Rapora göre, Avrupa ve Orta Asya'da küçük, yeni ve özellikle kadın işletmecilerin şirket ve işyerlerinin pandemiden büyük hasar aldığı ve toparlanma sürecinde daha çok zorlandığı görülüyor.
Dünya Bankası Raporuna Göre Türk Ekonomisi
Rapor, Türk ekonomisinin 2021'in ikinci çeyreğinde, G-20 ülkeleri arasında ikinci en yüksek büyüme oranına sahip olmasını; iç ve dış piyasalardaki güçlü talep ve Covid-19'un etkili kontrolüne bağladı.
Türkiye'de 2021 yılında gayrisafi milli hasılanın yüzde 8,5 oranında büyümesi bekleniyor. Ancak ülke ekonomisinin önündeki en büyük zorluklar, para politikalarındaki güvenilirliği yeniden inşa etmek ve enflasyonu kontrol altına almak. Yoksulluğun 2019 ve 2020 yıllarındaki hızlı artışından sonra düşüşe geçmesinin beklendiğini kaydeden rapor, yoksulluk oranının daha da azaltılmasının kapsayıcı bir ekonomik iyileşme süreci oluşturmaktan ve savunmasız gruplara yeterli desteği sağlamaktan geçtiğinin altını çiziyor.
Dünya Bankası raporu, 2002 ile 2017 yılları arasında yüksek büyüme hızı yakalayan Türkiye'nin son on yılda reform ivmesindeki düşüşle beraber verimlilikteki büyümesinin de yavaşladığını kaydediyor. Büyümeyi kredi patlaması ve talep teşvikiyle destekleme çabalarının iç ve dış zafiyetleri daha da arttırdığını yazan rapora göre özel sektördeki yüksek borçlar, cari açık, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranı, 2018 yılı Ağustos ayından bu yana makro finansal istikrarsızlığı körüklüyor.
Hükümet, koronavirüsle mücadele için hızlı ekonomi politikası geliştirse de bunun gevşek para politikasına ve hızlı kredi genişlemesine dayandığı görüldü. Türk ekonomisi, 2020 yılında olumlu büyüme deneyimleyen az sayıda G-20 ve OECD ülkesinden biriydi. Ancak enflasyonun yüzde 20'nin üzerine çıkması, dış mali ihtiyaçların hala yüksek olması, olumsuzluk olarak görülüyor.
Politikalarda güveni yeniden inşa etmek; çalışma, ürün ve mali piyasalara odaklanan reformlar yapmak, kurumların işleyişini güçlendirmek, Türk ekonomisinin yabancı yatırımcıları çekmesi ve verimlilikte büyümeyi canlandırması için atması gereken adımlar olarak öne çıkıyor.
Dünya Bankası raporu ayrıca yüksek enerji ve karbon yoğun bir ekonomi olması nedeniyle Türk ekonomisinin karbondan arınmaya yönelik küresel ve bölgesel politikalar karşısında savunmasız olduğunu kaydediyor.
Dünya Bankası Raporuna Göre Türk Ekonomisi
Rapor, Türk ekonomisinin 2021'in ikinci çeyreğinde, G-20 ülkeleri arasında ikinci en yüksek büyüme oranına sahip olmasını; iç ve dış piyasalardaki güçlü talep ve Covid-19'un etkili kontrolüne bağladı.
Türkiye'de 2021 yılında gayrisafi milli hasılanın yüzde 8,5 oranında büyümesi bekleniyor. Ancak ülke ekonomisinin önündeki en büyük zorluklar, para politikalarındaki güvenilirliği yeniden inşa etmek ve enflasyonu kontrol altına almak. Yoksulluğun 2019 ve 2020 yıllarındaki hızlı artışından sonra düşüşe geçmesinin beklendiğini kaydeden rapor, yoksulluk oranının daha da azaltılmasının kapsayıcı bir ekonomik iyileşme süreci oluşturmaktan ve savunmasız gruplara yeterli desteği sağlamaktan geçtiğinin altını çiziyor.
Dünya Bankası raporu, 2002 ile 2017 yılları arasında yüksek büyüme hızı yakalayan Türkiye'nin son on yılda reform ivmesindeki düşüşle beraber verimlilikteki büyümesinin de yavaşladığını kaydediyor. Büyümeyi kredi patlaması ve talep teşvikiyle destekleme çabalarının iç ve dış zafiyetleri daha da arttırdığını yazan rapora göre özel sektördeki yüksek borçlar, cari açık, yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik oranı, 2018 yılı Ağustos ayından bu yana makro finansal istikrarsızlığı körüklüyor.
Hükümet, koronavirüsle mücadele için hızlı ekonomi politikası geliştirse de bunun gevşek para politikasına ve hızlı kredi genişlemesine dayandığı görüldü. Türk ekonomisi, 2020 yılında olumlu büyüme deneyimleyen az sayıda G-20 ve OECD ülkesinden biriydi. Ancak enflasyonun yüzde 20'nin üzerine çıkması, dış mali ihtiyaçların hala yüksek olması, olumsuzluk olarak görülüyor.
Politikalarda güveni yeniden inşa etmek; çalışma, ürün ve mali piyasalara odaklanan reformlar yapmak, kurumların işleyişini güçlendirmek, Türk ekonomisinin yabancı yatırımcıları çekmesi ve verimlilikte büyümeyi canlandırması için atması gereken adımlar olarak öne çıkıyor.
Dünya Bankası raporu ayrıca yüksek enerji ve karbon yoğun bir ekonomi olması nedeniyle Türk ekonomisinin karbondan arınmaya yönelik küresel ve bölgesel politikalar karşısında savunmasız olduğunu kaydediyor.