"Yıl 1996. Mimar Sinan Üniversite’sinde sınava giriyorum. Konservatuvar sınavları o zamanlar dört aşamadan oluşurdu. Günlerce sürerdi..."
"Tiradı oynadıktan sonra Müşfik Hoca ayağa kalktı, yavaş yavaş sahneye doğru gelmeye başladı ve elini bana doğru uzatıyordu. İçimden 'İnanamıyorum, koskoca Müşfik Kenter sahneye kadar beni tebrik etmeye geliyor' dedim..."
Çocuklarınızdan öğrendiğiniz en önemli şey neydi şimdiye kadar?
"Rutkay Kerim ve Piraye bana sabrı öğretti. Sabırlı olmak ve anda kalmak. Yıllarca peşinden koştuk ya bunun, anda kalmanın. Seminerler, hocalar, kitaplar... Anda kalın, anda kalın. 'Anda kalmak ne demek derdim?' hele ki benim gibi hiperaktif bir insan için çok zor..."
Yeni nesil oyuncular da çok eleştiriliyor. Sizin bu konu hakkındaki fikriniz ne?
"Çoğu konservatuvar okumadığı için eleştiriliyor. Oyuncu eğitimini almalı gibi bir tabu olmamalı. Bizim nice ‘alaylı’ diye tabir ettiğimiz ustalarımız var. Eğitim almamış, setlerde, tiyatro kulislerinde yetişmiş. Okumuş, izlemiş, kendini yetiştirmiş, ustasını izlemiş. Bu eleştirilere çok katılmıyorum, katı buluyorum..."
"Ercan abi çok iyi bir hekimdir. Ercan abiyi ‘Üç Maymun’da seyrettiğim zaman saatlerce kendime gelemedim. Yıllarca eğitim alsan onu yapamayabilirsin. Genç nesli de çok seviyorum. Çok yetenekli, meraklı oyuncular var. Onları örseleyip yaptıkları büyüyü bozmak, eleştirmek istemiyorum. Destekliyorum onları."
Source : milliyet.com