Poyraz, Türkiye'de doktor olmak mı yoksa ABD'de pizza dağıtmak mı daha değerli diye soruyor ve kendi kendine ABD'de pizza dağıtmanın daha değerli olduğu sonucuna varıyor.
Fakat Engin, bu değerin 'sadece ekonomik açıdan' yüksek olduğunun altını çizerek konuşmasına başlıyor. Çünkü Doların alım gücüyle TL'nin alım gücünün karşılaştırılamayacak kadar aralarının açık olduğunu ifade ediyor.
Diyelim, ABD'de günlük 100 Dolar kazanılıyor, Türkiye'de de bunun karşılığı birim bazında 100 TL. Amerika'da günlük 100 Dolar kazanç ile kişi, hayatını çok rahat idame ettirebilirken, Türkiye'de günlük 100 TL ile bunu başarmak pek de mümkün değil.
Engin, ABD'de şu an yaptığı pizza dağıtım işinden kazandığıyla, geçimini çok rahat sağladığı gibi, her ay 1.000-1.500 Dolar da kenara ayırabildiğini ifade ediyor.
Türkiye'de bir hemşire iken en son bıraktığında maaşı 7.200 TL imiş. Fakat ABD'de pizza dağıtımından kazandığı miktarın bir haftalığı bile etmediğini hem Engin hem de Poyraz bastırarak belirtiyor.
Amerika'da 3.000 Dolar ile alınabilen veya yapılabilen şeyleri, Türkiye'de 7.000 TL ile almanın veya yapmanın mümkün olmadığının altı çiziliyor.
Poyraz, Engin'e doktor olmak üzere tıp okuduğu için, Amerika'ya yaşam kalitesi açısından mı yoksa maddi açıdan mı geldiği sorusunu yöneltiyor.
Evlenip eşiyle Amerika'ya gelen Engin'in planları aslında ABD'de iş kurmakmış. Ancak yaşadığı ailevi problemler nedeniyle en temelden başlamak zorunda kaldığını ve tutunabilmesinin tam beş yılını aldığını ifade ediyor. Evet, Amerika'da daha iyi kazanılabiliyor ancak, oraya gidip sıfırdan bir şeyler başarmak da zor gerçekten.
Engin ayrıca, şu anda Türkiye'de çalışan arkadaşlarının da geçinmenin çok zor olduğundan bahsettiğini belirtiyor. 15 bin TL taban maaş alan hekim arkadaşlarının bile geçinmekte zorlandığını anlatıyor.
Türkiye'de doktor olmayı mı, yoksa ABD'de pizza dapıtmaya devam etmeyi mi seçer?
Statü olarak tabii ki değil ama maddi kazanç anlamında pizza dağıtmayı avantajlı buluyor Engin. 1.000 Doların 8.500 TL ettiğini ve bu para ile Türkiye'de 1 ay şahane bir tatil yapılabileceğni belirtiyor. O, 1.000 Doların ABD'de çok rahat bir haftada kazanılacağına işaret ediyor.
ABD'de bu rakamlarla masraflar düşülünce geriye kalan 3.000 Dolar ile çok rahat yaşanabildiğini ama Türkiye'de çok zorlanıldığını konuşuyor Poyraz ve Engin. Hatta çocuklu ve kirada yaşayan ailelerin bunu nasıl başardıklarına şaşırıyorlar ve Engin, bunun bir sanat olduğunu söylüyor.
Çünkü 5 litrelik ayçiçek yağının ABD'deki son fiyatları 12 Dolardan başlarken, Türkiye'de 85 TL. Türkiye'de yaşayan biri her şey için 10-15 katı fazla para ödüyor.
Engin, yaşadığı bölgede pizza dağıtımı yapan birinin bahşişlerle birlikte 13-15 Dolar kazandığını, daha iyi bir muhitte bahşişle 20-25 Dolar kazandığını söylüyor. Kendisinin saatlik kazancı ortalama 16 Dolar imiş. Poyraz, bu rakamın New York'ta 22-23 Dolar olduğunu ama giderlerin de bir o kadar fazla olduğunu belirtiyor.
New York çok pahalı bir şehir. Orada daha küçük bir eve Poyraz 2.000 Dolar kira öderken, Engin'in yaşadığı bölgede 3 oda bir salon büyük evlerin kirası 750 Dolar. Engin de Amerika'ya ilk geldiğinde kısa bir süre New York'ta çalışmış, fakat o zamanlar tek bir oda kirası bile 800 Dolar imiş.
Poyraz, ABD'ye yeni gelen bir Türk için, Türklerin fazla olduğu New York'un iyi bir başlangıç olabileceğini, çabuk iş bulunacağını, ama sonrasında New York'tan çıkmak gerektiğini, çünkü pahalılığıyla insanı bitireceği şeklinde yorum yapıyor. Engin de New York'ta sadece karın tokluğuna çalışmış olunur diye ekliyor.
ABD'deki kültürü tanımak, işleyişi öğrenmek, ortamı tanımak için New York ideal bir ortam. Engin tüm bunlara örnek olarak, gittiği adreslerdeki müşterilerle diyalog kurmanın, mesela saçına ya da aracına iltifat etmenin daha çok bahşiş kazandırdığı yönünde tüyo veriyor.
Mesela kendisi bir pazarlama taktiği geliştirmiş! Türk marketlerinden çok ucuza aldığı çikolataları teslimata gittiği evin çocukların verdiğinde o çocuklar sırf çikolata gelecek diye onun çalıştığı pizzacıdan sipariş verdiriyormuş.
Amerika'da ferdi yaşam olduğundan insanların sohbet edecek birilerine ihtiyaç duyduğu tespitinde bulunan Engin, o sebeple insanlarla muhabbet başlatmanın, işine yaradığını keşfetmiş.
Poyraz, kendisi Engin gibi üniversite eğitimi almadığı halde, Amerika'da çok iyi kazanıp ailesini rahat yaşattığını söylüyor. Çünkü Amerika'da arkanızda devlet güvencesi olduğuna işaret ediyor. Engin de onaylayıp, ABD'de kişlere önem verildiğinin altını çiziyor. Yasaların koruyuculuğunun verdiği güvenle, insanların diyalog kurması da kolaylaşmış. Kötü niyetle, tehdit altında hissetmiyor bireyler.
Engin son olarak, Amerika'ya gelmeyi düşünen herkese turist vizesiyle de olsa mutlaka gelmelerini tecrübe etmelerini tavsiye ediyor. Çünkü dil okuluyla ya da başka yollarla kalmanın birçok yolu olduğunu ve her şeyin başının cesaret olduğunu ifade ediyor.
KAYNAK: POYRAZ SERGEN MEDYA
Fakat Engin, bu değerin 'sadece ekonomik açıdan' yüksek olduğunun altını çizerek konuşmasına başlıyor. Çünkü Doların alım gücüyle TL'nin alım gücünün karşılaştırılamayacak kadar aralarının açık olduğunu ifade ediyor.
Diyelim, ABD'de günlük 100 Dolar kazanılıyor, Türkiye'de de bunun karşılığı birim bazında 100 TL. Amerika'da günlük 100 Dolar kazanç ile kişi, hayatını çok rahat idame ettirebilirken, Türkiye'de günlük 100 TL ile bunu başarmak pek de mümkün değil.
Engin, ABD'de şu an yaptığı pizza dağıtım işinden kazandığıyla, geçimini çok rahat sağladığı gibi, her ay 1.000-1.500 Dolar da kenara ayırabildiğini ifade ediyor.
Türkiye'de bir hemşire iken en son bıraktığında maaşı 7.200 TL imiş. Fakat ABD'de pizza dağıtımından kazandığı miktarın bir haftalığı bile etmediğini hem Engin hem de Poyraz bastırarak belirtiyor.
Amerika'da 3.000 Dolar ile alınabilen veya yapılabilen şeyleri, Türkiye'de 7.000 TL ile almanın veya yapmanın mümkün olmadığının altı çiziliyor.
Poyraz, Engin'e doktor olmak üzere tıp okuduğu için, Amerika'ya yaşam kalitesi açısından mı yoksa maddi açıdan mı geldiği sorusunu yöneltiyor.
Evlenip eşiyle Amerika'ya gelen Engin'in planları aslında ABD'de iş kurmakmış. Ancak yaşadığı ailevi problemler nedeniyle en temelden başlamak zorunda kaldığını ve tutunabilmesinin tam beş yılını aldığını ifade ediyor. Evet, Amerika'da daha iyi kazanılabiliyor ancak, oraya gidip sıfırdan bir şeyler başarmak da zor gerçekten.
Engin ayrıca, şu anda Türkiye'de çalışan arkadaşlarının da geçinmenin çok zor olduğundan bahsettiğini belirtiyor. 15 bin TL taban maaş alan hekim arkadaşlarının bile geçinmekte zorlandığını anlatıyor.
Türkiye'de doktor olmayı mı, yoksa ABD'de pizza dapıtmaya devam etmeyi mi seçer?
Statü olarak tabii ki değil ama maddi kazanç anlamında pizza dağıtmayı avantajlı buluyor Engin. 1.000 Doların 8.500 TL ettiğini ve bu para ile Türkiye'de 1 ay şahane bir tatil yapılabileceğni belirtiyor. O, 1.000 Doların ABD'de çok rahat bir haftada kazanılacağına işaret ediyor.
ABD'de bu rakamlarla masraflar düşülünce geriye kalan 3.000 Dolar ile çok rahat yaşanabildiğini ama Türkiye'de çok zorlanıldığını konuşuyor Poyraz ve Engin. Hatta çocuklu ve kirada yaşayan ailelerin bunu nasıl başardıklarına şaşırıyorlar ve Engin, bunun bir sanat olduğunu söylüyor.
Çünkü 5 litrelik ayçiçek yağının ABD'deki son fiyatları 12 Dolardan başlarken, Türkiye'de 85 TL. Türkiye'de yaşayan biri her şey için 10-15 katı fazla para ödüyor.
Engin, yaşadığı bölgede pizza dağıtımı yapan birinin bahşişlerle birlikte 13-15 Dolar kazandığını, daha iyi bir muhitte bahşişle 20-25 Dolar kazandığını söylüyor. Kendisinin saatlik kazancı ortalama 16 Dolar imiş. Poyraz, bu rakamın New York'ta 22-23 Dolar olduğunu ama giderlerin de bir o kadar fazla olduğunu belirtiyor.
New York çok pahalı bir şehir. Orada daha küçük bir eve Poyraz 2.000 Dolar kira öderken, Engin'in yaşadığı bölgede 3 oda bir salon büyük evlerin kirası 750 Dolar. Engin de Amerika'ya ilk geldiğinde kısa bir süre New York'ta çalışmış, fakat o zamanlar tek bir oda kirası bile 800 Dolar imiş.
Poyraz, ABD'ye yeni gelen bir Türk için, Türklerin fazla olduğu New York'un iyi bir başlangıç olabileceğini, çabuk iş bulunacağını, ama sonrasında New York'tan çıkmak gerektiğini, çünkü pahalılığıyla insanı bitireceği şeklinde yorum yapıyor. Engin de New York'ta sadece karın tokluğuna çalışmış olunur diye ekliyor.
ABD'deki kültürü tanımak, işleyişi öğrenmek, ortamı tanımak için New York ideal bir ortam. Engin tüm bunlara örnek olarak, gittiği adreslerdeki müşterilerle diyalog kurmanın, mesela saçına ya da aracına iltifat etmenin daha çok bahşiş kazandırdığı yönünde tüyo veriyor.
Mesela kendisi bir pazarlama taktiği geliştirmiş! Türk marketlerinden çok ucuza aldığı çikolataları teslimata gittiği evin çocukların verdiğinde o çocuklar sırf çikolata gelecek diye onun çalıştığı pizzacıdan sipariş verdiriyormuş.
Amerika'da ferdi yaşam olduğundan insanların sohbet edecek birilerine ihtiyaç duyduğu tespitinde bulunan Engin, o sebeple insanlarla muhabbet başlatmanın, işine yaradığını keşfetmiş.
Poyraz, kendisi Engin gibi üniversite eğitimi almadığı halde, Amerika'da çok iyi kazanıp ailesini rahat yaşattığını söylüyor. Çünkü Amerika'da arkanızda devlet güvencesi olduğuna işaret ediyor. Engin de onaylayıp, ABD'de kişlere önem verildiğinin altını çiziyor. Yasaların koruyuculuğunun verdiği güvenle, insanların diyalog kurması da kolaylaşmış. Kötü niyetle, tehdit altında hissetmiyor bireyler.
Engin son olarak, Amerika'ya gelmeyi düşünen herkese turist vizesiyle de olsa mutlaka gelmelerini tecrübe etmelerini tavsiye ediyor. Çünkü dil okuluyla ya da başka yollarla kalmanın birçok yolu olduğunu ve her şeyin başının cesaret olduğunu ifade ediyor.
KAYNAK: POYRAZ SERGEN MEDYA
Hersey para degil bir, abd de hic aycicek yagi gormedik iki.