Esra Öziskender'in Röportajı.
Ayhan, Hacivat mı olmak istersin, Karagöz mü? Neden?
Karagöz ile Hacivat’ın gölge oyununda özel temsilleri var: Karagöz eğitimsiz, dilinin kemiği olmayan, kaba, mert, başı beladan kurtulmayan, saf biri. Hacivat mürekkep yalamış, gözü açık, zeki, kibar, görgülü, içten pazarlıklı, sinekten yağ çıkarabilecek bir karakter. İki karakter toplumun özeti sayılabilir. Hayal oyunu, icracılar arasında Karagöz oyunu olarak da tanımlanır. Yani Karagöz oyuna ismini verecek kadar bir adım önde. Benim için de Karagöz özel bir yerde. Ses tonu, aklı, açık sözlülüğü, konuşulmayanı açık etmesi, patavatsızlığı büyüleyici. Özellikle onu sahnede oynatırken daha büyük keyif aldığımı itiraf etmeliyim.
Esra Öziskender: Asıl hedefin tiyatro oyuncusu olmak iken kendini bir anda gölge oyunu sanatçısı olarak buldun. Bu nasıl gerçekleşti? Ayhan Hülagü: Üniversiteye başladığım günden beri tiyatro ile yatıp kalkıyorum. Gölge oyunu, meddah, orta oyunu, köy seyirlik oyunlar özel çalışma alanlarım. Studio Oyuncuları'nda oyunculuk eğitimi alırken aynı süreçte geleneksel sanatlar üzerine de yoğun okumalar yaptım. Metin yazarlığı yaparken kişisel yönelimimi bu alanda tutmaya özen gösterdim. 2011 yılında Unima İstanbul şubesinin başlattığı Karagöz yapım ve oynatım atölyesini tamamladıktan sonra uzun süre kişisel çalışmalar yürüttüm. Karakter tasarımları, yeni oyun yazma denemeleri, hikaye anlatma denemeleri vb. Karagoz Theatre Company'i Amerika'da kurduktan sonra bu çalışmalarımı uluslararası platforma sergileme imkanım oldu. Çok olumlu geri dönüşler aldı, almaya devam ediyorum.
Esra Öziskender, Kadıköy İstanbul Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi, İşletme Fakültesi, İnsan Kaynakları Yönetimi Bölümü'nden yüksek lisansı var. İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nde Doktora derslerini tamamlayıp, doktora yeterlilik sınavını vermiştir. San Francisco'da, New College of California'da ve Kaplan Üniversitesi'nde advanced İngilizce dil eğitimi, TOEFL ve GRE dersleri almıştır. Boston'da MIT'de insan kaynakları ile ilgili sertifika programlarına katılmıştır. Karabük doğumlu olup, aslen Artvin, Arhavi'lidir. Komohti (Mohti, Lazuri) lazlarından olan ailesi Yavuz Sultan Selim zamanında 4 dönem valilik yapmış olan 10. Trabzon Valisi İskender Paşa'nın sülalesinden gelmekte olup, www.iskenderzadeler.net isimli web sitesinden akrabalar haberleşmektedir. Bir tek rahmetli anneannesi Batum'dan Hendek, Adapazarı'na göçmüş bir gürcüdür. Çocukluğunun büyük çoğunluğu Hendek'te geçmiştir. Erkek kardeşi Uğur özel bir firmada yöneticilik yapmakta olup, kızkardeşi gibi sevdiği yengesi Arzu da aynı firmada çalışmaktadır. Annesi ev hanımıdır. Rahmetli babası Hakim olduğu için (daha sonraları avukatlık ve bilirkişilik de yapmıştır) lise eğitimine kadar; Karabük, Kars'ın Kağızman, Kahramanmaraş'ın Andırın, Samsun'un Alaçam ve Sakarya'nın Hendek ilçelerinde yaşamıştır. İş hayatına üniversite son sınıftayken atılmış olup; Türkiye ve Amerika'da uzun yıllar insan kaynakları alanında çalışmıştır. Çalıştığı firmalar arasında İstek Vakfı, Biltam, Genpa, Çelebi Holding, Türkbank, AstraZeneca, BiogenIdec, Idex ve New York Belediyesi'ne bağlı İş ve İşçi Bulma Kurumları bulunmaktadır. Türkiye'de bir dönem PERYÖN derneğinin yönetiminde görev almıştır. Şirket eğitimleri ve toplantıları için uluslararası sertifikalı bir Eğitmen ve Moderatördür. Birçok ulusal ve uluslararası toplantılara konuşmacı ve eğitmen olarak katılmıştır. Aynı zamanda 2006'dan beri kendi danışmanlık ve eleman bulma şirketi HRLink Consulting'i yönetmektedir. Gazeteciliğe 2008'de makaleler ve köşe yazıları ile başlamış olup, 2017'den beri profesyonelce yapmakta aynı zamanda sosyal medya ve reklam danışmanlığı da yapmaktadır. Amerika'da San Francisco, CA, Boston, MA, Stamford, CT ve New York, NY'da yaşadıktan sonra şu anda İstanbul, Bodrum, Los Angeles ve New York şehirlerinde yaşamaktadır. Esra Öziskender ABDPost.com HRLink Consulting, Inc [email protected] İş ve eleman arayışı, kariyer koçluğu, reklam, sosyal medya, haber konularında bana ulaşabilirsiniz. Tüm haber, makale ve röportajlarıma bloğumdan ulaşabilirsiniz: Blog: @hrlinkmakaleler.blogspot.com Facebook: @HRLinkConsultingInc Instagram: @esraoziskender, @hrlinkconsulting LinkedIn: @hrlinkconsulting123 Twitter: @HRLinkConsultin Web sitesi: https://hrlinkconsulting.wixsite.com/hrlink
Esra Öziskender: Şu an da tiyatro hayatında nerede duruyor? Ayhan Hülagü: Hayatımın tam merkezinde. Gölge oyunu tiyatronun başka bir formu: gölge tiyatrosu… Karagöz yaparken de bir tiyatrocu olarak performans sergiliyorum. Gerek karagözcü olarak, gerek meddah, yahut aktör olarak tiyatro üretmeye devam ediyorum. Pergelin ucunu sevdiğim çoğrafyanın kültürüne koyarak bunu yapmaya çalışıyorum.
Esra Öziskender: Karagöz, Türkiye ve bizim mizah algımızla özdeşleşen bir form. Bunu uluslararası platformlara taşıma fikri nasıl ortaya çıktı? Karşılık bulacağını nasıl öngürebildin? Ayhan Hülagü: Karagöz hayal oyunu uluslararası tanınırlığı olan, hayli şöhretli bir sanat formu. Uluslararası sanat trafiğinde üretilen oyunları, filmleri uzun yıllardır takip ediyorum. Amerika'da tiyatro kurmaya karar verdiğim zaman uğraştığım sanatın bir karşılığı olduğunu bilerek yola çıktım. Bir de şöyle bir gerçeklik var. Ben Amerikan coğrafyasına sonradan eklemlendim. Bilgim, birikimim, estetik algısı oturmuş bir sanat üreticisi olarak bu halkaya dahil oldum. Bu saatten sonra onlar gibi olmam, onlar gibi sanat üretmem mümkün ve mantıklı değil. Evrensel olanı yakalayıp kendi estetiğimle hikayeler anlatmayı tercih ediyorum.
Esra Öziskender: Bunun için geleneksel sanatlara sırtını yaslıyorsun... Ayhan Hülagü: Aynen öyle… Ben Amerika'da kendi kültürüm, geleneğim, birikimim ile değerliyim. Başkası gibi davranıp yaşamam doğru değil. Bunun için Türkiye coğrafyasının sanat tarihi üzerine yaptığım arkeolojik kazıları oyuna, hikayeye, sergiye dönüştürüp üretim yapıyorum. Büyüdüğüm coğrafyanın hikayelerini, sanat formlarını, seyirciyle kurduğu ilişki biçimlerini irdelerken kendi sanat algımı geliştirmeye çalışıyorum.
Esra Öziskender: Yaptığın iş aynı zamanda bir kültür elçiliği kabul edilebilir değil mi? Ayhan Hülagü: Bu tarz büyük cümlelerden kaçınıyorum. İlgi ve çalışma alanım Türk tiyatrosu. Sırt dönülen geleneksel oyunlar, köy seyirlik eğlenceler, meddah öyküleri… Bu köklü gelenek ve kültürden beslenerek oyunlar yapıp hikayeler anlatıyorum. Bu süreç ister istemez bir temsile dönüşüyor. İzleyenler tiyatrodan Türkiye'nin kültürel kodlarına ve sanat formlarına dair bilinç kazanarak ayrılıyor. Doğrudan bir aktarım, elçilik olduğu bir gerçek. Dünyanın tüm kültürleri, geleneksel formları değerli, korunmayı ve aktarılmayı hak ediyor. Ben en iyi kendi kültürümü bildiğim için bunu aktarıyorum. Hikayesi daha eski ve derin olduğu için bu onu ve beni bir kaç adım öne çıkarıyor.
Esra Öziskender: Karagöz gölge oyununu Amerika'da ve uluslararası festivallerde başarıyla tanıtıyorsun. Amerikalı sanatçılarla biletleri yok satan şovlar düzenledin. Bize bunlardan bahseder misin? Ayhan Hülagü: Amerika, Afrika'da bir çok uluslararası festivale katıldım, atölyeler düzenleyip sergi ve söyleşiler düzenledim. Her tiyatrocunun bir şekilde hayalini kurduğu, büyük saygınlığı olan platformlarda yer alma imkanım oldu. Amerika'da Karagöz üzerine yaptığım oyunlar bugüne kadar 12 farklı eyalete turne yaptı. Tiyatroların dışında okul, kütüphane, darülacezelerde sahne kurdum.. Amerika, Türk, Çin, Hindistan vb farklı kültürden, dilden binlerce izleyiciye ulaştım. Bunun yanı sıra Great Plains Puppet Train, Amerika Ulusal Kukla Festivali, Neopolis Tiyatro Festivali gibi birçok prestijli uluslararası festivalde sahne aldım. Amerikalı sanatçılarla farklı sahnelerde 6-7 farklı proje hazırlayıp gösteriler hazırladım. Son olarak Türkiye'nin geleneksel sanatını, dünyanın en gözde tiyatrolarının yer aldığı Broadway'e taşıma imkanım oldu.
Esra Öziskender: Karagöz'ü tarihinde ilk defa Broadway'e taşıdın. Çok büyük başarı. Bu süreç nasıl gerçekleşti? Ayhan Hülagü: Amerika'da gösterilerimin sayısı arttıkça haliyle daha tanınır oldum ve iletişim ağım hızla genişledi. UNİMA USA ve Puppeteers of Amerika'ya üye oluşum, gösterilerimi izleyen sanatçıların beni farklı tiyatrolara tavsiye etmesiyle yaptığım işi gösterme sürecim daha çabuk oldu. Amerika'nın en büyük kukla festivali sayılan 63. Ulusal Kukla Festivali'nin programına alındıktan sonra Broadway'den de davet aldım. İşin bir güzel tarafı Türkiye'de Susam Sokağı, Edi ve Büdü vb kukla programlarıyla tanınan Hollywood'un dünyaca ünlü kukla sanatçısı Jim Henson vakfı yaptığım projeyi destekledi. Broadway'de farklı zamanlarda gösteriler gerçekeştirdim. Yaptığım işin Broadway'de görücüye çıkması ve üzerine olumlu eleştiriler yazılması ayrı bir mutluluk. Bunun bana nasip olması onur verici.
Esra Öziskender: Türk çocukları içinde de Türkçeyi az bilenler ve hatta hiç konuşamayanlar var. Onlar Karagöz'ü İngilizce dinleyince nasıl tepkiler veriyor? Ayhan Hülagü: Yurt dışındaki gösterilerin en büyük motivasyonlarından biri bu. Göçmen Türk aileler bir şekilde çocuklarına kendi ülkesine, kültürüne dair bilinç kazandırmak istiyor. Başka bir dilin, kültürün içine doğan çocuk sadece ailede yaşatılmaya çalışan kültüre bir noktadan sonra yabancılaşabiliyor. Bu noktada yaptığım iş bir manevi doyum sağlıyor. Yaşlı, çocuk genç hayatında ilk defa benim gösterilerim ile karagöz ile tanışmaları benim açımdan ayrı güzellik. İster istemez hayatlarında bir iz bırakıyorsun. Amerika, Meksika, yahut Afrikalı izleyicinin Karagöz ile tanışıp, eğlenmesi beni ayrıca keyiflendiriyor. Bu karagöz'ün ne kadar evrensel olduğunu gösteriyor. Çekik gözlü yahut siyahi bir izleyicinin karagöz ile kahkahalar atması, bu kültüre ilgi duyması ilginç kareler oluşturuyor. Bu buluşmayı sağlayan kişinin ben olması tabii ki şahsım ve kişisel sanat yolculuğum açısından çok değerli.