Yaklaşık iki yıl önce evinin banyosunda düşerek kaburgasını zedeleyen Mehmet Ali Erbil, tedavi altına alındığı hastanede zor dönemlerden geçmişti. Yaralandıktan sonra kaçış sendromu adı verilen hastalığı nüksettiği açıklanan Mehmet Ali Erbil, uzun bir süre hastanede gözetim altında kalarak tedavi olmuştu.
"BENİ EVDE İSTEMEDİ"
Jülide Ateş'in, "Anne ve babanıza hala öfkeli misiniz?" sorusu karşısında yaşadıklarını ilk defa anlatan Erbil şu ifadeleri kullandı:
"ANNEMİ SEVEMEDİM"
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına boğulan Mehmet Ali Erbil, "En acısı, hiç unutamadığım, kirli çamaşırlarımı anneme yıkatmıyordu üvey babam. Komşumuz vardı ben komşumuza deterjan alırdım, komşumuz yıkardı benim çamaşırlarımı. Yatakhaneye gelirdim gece ağlardım, 'Allah'ım ben hiç böyle olmayacağım ben hiç ayrılmayacağım, hiçbir zaman karımla ayrılmayacağım, böyle çocuklarım olmayacak benim' derdim."
"SERDAR ORTAÇ BÜTÜN ŞARKILARININ TELİF HAKLARINI EVİNDE KUMAR OYNAMAK İÇİN SATTI"
Serdar Ortaç ile dostluğunun hiç bozulmadığını söyleyen Erbil sözlerine şöyle devam etti; "Ama biz ona çok tavsiyelerde bulunduk, şunu bırak artık dedik, nedir yani kazanacağın? Ne kazanabilirsin? Kaybettiklerine bak önce bir ya! Neler kaybetti benim canım arkadaşım, neler kaybettiğini biz çok iyi biliyoruz! O kadar bağımlı oldu ki bir türlü kopamadı! O da öyle deşarj oluyor. Besteyi oradan etkilenerek yapabiliyor diyelim.."
"ÇOCUKLARIMIN HER BİRİNİN HAYATINI GARANTİ ALTINA ALDIM"
"Kumar hiçbir şeye mal olmadı, ne bir ev, ne bir araba kaybettim kumarda. Sahneye çıkardım, onun ücretini alırdım, ayrıca bana orada oyun oynamam için para, fiş verirlerdi, onunla oynardım, kaybedersem bırakırdım. Hiçbir zaman için evimi satayım, arabamı satayım, bağımlı olayım; hiçbir şeyim olmadı. Çünkü arkada çoluğum çocuğum var. Evlerim barklarım olmazdı, ben ölmeden çocuklarımın her birinin evi var, her birinin hayatını garanti ettim."
"KARDEŞİME FİŞİMİ ÇEK DEDİM"
Ünlü şovmen hastalık dönemiyle ilgili şunları söyledi; "9 ay hastanede kaldım, 6 ayı yoğun bakımdaydı, kız kardeşim başımdaydı, duyuyordum, 'kurtulma şansı yok' diyorlardı, profesör kız kardeşim... 24 saat kızım başımdaydı, normalde su içmem, kız kardeşim başımda damla damla su veriyordu."
"Abi hiç merak etme dedi, kabullendi gibiydi nerdeyse... Bitkisel hayata girme riskim vardı, her gün üç ameliyat oluyordum; kaburgalarım bir gün akciğerime batıyordu, bir gün böbreğimi kaybediyordum, bir gün pankreasımı kaybediyordum... Direnç vardı vücudumda, her gün kan akıyordu, görmedim, Allah büyük, bana göstermedi. Kızım ve doktorum görüyordu. Tanık olmadım bütün bunlara, şanslıyım, yine de şanslıyım. Allah çok büyük, dualarla... Damadım başucuma geliyordu, dua okuyordu, bilmediğim duaları tekrar ediyordum, o dualarla, sevenlerimin dualarıyla, muska getiriyorlardı, tesbih getiriyorlardı... O dönemi çok geçirdim. Normal insan iki hafta yatakta yatsa, yürüme problemi oluyor, kaslarını kaybediyor, ben 9 ay yattım yatakta. Bu hayat benim için ikinci bir hayat. Allah beni sevenlerime, çocuklarıma bağışladı."
"Yönetmen de dur dur dur oraya zoom yap! Şimdi bunda benim suçum ne kadar siz söyleyin! Allah aşkına! Avrupa yasasına göre bunda sorumlu prodüktör ve kanalmış. Mahkemede hiç ceza almadım, ama bence benim suçum yok, o kadar kişi boşuna mı çalışıyor, sıkı sıkı bağlayıp kontrol ediyorlar... Kanala ceza geldi."
Source : milliyet.com