Köşe yazısının detaylarında şu bilgilere yer verilmiştir;
Pandeminin maliyetleri korkunç bir hızla büyümeye devam ediyor. Yüz milyonlarca Amerikalı evlerine kapandı, 16.8 milyonluk bir rekor işsizlik seviyesine ulaşıldı, yaklaşık 15.000 Amerikalı öldü ve ölüm sayısı katlanarak artıyor. Kongre, toplam 2.3 trilyon dolarlık üç koronavirüs yardım paketi açıkladı ve bu kadarıyla da bitecek gibi görünmüyor
Birisi bu benzeri görülmemiş hasarı ödemek zorunda ve bu “birisi” kesinlikle Çin hükümeti olmalı!
Kimse kontrolü mümkün olmayan viral bir salgın için bir başka Ülkeyi suçlayamaz. Çünkü Çin komünist rejimi, virüs tehlikesi hakkında kasıtlı olarak Dünya’ya yalan söylemek ve proaktif olarak Dünya çapında bir yayılmayı önleyebilecek küresel bir tepkiyi engellemekle suçlanmalıdır. Hatta yasal olarak sorumlu tutulmalıdır.
Şimdi biliyoruz ki ilk covid-19 vakası 17 Kasım'da Çin'in Hubei eyaletinde ortaya çıktı. Aralık ayı ortalarında Çinli yetkililer virüsün insandan insana bulaşabildiğini biliyordu çünkü doktorlar ve hemşireler hastalanıyorlardı. Tüm Dünya’yı uyarma yerine bu durumu gizledi. Üstelik örtbas etmeve çalışıp , doktorları sessiz kalmamaları halinde cazalandırmaya çalıştı.
14 Ocak günü, Dünya Sağlık Örgütü “Çinli yetkililer virüsün insan insana bulaşmasına dair açık bir kanıt bulduk” dediklerini belirterek resmi twitter hesabıdan hastalığın bulaşıcı olduğunu duyurdu.
15 Ocak'ta ise Çin'in Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi başkanı devlet televizyonunda “insandan insana bulaşma riskinin düşük olduğunu” belirterek durumu açıklamak durumunda kaldı.
Bu yalanları Çin Hükümeti sıralarken ve Pekin de bunu biliyordu. Hatta 1.700 Çinli sağlık çalışanı enfekte olmuştu bile.
Çin yalan söylemeye devam etti; Amerika'nin önlem almak adına talep ettiği “vaka örneklerini” paylaşmayı reddederek virüsün Amerika’ya gelmesini engelleme hazırlık çabalarını kasıtlı olarak engelledi.
Amerikalı yetkililer “Wuhan Viroloji Enstitüsü ile bir araştırma ortaklığı olan Teksas Üniversitesi'ndeki biyokominasyon laboratuarı müdüründen numune alıp alamayacağını görmek için bir talepte daha bulundular. Gelen yanıtta “İlk başta, Wuhan laboratuvar kabul etmesine karşın, Pekin'deki yetkililer 24 Ocak te duruma müdahale etti ve herhangi laboratuar-to-lab transferi işlemini onaylamayıp verileri bloke ederek duruma müdahale etti.
Pekin'in müdahalesi, Wuhan'a gecikmeli bir karantina kararı alındıktan bir gün sonra yapıldı.
Çinli yetkililer nihayetinde bir pandemi ile savaştıklarını kabul ettiler.
İlk vakanın ortaya çıkmasının üzerinden iki aydan fazla süre geçti. Bu süre zarfında yapılan örtbasın ölümcül sonuçları baş gösterdi. Southampton Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada , Pekin sadece üç hafta önce hareket ettiyse, covid-19 vakalarının sayısının yüzde 95 oranında azalmış olabileceğini ve bunun da bir salgını önleyeceğini belirledi.
Pandeminin maliyetleri korkunç bir hızla büyümeye devam ediyor. Yüz milyonlarca Amerikalı evlerine kapandı, 16.8 milyonluk bir rekor işsizlik seviyesine ulaşıldı, yaklaşık 15.000 Amerikalı öldü ve ölüm sayısı katlanarak artıyor. Kongre, toplam 2.3 trilyon dolarlık üç koronavirüs yardım paketi açıkladı ve bu kadarıyla da bitecek gibi görünmüyor
Birisi bu benzeri görülmemiş hasarı ödemek zorunda ve bu “birisi” kesinlikle Çin hükümeti olmalı!
Kimse kontrolü mümkün olmayan viral bir salgın için bir başka Ülkeyi suçlayamaz. Çünkü Çin komünist rejimi, virüs tehlikesi hakkında kasıtlı olarak Dünya’ya yalan söylemek ve proaktif olarak Dünya çapında bir yayılmayı önleyebilecek küresel bir tepkiyi engellemekle suçlanmalıdır. Hatta yasal olarak sorumlu tutulmalıdır.
Şimdi biliyoruz ki ilk covid-19 vakası 17 Kasım'da Çin'in Hubei eyaletinde ortaya çıktı. Aralık ayı ortalarında Çinli yetkililer virüsün insandan insana bulaşabildiğini biliyordu çünkü doktorlar ve hemşireler hastalanıyorlardı. Tüm Dünya’yı uyarma yerine bu durumu gizledi. Üstelik örtbas etmeve çalışıp , doktorları sessiz kalmamaları halinde cazalandırmaya çalıştı.
14 Ocak günü, Dünya Sağlık Örgütü “Çinli yetkililer virüsün insan insana bulaşmasına dair açık bir kanıt bulduk” dediklerini belirterek resmi twitter hesabıdan hastalığın bulaşıcı olduğunu duyurdu.
15 Ocak'ta ise Çin'in Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi başkanı devlet televizyonunda “insandan insana bulaşma riskinin düşük olduğunu” belirterek durumu açıklamak durumunda kaldı.
Bu yalanları Çin Hükümeti sıralarken ve Pekin de bunu biliyordu. Hatta 1.700 Çinli sağlık çalışanı enfekte olmuştu bile.
Çin yalan söylemeye devam etti; Amerika'nin önlem almak adına talep ettiği “vaka örneklerini” paylaşmayı reddederek virüsün Amerika’ya gelmesini engelleme hazırlık çabalarını kasıtlı olarak engelledi.
Amerikalı yetkililer “Wuhan Viroloji Enstitüsü ile bir araştırma ortaklığı olan Teksas Üniversitesi'ndeki biyokominasyon laboratuarı müdüründen numune alıp alamayacağını görmek için bir talepte daha bulundular. Gelen yanıtta “İlk başta, Wuhan laboratuvar kabul etmesine karşın, Pekin'deki yetkililer 24 Ocak te duruma müdahale etti ve herhangi laboratuar-to-lab transferi işlemini onaylamayıp verileri bloke ederek duruma müdahale etti.
Pekin'in müdahalesi, Wuhan'a gecikmeli bir karantina kararı alındıktan bir gün sonra yapıldı.
Çinli yetkililer nihayetinde bir pandemi ile savaştıklarını kabul ettiler.
İlk vakanın ortaya çıkmasının üzerinden iki aydan fazla süre geçti. Bu süre zarfında yapılan örtbasın ölümcül sonuçları baş gösterdi. Southampton Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada , Pekin sadece üç hafta önce hareket ettiyse, covid-19 vakalarının sayısının yüzde 95 oranında azalmış olabileceğini ve bunun da bir salgını önleyeceğini belirledi.