pansiyonu, Türk kültür faaliyetleri, yardım dernekleri, yemek kursu faaliyetleri gibi)
-Evli, 2 oğlu var.
Eveeet bu kadar çok özelliğinin yanında bir de Instagram’da yeni gelenlere veya gelmek isteyenlere Amerikayı Keşif adı altında Amerika’yı tanıtıyor.
EÖ: Sema’cım Amerika’ya geliş hikayeni bize kısaca anlatır mısın?
SB: İngiltere'ye master için gitme hayali kurduğum sıralar, aklımda yokken evlenip 2006'da Amerika'ya geldim.
EÖ: Hoşgeldin :) Amerika’ya gelmeden önce Amerika ile ilgili düşüncelerin nelerdi?
SB: Düşündüklerim arasında dil öğrenmek, gezmek ve alış veriş yapmak vardı Amerika için bir ilgim veya hayalim yoktu, evlendikten sonra da giderim 2-3 yıl sonra dönerim, idealim olan radyo spikerliği için TRT'de çalışır emekli olurum diye planlıyordum. İçimde ukde olarak yer aldı bu hayalimin gerçekleşmemesi.
EÖ: Amerika’ya geldikten sonraki düşüncelerinle önceki düşüncelerin arasında nasıl bir fark var?
SB: Ülkeye ilk ayak bastığımda burnuma gelen kötü bir koku, evime ilk ayak bastıktan sonra hasta yattığım 3 gün benim için unutulmazdır. İlk intiba hiç iyi değildi, henüz kültür şoku yaşamamışken atmosfer şoku yaşamam ilk aylarımı zor geçirmeme sebep oldu. İlk defa yürüyüşe çıktığımız gün sitede onlarca Hintli görmek, oturduğumuz apartmanın baharat kokması, burası Amerika değil dedirtmişti bana. Kısa bir süre sonra Hint mutfağı hayranı olduğumu da söylemeliyim, şu an çoğunlukla dışarda yiyeceksek Hint mutfağını tercih ediyoruz diyebilirim, aradığım Türk lezzetlerini çoğunlukla bulamadığım için.
Geldikten sonra beni meşgul eden en önemli iş ders çalışmak ve master'ımı bitirmek oldu, 1 yıl uzatarak da olsa bitirdim.Bir yandan da kısa gezilerle ülkeyi tanımak, komşu ve arkadaşlar edinerek dil öğrenme sürecimi geliştirmeye çalışmak beni meşgul ediyordu. Yine kısa bir süre sonra doktor bir ailenin çocuklarıyla ilgilenmek ve sonra onlara yemek pişirmek gibi bir iş de edindim. Bu da benim çalışma iznim yok ama harçlığımı kazanmalıyım düşüncem için güzel bir başlangıç oldu. 2007-2017 yılları arasında ara ara bir çok aileye yemek yapıp sattım, hem eve gidip 'personel chef' olarak çalıştım hem de dağıtım yaparak para kazandım. Sertab Erener, Demir Demirkan Şikago'da yaşadıklarında onlara da haftada 2 gün 5'er çeşit yemek yapıp götürdüm. 2013-2014 yıllarında. Tüm bunlar bana şu özeti yaptırabilir; Amerika'ya geldikten sonra çok çalıştım. Bunu farklı farklı şeyler deneyerek yapacağımı hele de çoğu işte gönüllü çalışacağımı hiç düşünmemiştim.
EÖ: Hint mutfağını ben de çok severim. Queens, NY’da müdavimi olduğum bir Hint lokantası vardı. Bazı günler iş çıkışı soluğu orda alırdım. Artık lokantanın sahibi ve karısıyla ahbap olmuştuk. Biliyor musun bu arada benim de Amerika’da ilk geldiğim şehir San Francisco ve orda da çok Hintli var. Benim de ilk ilgimi çeken o olmuştu. Amerika’ya mı geldim, Hindistan’a mı anlayamıyorum demiştim.
Gelmeden önce sana Amerika’yı anlatan birileri veya bazı kaynaklar olmuş muydu?
SB: Babamın ''Clay " lakabı vardı, ismi yerine 'kley' diye çağırılırdı, etrafında korkuyla karışık sevilirdi. Muhammed Ali'yi severdi ve kendisi de Amerika yapımı kovboy filmlerini beğenirdi, çok izlerdi, gitmediğim Amerika kaldı gibi diye dillendirirdi bazen, benim de aklımda kalan Teksas, New York gibi eyaletler, Boston şehrinin evleri ve meşhur 'van' arabalardı ama çok uzak olduğu için araştırmamış, ilgi de duymamıştım.
EÖ: Ben de küçükken kızılderili oyunlarını çok severdim. Ben Amerika’ya taşınınca rahmetli babam “sonunda kabilene kavuştun” demişti :)
Çocuklarının ikisi de burda doğmuş. Allah bağışlasın. Hiç onların tamamen Amerikalılaşacağı gibi bir korku yaşadın mı içinde?
SB: Teşekkür ederim, amin. Çocuklarım tip olarak yerli, hatta dadaş'lar bana göre, Amerikalılar'a benzerler mi diye aklımdan geçirirken Anadolu kanı ağır bastı sanırım. Türk kimliklerini kaybetmeyeceklerinden eminim ama Amerikalı olmaları da bizi rahatsız etmez çünkü her iki kültürü sentezleyip kaliteli insan olmak için vizyonları geniş, zengin bir birikimle yetişeceklerine inanıyorum. Buna ben ve eşim katkı sağlamak için çalışıyoruz. Her millette değişik, saygın, çok güzel uygulamalar gördük burada, ahlaklı yaşamak için de şu veya bu millet, şu veya bu din mensubu olmak gibi bir ayırıma girmek çok yanlış olur, hele ki yüzlerce ülkenin, inanışın içinde yaşadığımız Amerika'da. Erdemli insan yetiştirmek ilk hedefimiz. Kimlik bir zenginlik katabilir ama önemli olan 'insan' olmanın hakkını verebilmektir.
EÖ: Neden Şikago? Şikago'da sevdiğin ve sevmediğin şeyler neler? Elinde imkan olsa aslında Amerika'da nerde yaşamak istersin? SB: Öncelikli sebep eşimin bağlı olduğu şirketin Şikago'da olması. İnternational havaalanı olması da cazip kılıyor bu şehri çünkü Türkiye'ye gidip gelmek sanki daha kolay hissi veriyor ama bazen mevsimler sebebiyle daha ılıman yerlerde, Amerika'nın batısında yaşasak diye düşünüyorum, bazen de Türk restorantlar, marketler sebebiyle New York'ta yaşasak diye istiyorum. İstekleri, hayalleri geniş biriyim, burada minimum düzeyden bahsediyorum. EÖ: Türkiye gibi bir yerde yaşamak için en ideali Türklerin çok yoğun olduğu New York ve New Jersey eyaletleri ama gurbette iş neredeyse biz orada. Bir günün nasıl geçiyor bize anlatır mısın? SB: Şu an iş arayışındayım, IT kursunu bitirdim, bir yandan da kurs dönemi boyunca misafir çok az aldığım için, telafi etmek adına sıkça grup ayarlayıp davetlere başladım. Dolayısıyla market ve mutfakta hazırlık şeklinde bir yoğunluğum var bu aralar.Onun dışında klasik ev hanımlığı, anne ve eş olma moduna hizmet etmeye çalışıyorum.
Sema Bayraktar'ın röportaj tanıtım videosu için: https://www.instagram.com/p/B8weILXgAYb/?igshid=13sa6215sda21
EÖ: İnternet fenomenliğine nasıl, ne zaman ve ne amaçla başladın? SB: Yemek yapıp satma işine 9 yıl önce pasta da ekledim, sınıf ortamında bir de online ders alıp, çokça YouTube videosu izleyip, yüzlerce sefer hediye pasta yapıp kendimi geliştirdim, yemek işini bıraktım ama butik pasta ve kurabiye yapmaya devam ediyorum, parti dekor edebilir, tema hazırlayabilirim diye de ekledim ama organizatörlük masraflı olduğu için tutulmadı, instagram hesabı açtım, sadece pasta ve kurabiye paylaşarak gerçek 900 kişi civarında takipçiye ulaştım, hesabım @obenki. Geçen yıl da Amerika'ya yeni gelenlere nacizane yol göstermek için bir kaç video hazırlayıp yayayım diye düşündüm, sonrasında da instagramda başka bir sayfa açtım amerikayi_kesfet ismiyle. EÖ: Sana en çok sorulan sorular neler oluyor? SB: Yiyecek içeçek alternatifleri için hassas davranan çok insan var, sorular biraz buradan biraz da farklı alanlardan ama yine alışverişle ilgili geliyor. Dalga geçen, "amerikayı keşfettin mi" diye ulaşan insanlar da oluyor. Yanı sıra iş ve kalacak yer için ulaşan da çok oluyor. EÖ: İki çocuk ve bu kadar meşguliyetin arasında pek boş vaktinin olmayacağını düşünüyorum ama gene de sorayım; hobilerin neler? Boş kaldığın zamanlarda neler yapıyorsun? SB: Hobilerimin çoğu çocuklarıma değişik aktiviteler bulmakla ilgili oluyor. Çocuklara yönelik 'play cafe' tarzı yerlere gitmek, Lowes, Home Depot, Michaels gibi mağazalardaki 'art/craft' etkinliklerine katılmak, festivallerde dolaşmak, Hint, İtalyan, Meksika, Uzakdoğu marketlerini gezmek, çiftlik ürünü satan yerleri bulmaya çalışmak, farklı kültürlerden tarifler denemek veya onların yemek kurslarına katılmak da fırsat buldukça hobilerime kattığım şeylerdir diyebilirim.
EÖ: Çok zevkli uğraşılar. Şikago'daki Türk bakkal, restoran vs durum nasıl? Yani Türkler belli alanlarda mı toplanmış yoksa dağınık mı? Aradığınız şeyleri bulmada zorlanıyor musunuz? SB: Şikago'da 'İstanbul Cafe ve Market', bir de 'Best Turkish Food Market' isimleriyle iki yer var. Buralardan bazı Türk ürünlerine ulaşabiliyoruz. Restorantlar çoğunlukla 'downtown' a daha yakın olan yerlerde buluyor. 13-14 civarında Türk restorant var Şikago'da. Hepsinin listelenmiş hali 'chicagoklavuzu' isimli web sitemde mevcut. EÖ: Süper! Bundan sonraki hedeflerin neler? SB: Doğrusu ünlü olmayı ve dikkat çekmeyi seven bir insan olmadım hiç, göz önünde değil de arka planda çalışmak daha rahat benim için ama bu hesapla farklı bi iş yapar mıyım bilmiyorum. Türkçem İngilizcemden daha iyi olduğu için bir Türk televizyonu olsa ve mutfak programı yapsam diye düşünebilirim ama şu an ilk isteğim kursunu bitirdiğim alanda bir işte çalışmak. EÖ: Yani IT alanında o zaman buradan bu konuda sana destek olabilecek herkese seslenelim. Yardımcı olabilecek olan varsa sana ulaşsın. Amerika'ya gelmek isteyenlere eminim çok tavsiyen oluyordur ama sence bunların içinde Top Three yani ilk üçünü paylaşır mısın bizlerle? SB: Dil kursu için bir atılım yapmış olmalarını, buradaki eleman alan siteleri bilmelerini (burada belirteyim bazılarını belki yazıyı okuyunca araştırma yapmak isteyen olur ; indeed, dice, glassdoor, monster, ziprecrutier, career builder) ve belki en önemlisi sabırlı olmalarını tavsiye edebilirim. Çoğu insan çok kaliteli bir geçmişle, eğitim düzeyiyle geliyor ama çok vasat işlerle hayata tutunmaya çalışıyorlar ilk etapta. Sosyal imkanlar Avrupadaki gibi değil Amerika'da. Sağlık yardımı, aile destek, işsizlik maaşı vs ulaşması zor şeyler arasında.
EÖ: Okuyucularımıza ne mesajlar vermek istersin? SB: Amerika'da çok fazla göçmen var ama herkes kuralları takip ederek yaşamayı öğreniyor, aksi bir durum kaos çıkarır ki buna pek rastlamıyoruz, trafikte ve insan ilişkilerinde oldukça dikkatli davranıyor insanlar, yaptırımlar çok iyi, dolayısıyla bu yaptırımlarla nizam sağlanıyor. Gelenler de bunu bilerek gelirse iyi olur, burada gerek Türkler gerek başka milletler arasında ayırımcı davranışlar sergilenmesi, çalışılan yere öfke oluştuğunda zarar verilmesi gibi agresif yaklaşımlar, vergi beyanında sahtecilik, çocukları evde tek bırakmak, kapı önünde araba yıkamak, balkondan halı çırpmak, çocuklara evde şiddet uygulamak, ehliyetsiz araba sürmek.... gibi bir çok sosyal kural ihlali ciddi yaptırımlara sebep olur, o sebeple bir adım atmadan önce, arkadaşa sormak, online araştırmak sonra harekete geçmek yardımcı olacaktır. EÖ: Seni nasıl takip edebilirler ve sana nasıl ulaşabilirler? Bir de sana nasıl bilgi gönderip, destek olabilirler? SB: İnstagram'dan ulaşan herkese kısa sürede dönüş yapıyorum, ciddi bir soru sorulmuş, bilgi alınmaya çalışılıyorsa tabi! @amerikayi_kesif hesabından ulaşabilirler. Çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için. EÖ: Sema'cığım ben çok teşekkür ederim. Gerçekten çok keyif aldım eminim okuyucularımız da bana katılacak. Sevgili okuyucularım, bir başka söyleşide buluşmak üzere esenlikler dilerim. Bize ulaşmak için whatsap hattımızı kullanabilirsiniz: (929) 215-4795 Esra Öziskender [email protected] HRLink Consulting
Test test test test test test test