Dr. Canan Dağdeviren, son dönemde giyilebilir ultrasound teknolojileri üzerinde çalıştıklarını belirterek, bu teknolojiyi özellikle meme kanserinin erken teşhisinde kullanabilmeyi arzuladıklarını söyledi.
Duvar gazetesinin aktardığına göre Dağdeviren, "Yakın zamanda, maalesef erkek kardeşim Caner'in böbrek kanseri olduğunu öğrendik ve zorlu bir ameliyat ile sol böbreği alındı. Öğrencilerimle birlikte süre gelen ultrasound projemizi böbrek kanseri üzerine de uygulamaya başladık. Etkili sonuçlar aldık, yakın zamanda paylaşacağız." açıklamasında bulundu.
ELEKTRONİK TEKSTİL!
Üzerinde çalışıp geliştirdikleri bu, tıp alanında giyilebilir teknoloji hakkında ise Dr. Dağdeviren şunları söyledi: "Kişisel tıbbın daha etkili ve yaygın olacağı bir dünyaya giriyoruz. Özellikle tekstil içine girebilecek ve giysilerimizin bir parçası olacak elektronik cihazlar daha önem kazanacak sanıyorum. Yani, elektronik tekstil gelecek."
‘ABD’DE, BAŞARISIZLIĞA TAHAMMÜL VAR’
Dr. Dağdeviren, özellikle son yıllarda Türkiye'den ABD'ye yaşanan beyin göçüne de değindi ve "Ekosistem yaratmak gerekli, yoksa bilim insanlarını veya gençleri ülkede tutmak zor. Liyakat sisteminin ve adil denetlemenin olması da gerekli. Yoksa gelişmekten ve mutlu olmaktan bahsedemeyiz maalesef. ABD’de başarısızlığa tahammül var, güven var, ideolojik farklılıkları olmasına rağmen araştırmacıların uyum halinde çalıştığı bir ortam var. Diyalog var, sen-ben ayrımı yok denecek kadar az, işi bilenlerden oluşan adil bir denetim mekanizması var.
Bilim deryasında ufak bir damla olmanın huzurunu yakalayabilmiş, eğitim hayatının büyük kısmını Türkiye’de tamamlamış bir araştırmacı olarak, memleket dahilinde daha gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum. En başta sorunlarımızı belirlemenin, veri toplamanın, bu verileri arşivlemenin ve bulgular ışığında çözümler üretmenin şart olduğu kanaatindeyim. Olumlu ve olumsuz gördüklerimizi yazmazsak, geleceği inşa etmemiz muhtemel değil. Söz uçar fakat yazı kalır, bizden sonrakilerin gerekli yollarda yol alabilmeleri için yazmak şart. Bu bağlamda, alan fark etmeksizin her bireyin bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum; bahaneler üretmek yerine, çözümler üretmek için konuşmak ve yazmak gerekir." ifadelerini kullandı.
Duvar gazetesinin aktardığına göre Dağdeviren, "Yakın zamanda, maalesef erkek kardeşim Caner'in böbrek kanseri olduğunu öğrendik ve zorlu bir ameliyat ile sol böbreği alındı. Öğrencilerimle birlikte süre gelen ultrasound projemizi böbrek kanseri üzerine de uygulamaya başladık. Etkili sonuçlar aldık, yakın zamanda paylaşacağız." açıklamasında bulundu.
ELEKTRONİK TEKSTİL!
Üzerinde çalışıp geliştirdikleri bu, tıp alanında giyilebilir teknoloji hakkında ise Dr. Dağdeviren şunları söyledi: "Kişisel tıbbın daha etkili ve yaygın olacağı bir dünyaya giriyoruz. Özellikle tekstil içine girebilecek ve giysilerimizin bir parçası olacak elektronik cihazlar daha önem kazanacak sanıyorum. Yani, elektronik tekstil gelecek."
‘ABD’DE, BAŞARISIZLIĞA TAHAMMÜL VAR’
Dr. Dağdeviren, özellikle son yıllarda Türkiye'den ABD'ye yaşanan beyin göçüne de değindi ve "Ekosistem yaratmak gerekli, yoksa bilim insanlarını veya gençleri ülkede tutmak zor. Liyakat sisteminin ve adil denetlemenin olması da gerekli. Yoksa gelişmekten ve mutlu olmaktan bahsedemeyiz maalesef. ABD’de başarısızlığa tahammül var, güven var, ideolojik farklılıkları olmasına rağmen araştırmacıların uyum halinde çalıştığı bir ortam var. Diyalog var, sen-ben ayrımı yok denecek kadar az, işi bilenlerden oluşan adil bir denetim mekanizması var.
Bilim deryasında ufak bir damla olmanın huzurunu yakalayabilmiş, eğitim hayatının büyük kısmını Türkiye’de tamamlamış bir araştırmacı olarak, memleket dahilinde daha gidecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum. En başta sorunlarımızı belirlemenin, veri toplamanın, bu verileri arşivlemenin ve bulgular ışığında çözümler üretmenin şart olduğu kanaatindeyim. Olumlu ve olumsuz gördüklerimizi yazmazsak, geleceği inşa etmemiz muhtemel değil. Söz uçar fakat yazı kalır, bizden sonrakilerin gerekli yollarda yol alabilmeleri için yazmak şart. Bu bağlamda, alan fark etmeksizin her bireyin bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum; bahaneler üretmek yerine, çözümler üretmek için konuşmak ve yazmak gerekir." ifadelerini kullandı.