Yaklaşık 20+ yıldır kullanırım Dream Catcher yani Düş Kapanı'nı. İlk olarak Arizona'da tanışmıştım. Eski bir kızılderili inanışına göre yattığımız odadaki kötü rüyaları ve kabusları kovar, iyilerini bırakır.İnşallah düş kapanları bu kabus gibi yaşadığımız günlerden de bizleri kurtarır.
Rüyaları yakalayan eskiler -büyük kutsal gücü ellerinde tutarlar ve geceleri ayinler yaparlar,ayinlerden önce ise uyudukları yerin üzerine asmaları için uyuyanları güvende kılmaya yarayan özel bir ağ yaratırlar. Ağ patikalarında yol aldığında kötü rüyalar ağlara takılıp yollarını kaybeder ve günün ilk ışıklarıyla yok olurlar.İyi rüyalar yollarını bildikleri için merkezden geçerler ve uyuyanlara doğru güvenli bir şekilde yönlendirilirler.
Eski bir kızılderili inanışına göre kabus görmeyi engelleyen bir tür muskadır.
Kızılderililer düş kapanlarını daha ziyade bebeklerinin beşiğine asar, bu yolla onların kabuslardan korunmasını sağlarlarmış.
Hippilerin olmazsa olmazıdır, Türkiye'de de bazı camper volkswagenlerde görebilirmişiz. Ayrıca yapımı basit ve eğlencelidir.
Eski kızılderili inanışına göre düş kapanının çemberindeki ağ kötü rüyayı yakalar, tüylerinden def eder.
(Bu fotodakini ben Arizona'dan aldım.)
Rüya yakalayan, rüya avcısı olarak da bilinir. Küpe, bileklik, kolye olarak da kullanımı artmış olan dreamcatcher, kötü düşünceleri uzaklaştırıp iyi düşüncelerle dolmayı sağlayan bir Kızılderili inanışıdır. Genellikle söğüt ağacından yapılan çemberin hayatı sembol ettiği söylenir. Çembere örülen ağın ise çemberle buluştuğu nokta sayısına göre anlamının değiştiği söylenir. Çevresine eklenen tüylerin ise iyi yolun bulunacağını gösterdiği söylenirken, bunu ilk yayan kişinin rüyasında öyle gördüğü için öyle devam ettiğine dair inanış da yaygındır.
(neoldu.com, miadelarue.blogspot.com, Milliyet, Ekşi Sözlük)