15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal eden Yunanistan'ın o dönemki Başbakanı Elefterios Venizelos, işgalin gerekçelerini Paris Barış Konferansı'na sunduğu muhtırasında Wilson Prensipleri'ne dayandırmak istedi.
Yunanistan'ın İzmir'i işgal etmesi, tüm yurtta tepkilere yol açtı. Ancak Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yaşayan 12 kahraman kadın var ki, işte onlar bu sebeple İstanbul Hariciye Nezareti yoluyla, 22 Mayıs 1919'da Amerikan Başkanı Wilson'a hitaben işgale karşı protesto telgrafı çektiler.
Silvan ve Kulp kazalarında yaşayan 30 bin kadın adına Wilson'a hitaben kaleme alınan telgrafta; Fatma, Sadıka, Şerife, Şehide, Adalet, Lütfiye, Gülistan, Lamia, Bedia, Ayşe, Hatice ve Münire adlı cesur 12 kadının imzası yer aldı.
ABD Başkanı Wilson'ın eşi ve tüm Amerikalı kadınlara da çağrı yapılan telgrafta şu sözlere yer verildi:
"Büyük ve adil hükümetinizin vicdan ve merhamet sahibi muhterem reisi Wilson'ın malum
prensiplerinin uygulanacağı ümidiyle, hüzünlü kalplerimizin çırpındığı bir zamanda haksız olarak İzmir'in kan içici Yunanlar tarafından işgal edildiğini haber aldık. Yunanların bu işgali yeryüzündeki tüm insanlığı sarsacak hatta Hz Mesih'i mezarında titretecektir. Zira Yunanların Rumeli'de gerçekleştirdikleri cinayet, zulüm ve alçaklığın bir benzerini tarih kaydetmemişti. Şimdi de İtilaf Devletleri'nin gözlerinin önünde İzmir vilayetinde gerçekleştirdikleri zulümleri büyük bir üzüntüyle işitiyoruz. İnsanlığın huzuru için öncü bir şahsiyet olan Wilson'ın muhterem refikası ile hassas ve merhametli kalbe sahip olan Amerika'nın muazzez kadınlarına sesleniyoruz. Biz Osmanlı kadınları olarak eşlerimiz ve evlatlarımızı, hükümetin ilan ettiği o harpte kurban verdik. Yaralı yüreklerimiz acı ve çığlıkla zaman geçirmektedir. Kadınlar, yavrular perişan bir şekilde insanlık için feryat ediyor. Adalet ve insanlıktan nasibini olmamış olan İtilaf Devletleri'nin desteklediği Yunanlar, İzmir vilayetindeki Müslüman kadınların ırzlarına tecavüz etmekte, erkekleri ise katletmektedir. Bu zulümleri yapan Yunanları ve yaşananlara sessiz kalanları kadınlık namına protesto ediyoruz. Ey hassas kalpli muazzez hemşirelerimiz; adil olan tarih şahittir ki şimdiye kadar mevcudiyetini muhafaza eden Osmanlı Devleti ve İslam dini yıkılmaz ve ölmez. Bu nedenle din namına bu facialara daha fazla tahammül edemeyiz. Eğer yeryüzündeki tüm Müslümanlar her şeye rağmen din namına harekete geçer ve kıyama kalkarsa dünya umumi bir kargaşaya neden olur. İnsanlık ve kadınlık namına, biz mazlum milletin hukukunu muhafaza için sadık ve pak vicdanınızdan, feryat etmenizi istirham ve istimdat eyleriz."
Yunanistan'ın İzmir'i işgal etmesi, tüm yurtta tepkilere yol açtı. Ancak Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yaşayan 12 kahraman kadın var ki, işte onlar bu sebeple İstanbul Hariciye Nezareti yoluyla, 22 Mayıs 1919'da Amerikan Başkanı Wilson'a hitaben işgale karşı protesto telgrafı çektiler.
Silvan ve Kulp kazalarında yaşayan 30 bin kadın adına Wilson'a hitaben kaleme alınan telgrafta; Fatma, Sadıka, Şerife, Şehide, Adalet, Lütfiye, Gülistan, Lamia, Bedia, Ayşe, Hatice ve Münire adlı cesur 12 kadının imzası yer aldı.
ABD Başkanı Wilson'ın eşi ve tüm Amerikalı kadınlara da çağrı yapılan telgrafta şu sözlere yer verildi:
"Büyük ve adil hükümetinizin vicdan ve merhamet sahibi muhterem reisi Wilson'ın malum
prensiplerinin uygulanacağı ümidiyle, hüzünlü kalplerimizin çırpındığı bir zamanda haksız olarak İzmir'in kan içici Yunanlar tarafından işgal edildiğini haber aldık. Yunanların bu işgali yeryüzündeki tüm insanlığı sarsacak hatta Hz Mesih'i mezarında titretecektir. Zira Yunanların Rumeli'de gerçekleştirdikleri cinayet, zulüm ve alçaklığın bir benzerini tarih kaydetmemişti. Şimdi de İtilaf Devletleri'nin gözlerinin önünde İzmir vilayetinde gerçekleştirdikleri zulümleri büyük bir üzüntüyle işitiyoruz. İnsanlığın huzuru için öncü bir şahsiyet olan Wilson'ın muhterem refikası ile hassas ve merhametli kalbe sahip olan Amerika'nın muazzez kadınlarına sesleniyoruz. Biz Osmanlı kadınları olarak eşlerimiz ve evlatlarımızı, hükümetin ilan ettiği o harpte kurban verdik. Yaralı yüreklerimiz acı ve çığlıkla zaman geçirmektedir. Kadınlar, yavrular perişan bir şekilde insanlık için feryat ediyor. Adalet ve insanlıktan nasibini olmamış olan İtilaf Devletleri'nin desteklediği Yunanlar, İzmir vilayetindeki Müslüman kadınların ırzlarına tecavüz etmekte, erkekleri ise katletmektedir. Bu zulümleri yapan Yunanları ve yaşananlara sessiz kalanları kadınlık namına protesto ediyoruz. Ey hassas kalpli muazzez hemşirelerimiz; adil olan tarih şahittir ki şimdiye kadar mevcudiyetini muhafaza eden Osmanlı Devleti ve İslam dini yıkılmaz ve ölmez. Bu nedenle din namına bu facialara daha fazla tahammül edemeyiz. Eğer yeryüzündeki tüm Müslümanlar her şeye rağmen din namına harekete geçer ve kıyama kalkarsa dünya umumi bir kargaşaya neden olur. İnsanlık ve kadınlık namına, biz mazlum milletin hukukunu muhafaza için sadık ve pak vicdanınızdan, feryat etmenizi istirham ve istimdat eyleriz."
Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, Milli Mücadele döneminde yerelde aktif rol oynayan Silvanlı bu 12 kadın hakkında bir araştırma yaptı. "Mustafa Kemal Paşa'nın Birinci Dünya Savaşı esnasında Silvan'da 16. Kolordu Kumandanı olarak görev yaparken kurmuş olduğu dostluklar ve toplum nezdindeki etkisi halkın Milli Mücadele'ye olan desteğinde etkili olmuştur." sözleriyle, gerekli cesareti Atatürk'ten aldıklarına işaret etti.