Osmanlı, özellikle matbaa ve birçok konuda Avrupa'dan geri kalmış olsa da, pek bilinmemekle
birlikte bazı hükümdarların ileri görüşü sayesinde bazı icatlara da kucak açmıştır.
Mesela, elektromıknatıslı telgrafın mucidi Samuel Morse, Amerika Birleşik Devletleri'nde patent
konusunda zorluk yaşayınca, geliştirdiği telgrafı Cyrus Hamlin aracılığıyla Sultan Abdülmecid'e
sunmaya karar verir.
Cyrus Hamlin, Osmanlı hükümeti tarafından görevlendirilen Amerikalı jeolog J. Lawrence Smith ile birlikte, Morse'un icadı olan telgrafı Beylerbeyi Sarayı'nda Abdülmecid'e sunarlar.
birlikte bazı hükümdarların ileri görüşü sayesinde bazı icatlara da kucak açmıştır.
Mesela, elektromıknatıslı telgrafın mucidi Samuel Morse, Amerika Birleşik Devletleri'nde patent
konusunda zorluk yaşayınca, geliştirdiği telgrafı Cyrus Hamlin aracılığıyla Sultan Abdülmecid'e
sunmaya karar verir.
Cyrus Hamlin, Osmanlı hükümeti tarafından görevlendirilen Amerikalı jeolog J. Lawrence Smith ile birlikte, Morse'un icadı olan telgrafı Beylerbeyi Sarayı'nda Abdülmecid'e sunarlar.
J. Lawrence Smith
ABD sefaret görevlisi Hamlin, "Sultan, bizim rahat hissedebilmemiz için oldukça sade giyinmişti. Tek kelimeyle tam bir centilmendi." diye tarihe not düşer.
Sultan Abdülmecid 1847 yılında gönderdiği Nişan-ı İftihar ve berat belgesi ile ABD'deki Morse'u bu müthiş icadından ötürü, dünyada ödüle layık gören ilk kişi olur.
Kötüüü bir uygulama