Küresel barışa zarar veren yıkıcı dış politika anlayışının tezahürlerinden birisinin de İran nükleer anlaşması ve Kudüs meselesinde atılan adımlar olduğunun altını çizen Erdoğan, “Sizler Türkiye’nin nükleer enerji ve silahlar konusundaki tavrını yakından izliyorsunuz. Enerji açığı olan bir ülke olarak biz nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla faydalanılmasını savunuyoruz. Her ülkenin buna hakkı olduğunu düşünüyoruz. Enerji ihtiyacını bu yoldan karşılamak isteyen ülkelerin hakkına da herkesin saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz. Rusya Federasyonu ile geçen ay inşasına başladığımız Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Türkiye’nin artan enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayacaktır. Nasıl dünyanın 31 ülkesindeki 450 nükleer santral bizim için tehdit değilse, çok sıkı denetlendiği sürece başkalarınınki de tehdit oluşturmayacaktır. Ülkemiz ve bölgemiz için asıl tehdit nükleer silahlardır. Ortadoğu önce bu silahlardan temizlenmelidir. Daha ileriye gidiyorum, tüm dünya nükleer silahlardan temizlenmelidir. Kendi ellerinde 15 bini aşkın nükleer başlıklı silah bulunduranlar şuanda dünyayı tehdit etmektedirler. Onlar rahatlıkla bunu kullanırken, farklı ülkelerde nükleer başlıklı silah olanlar onlar için niye tehdit oluşturuyor. Adil yaklaşım göstereceksek o zaman nükleer silaha sahip olduğu bilinen ülkelerin nükleer güç santrallerini tehdit olarak göstermesinin dünya kamuoyunda inandırıcılığı yoktur. Biz Türkiye olarak İran nükleer meselesi dahil, hal yoluna konmuş krizlerin yeniden köpürtülmesini kabul etmiyoruz. Amerikan yönetiminin kararı karşısında diğer imzacı ülkelerin anlaşmaya bağlılıklarını ifade etmelerini de son derece olumlu buluyoruz. Kudüs’te yaşananlar ise popülist aymazlığın ne tür vahim sonuçları olabileceğinin en acı ispatıdır. Amerikan yönetiminin uluslararası hukuku, teamülleri, İİT ve BM Genel Kurulunun aldığı kararları çiğneyerek 14 Mayıs’ta attığı adım 62 Filistinli kardeşimizin şehit olmasına, 2 bin 700 Filistinlinin yaralanmasına neden olmuştur. İşgale karşı demokratik haklarını kullanırken İsrail’in devlet terörüne kurban verdiğimiz Filistinli şehitlere rahmet diliyorum. İsrail yönetiminin terörist diye yaftaladığı Filistinli şehitler arasında 8 aylık bebekler, kadınlar, gençler, tekerlekli sandalyedeki engelliler de bulunuyor. Attığı son provokatif adım ile Amerikan yönetimi İsrail’in katliamlarına ortak olmuştur. Açık söylüyorum, Amerika’nın eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır. Analarının kucağında katledilen bebeklerin utancı, o bebeklere kurşun sıkma alçaklığı gösterenlerle beraber bu katillere suç işleme cesareti verenlerin de yüzüne yapışmıştır. Amerikan yönetiminin bundan sonra demokrasi, insan hakları, özgürlükler ve barış konusunda söyleyeceği sözlerin kıymeti olmayacaktır. Bebek katillerinin sırtını sıvazlayan bir anlayışın demokrasiden bahsetmesi tam bir oksimoronluk örneğidir. Kendi kendine çelişki örneğidir. Uluslararası hukuku çiğneyen bir zihniyetin başkalarına hukuk telkin etmesi de pişkinliktir, yüzsüzlüktür” ifadelerini kullandı." dedi.
Siyaset
23 Mayıs 2018 - 09:44
Erdoğan: Filistinli Çocukların Kanı Bulaştı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Attığı son provokatif adım ile Amerikan yönetimi İsrail’in katliamlarına ortak olmuştur. Açık söylüyorum, Amerika’nın eline Filistinli çocukların kanı bulaşmıştır” dedi.Kaynak: Erdoğan'dan ABD'ye sert tepki
Siyaset
23 Mayıs 2018 - 09:44
İlginizi Çekebilir