JAİPUR ŞEHİR SARAYI
Uzun ve yorucu bir uçuş sonrası nihayet Hindistan’dayız. Yeni Delhi havaalanına iniyoruz ve bizi bekleyen tur rehberimiz ile karşılaşıyoruz.Hani hep derler ya, her şeyin bir zamanı vardır diye! Hindistan, o büyülü mistik ülke, hep beni çağırıyordu ve gitmek için her defasında niyetlensem de gidemiyordum. Ta ki bu sene hayatımdaki bir değişiklik buna vesile olana kadar. Birbirini tanımayan insanlar olarak şaşkın gözlerle birbirimizi süzüyoruz. Ama rehberimizin de dediği gibi, bu mevsimde buraya gelmemizin ve bu insanlarla tanışmamızın muhakkak ki bir sebebi var. Ben o sebeplerden en önemlisini, Berrin ablayı, uçakta yanımda otururken fark kettim. Sanki özellikle yanına oturmuştum. “Işığını/enerjisini” yanımda ilk oturduğunda fark kettim. Tanıdığım ve tanıyacağım en mükemmel insanlardan biridir kendisi. Kendisinin de dediği gibi, tam bir “Amazon kadını”.
Paylaşımların arasında zaten kendisini fark edeceksiniz. Evet, otobüslere bindik ve rehberimizin asistanı Mani tarafından çiçeklerle karşılandık.Rehberimizin ön bilgilendirmeleriyle “çıktık bir alamete”!
Manzaralar ve kokular korkunç! Topluca, şaşkın şaşkın biz nereye gelmişiz böyle hâli içindeyiz. (Öyle yazdığıma bakmayın, sonrası çok farklı.) Adana’dan misafirlerim olan Küçükgöde ailesi de var. Adana’dan olan yolculuğumuz bir gün öncesinden başladığı için yorgunluk ve uykusuzluk diz boyu. Üstüne Yeni Delhi’den Jaipur’a beş saatlik yolculuk eklenince, hâlimizi varın düşünün artık! Seda Hanım’ın bizi Hindistan’a hazırlamasıyla geçen beş saatte, neler neler anlattı bizi hazırlamak için. Zaman zaman sizlere de bilgi vereceğim. Yolda tuvalet ve ihtiyaç molası verdik de, Hindistan’da tuvalet olayı yok. Olsa da çok pis! Pis olmasıyla beraber sabun da yok. Seda Hanım’ın tur öncesi Whatsapp üzerinden yaptığı bilgilendirme nedeniyle, hepimiz hijyen malzemelerimizi topluca Hindistan’a taşıdık. İlk verdiğimiz molada Hindistan’a ait ilk yöresel “Masala çayını” tadıyoruz. Bildiğimiz “nogay çayı”. Süt ve kırk baharatla yapılan bir çay. Türkiye’de karabiberle yapılır. Beğenenler de beğenmeyenler de oldu, ama ben çok beğendim. Beş saatlik “korna sesleri ve ani frenlerle” dolu yolculuk sonrasında Jaipur (Caypur) şehrine geliyoruz. Jaipur veya Caypur, popüler adıyla Pembe Şehir, Hindistan’ın Racasthan eyaletinin başkentidir. Şehir 1728 yılında Mihrace Sawai II. Jai Singh tarafından kurulmuştur. Hindistan’ın Racasthan bölgesinde kalan Jaipur’un eski şehir bölümü oldukça etkileyicidir ve gözünüzün gördüğü her şey tamamen pembedir. Sen kalk, İngiltere Kral ve Kraliçesi ziyarete geliyor diye bütün şehri baştan aşağı Hindistan’da misafirperverliğin rengi olarak bilinen pembeye boyat. (1853) Sonra da, karım pembeyi çok sevdi/seviyor diyerek, “bundan sonra yapılacak tüm binalar pembe olacak” diye yasa çıkar!