ABD Başkanı Barack Obama, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada IŞİD'le mücadeleye destek istedi. Obama, kürsüden sıklıkla barış vurgusu yaptı. ABD Başkanı Barack Obama, Birleşmiş Milletler'de konuşma yaptı. Konuşmasında IŞİD'den ebolaya kadar birçok soruna değinen ABD Başkanı, konuşmasına geçmişte hatalar yaptıklarını söyleyerek başladı. "Yeterince güçlü bir şekilde cevap vermedik mezhepçiliğe. Şiddet içeren koşullara yeteri kadar güçlü cevap vermedik" diyen Obama, konuşmasına şöyle devam etti: "Önümüzde tercih var. Ya sistemi yenileyebiliriz ya da bizi bu kadar güçlü kılan süreçte geride durabiliriz. Küresel mücadelelerde seçimimiz net. Korku karşında umudu tercih ediyoruz. Daha iyiye doğru durumu şekillendirebiliriz. İnsanı ilgilendiren durumlarda kaderciliği seçmiyoruz. Yapılacak çok şey var. Burada olan uluslar, şiddet içeren aşırı uçları reddedecek mi? Tüm ülkeler uluslararası normlar uygulamalıdır. İşbirliği istiyoruz. Silahların kullanımının neler getirdiğini Birinci Dünya Savaşı’nda gördük. Faşizm ve ırkçılığın ne getireceğini gördük. Rusya’nın Ukrayna’daki hamleleri bunlara karşılık geliyor. DAHA ÖNCE BİRLİKTE ÇALIŞTIK Ukrayna halkı reform için sokağa çıktı ve Cumhurbaşkanı ülkeden gitti. Kırım ilhak edildi. Sivil uçak düşürüldü, ayrılıkçıların kontrol ettiği bölgede. Ukrayna kendi bölgesinde kontrolü artırdıktan sonra Rusya sınırdan birliklerini geçirmeye başladı. Bu güçlü olanın diğerini ezdiği bir düzen. ABD’yse bir başka tarafı temsil ediyor. Büyük ulusların küçük ulusları ezmediği bir düzeni temsil ediyor. Bunlar basit gerçekler ama savunulması gereken gerçekler. Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğiz. Kolektif savunmayı desteklemeye devam edeceğiz. Bütün ülkelere tarihin doğru tarafında durmaları için bize destek vermeye çağırıyoruz. Farklı bir yol mümkün, barış, diplomasi yolu ve bu kurumun da üzerine dayandığı ilkelerle. Daha önce nükleer silahları aşağı çekmek için birlikte işbirliğine tamam dedi Rusya. Suriye’de kimyasal silahların teslim edilmesine birlikte tamam dedik. İşbirliği olabilir Rusya yönünü değiştirirse. MÜCADELE İÇİN TAAHHÜT BEKLİYORUZ Sorunları birlikte mi çözeceğiz, yoksa geçmişin tahribat veren yöntemlerini tercih ederek mi? İlkelere bağlı kalmamız lazım. ABD’nin tüm ülkelerle çalışma niyetini dile getiriyorum. ABD doktorlarını ve bilim insanlarını ebolayla mücadele için konuşlandırdı. Yüzbinleri öldürecek hastalıktan kurtulmak için yapılabilecek çok şey var. Bizden uzakta diyebilirsiniz ama yakınımıza gelebilir. Ülkelerden mücadele için taahhüt bekliyoruz. ABD diplomatik çözüm arıyor İran’la nükleer konusunda. Dünyada nükleeri engellemek istiyoruz. İran bu tarihi fırsatı kullanırsa gerçekleşebilir. Tavsiyem: Bu fırsatı kaçırmayın. Sizin enerji ihtiyaçlarını karşılayabilecek aynı zamanda barışçıl olduğunuzu dünyaya gösterebilecek bir çözüm bulunabilir. Ama tüm ulusların uyması gereken kurallar var. ABD bir kalkınma planı konusunda da kararlı, 2030 yılına kadar yoksulluğu ortadan kaldırmak amacıyla çalışmaya kararlı. Dünyanın bütün çocuklarının eşit fırsata sahip olmaları ve eşit koşullarda yaşamaları konusunda kararlıyız. Bilim bize, iklim değişikliğiyle mücadele edeceksek bütün ülkelerin katkı sunmaları gerektiğini söylüyor. FARKLI YÜZYILA BAKAMAYIZ Farklı bir yüzyıl için yazılmış olan önergelere dayanamayız. Bu yüzyılın takip edeceği yolu biz belirleyebiliriz. Geleceğe bakarken bir çatışma döngüsüne girmememiz lazım; aşırı uçların yarattığı kanser, Müslüman dünyasını etkileyen bir kanser. Terör yeni değil, terör yeni bir silah değil tarih boyunca kullanılmıştır. Bu yüzyılda daha öldürücü bir ideolojiyle karşı karşıyayız. Dünyayı ya uyarsanız ya da kafirsiniz diye ikiye ayıran, masumları öldüren, tehdit eden bir yapıyla karşı karşıyayız. ABD’nin dış politikasını sadece terörizme cevap vermeye adamayacağını vurgulamıştım. Biz ABD’nin İslam’la bir savaş içinde olmayacağını da tekrar tekrar söyledik. İslam barışçıldır. Milyonlarca Müslüman ABD’li bizim ülkemizin dokusunun bir parçası. Medeniyetler çatışması söylemini reddediyoruz. Bu tür yaklaşımlar sadece nefreti besleyecek yaklaşımlardır. Geleceğimiz bizi bölenlere nasıl tepki vereceğimize bağlı. Kolektif olarak somut adım atmak zorundayız. Dini temel alarak bir takım bölgelerden militan devşiren örgüte karşı adım atmak zorundayız. ÇABAYA DESTEK İÇİN DÜNYAYA ÇAĞRI Dört alana odaklanmalıyız. Birincisi, IŞİD olarak bilinen terör örgütün gücü azaltılmalı ve sonra da bitirilmeli. IŞİD, Irak’ta ve Suriye’de önüne kim geçtiyse terörize etmiştir. Tecavüz etmiştir, dini azınlıklar açlıktan hayatını kaybetmiştir. Tahayyül edilemeyecek suçlar işlendi. Kafa kesilme videoları dünyayı şok etti. Hiçbir tanrı bunu onaylamaz, hiçbir şey bu suçları haklı çıkarmaz. Bu tip katillerin anlayabileceği tek dil güçtür. ABD bu ölüm şebekesini yenmek için diğer ülkelerle çalışmak zorunda. Kara birlikleri göndermeye niyetimiz yok. Militan geçişini önleyeceğiz. Şu ana kadar 40’tan fazla ülke koalisyona katılmış durumda. Dünyaya sesleniyorum bu çabaya destek vermeleri için. Savaşmaya devam edenler ilerleyen süreçte kendilerini yalnız bulacaklar. KÜRESEL EKONOMİ TERÖRLE MÜCADELEDE KULLANILMALI İkinci olarak, artık dünya özellikle de Müslüman toplumlar açık bir şekilde güçlü tutarlı bir şekilde bu ideolojiyi El Kaide ve IŞİD gibi ideolojileri reddetmeli. Modern ve çok kültürlü bir dünya ilkeleriyle. Hiçbir çocuğa dünya üzerinde yaşayan diğer insanlardan nefret etmesi öğretilmemeli. Artık uygar insanlar arasında şu ideoloji yok edilmeli, genç beyinlerin bu şekilde beyinlerinin yıkanması engellenmeli. Küresel ekonomiyle para toplanmalı ve beyin yıkayan yaklaşım imha edilmeli. Sosyal medya üzerinden yürütülen propagandayla öğrenciler intihar eylemcilerine dönüştürülüyor. IŞİD, El Kaide, Boko Haram ideolojileri tutarlı bir şekilde sürekli bir şekilde reddedilirse ölecek. Müslüman toplumlarda barışı teşvik edenlere bir bakın; savaş karşısında barışı desteklemek . Not in my name kampanyası başlatılmıştı. Bir İmam, “Din hiçbir zaman bir savaş sebebi olmamalı demişti. Bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir tasarı var aşırı uçlarla mücadeleyi öngören ama somut adımlarla desteklenmeli. Radikalleşmeyi başka bölgelere yayılmadan önce engellemeliyiz. Farklı bölgeler arasında köprü oluşturmalıyız. DIŞARIDAN DEĞİL SİYASİ ÇÖZÜM GEREKİYOR Üçüncü olarak mezhepsel çatışma döngüsü. Hristiyanlar da geçmişte benzer şeyleri yaşadı. Bugün insanın çektiği acıların merkez noktası Müslüman topraklarında olmuştur. Ortadoğu içerisine Sünni Şii liderlerin çatışmayı reddetme zamanı. Bu kimsenin kazanmadığı bir savaş, kazananın olmadığı. Suriye’de devam eden iç savaş binlerce kişinin ölümüne yol açtı. Milyonlarca kişi yer değiştirdi. İyi haber şu, bunu geri çevirebiliriz. Irak’ta kapsayıcı bir hükümet var. Savaşı kışkırtmaya çalışanlar reddediliyor. ABD Suriye muhalefetine destek veriyor ama Suriye sorununa çözüm siyasi çözümdür. Hangi etnik kökenden gelirse gelsin. Bu çılgınlık bu delilik başka türlü son bulamaz. Daha geniş bir müzakere temeli oluşturulmalı. Bu bölgedeki güçlerin doğrudan oturup konuşmaları gerekiyor. TERÖRE ALTERNATİF Dördüncü nokta çok basit. Arap ve Müslüman dünyası ülkeleri kendi halklarının potansiyelini kullanmalı. Arap gençlerine sesleniyorum: cehaleti değil eğitimi temel alan bir kültürden geliyorsunuz. Sizi bu yoldan çıkaranlar bu büyük geleneğe ihanet ediyor. Sizler, gençlerin elinde yeterli araçlar olduğunda, toplumun gelişebileceğini gösterdiniz. ABD bu vizyonu teşvik eden ülkelerle çalışacaktır. Kadınların parlamento ve barış sürecine katılımını destekliyoruz. Eğer, gençlere sadece ya devletin otoriterliği ya da aşırı uca gidersiniz gibi bir seçenek sunulursa bir yere varamayız. Daha iyi bir seçenek sunulursa teröre bir alternatif olduğu anlaşılır. Irak’ta gençler kütüphane oluşturdu. Bunu Tunus’ta gördük; laik ve İslamcı partilerin birlikte çalıştığını gördük. Malezya’da gördük. Canlı bir girişimcilik ve sömürgeden geniş bir ekonomi. Endonezya’da benzer bir durum gördük. Mezhepçiliği, aşırıcılığı reddetmek tüm nesilleri ilgilendiren bir görevdir. Ortadoğu halkalarının üzerine düşen bir görevdir. Hiçbir dış güç değişimi getiremez ama ABD yapıcı bir ortak olacak. Terörizmi de hoş görmeyeceğiz ama işgalci güç olarak da davranmayacağız. Girişimciliği, sivil toplumu eğitimi, gençleri destekleyeceğiz. Bu bahsettiğim hamleler aşırıcılığın en iyi panzehridir. BİZİM DE SORUNLARIMIZIN OLDUĞU DOĞRU ABD barışı izlemekten, barışın peşinde koşmaktan vazgeçmeyecek.İnsan haklarının evrensel olarak deklare edilmesi yani daha iyi bir yaşamın varlığından vazgeçmeyecek. Tabii ki eleştirenler şunu diyecek; ABD de zaman zaman ideallerini gerçekleştirememiştir, kendi içinde sorunları var. Evet doğru. Ferguson’da yaşananlara işaret edenler, bir genç hayatını kaybetti ve toplum bölündü diyebilirler. Evet, bizim de içimizde gerilimimiz var. Küreselleşmeyle nasıl baş edebiliriz, değerlerimizi nasıl muhafaza edebiliriz bunu çözmeye çalışıyoruz. Dünyadan gelen eleştirileri olumlu karşılıyoruz. Bu ulusun üzerine kurulduğu değerlere baktığınızda, ABD aynı ABD değil. Biz ideallerimiz için savaştık mücadele ettik. Yetersiz kaldığımızda dönüp kendimize baktık. ÖZGÜRLÜK MİRASI Biz demokrasinin getirdiği bu açık alanda hukukun üstünlüğüne saygı göstererek, her insanın kendini ifade etmesine imkan everecek ilkelere inandık. Altı yılı geride bırakan bir Başkan olarak bu vaadin dünyayı da aydınlatacağını düşünüyorum. Barış, özgürlük ve fırsat yaratmak, geri kafalılığa son vermek adına, dünyadaki gençlere baktığımda bana şunu hatırlatıyor: hepimizin paylaştığı ortak şeyler var. Roosevelt şöyle demişti; evrensel insan hakları nerede başlar? Küçük yerlerde demişti. Dünya haritasında değil de bireyin kendi içinde, mahallesinde, ofiste, üniversitede başlar demişti evrensel insan hakları. ABD hiçbir zaman yapılacak şeylerden kaçmayacaktır. Bizler bir özgürlük mirası üzerinde oturuyoruz. Bu mirası korumak için her şeyi yapacağız. Bu vizyona sizin de destek vermenizi istiyorum." (Radikal)
Siyaset
24 Eylül 2014 - 19:13
Obama: İslam'a karşı savaş içinde değiliz
Obama: İslam'a karşı savaş içinde değiliz
Siyaset
24 Eylül 2014 - 19:13
İlginizi Çekebilir