Günün devamında, Amber Kalesi’ni gezdikten sonra yolumuza devam ederken ünlü “JAL MAHAL”i (Göl Sarayı) uzaktan da olsa görmek ve fotoğraflarını çekmek için duruyoruz. Rehberimizin, Jal Mahal hakkındaki bilgilendirmeyi otobüste yapıyor. Sebebi, ilgili yerdeki kalabalık ve satıcılar. Man Sagar Gölü içerisinde bulunan bu yapı, 1799 yılında, dönemin kralı sıcak mevsimlerde bunalmasın diye yapılmış.Yapının ilk iki katı sular altında, diğer iki katı ise su üstünde bulunuyor. Suyun içerisindeki kale ilk yapıldığı zamanlarda ormanlık alan içerisinde kuruluymuş. Zamanla su altında kalmış. Maalesef ilgili bu yapıyı ziyarete açık olmadığı için ziyaret edemiyorsunuz. Otobüslere binerek, Hawal Mahal’in hemen karşısında bulunan, dünya çapında nam salmış bir astronomik gözlem evi olan “Jantar Mantar”ı bir sonraki ziyaret noktamız olarak belirliyoruz. Dönemin “Astronomi Merkezi” olan bu yerde; saati tam vaktinde ölçebilen düzenekler, yıldızların konumlarını gösteren şemalar, enlem ve boylamları belirleyen aletler, yıldızlarla ilgili burç analizlerinin yapımı ve gök cisimlerinin uzaklıklarını belirlemeye yarayan aletler bulunmakta. Vakti zamanında, gök bilimleri dalında Hindistan’ın en iddialı olduğu konuların başında gelmesinin nedeni buymuş. Rehberi iyi dinleyip, özellikle güneş saatinin çalışmasını test etmelisiniz. Gerçekten kusursuz.
Neredeyse saniyesi saniyesine tutturuyorlar. Bu arada Mihrace bu düzenekleri kurdurtmadan önce, dünyadaki bir çok rasathaneye adamlarını göndermiş. Diğer ülkelerde inceleme yapan alimler, sonrasında Delhi, Jaipur, Varanasi ve Nattura’da bu şekilde gözlem evleri kurmuşlar. Ama en büyüğü Jaipur’daki imiş. Burası, Jaipur’a gelince muhakkak görülmesi gereken, dünyada nadir olan yerlerden birisi. Burada burcunuza ait bölümü de bulabilmeniz mümkün. İşimiz bittikten sonra rehberimizin bir sürprizi ile karşılaşıyoruz. Bu arada öğlen yemek molamız olmadı. Çünkü rehberimizin bizi daha önce bilgilendirdiği üzere; “bulunduğumuz yerde öğlen yemeği yiyebileceğimiz hijyen koşullarında bir yer yok, bu bakımdan lütfen yanınıza atıştırmalık bir şeyler getirin” demişti. Bu uyarının üzerine bizde yanımıza çerezler, kuru meyveler ve bisküvi tarzı şeyler aldık. Yükümüzün çoğunu onlar teşkil ediyordu. Heyecanla sürprize doğru gidiyoruz. Hindistan, değerli taşların ve taş işlemeciliğinin hat safhada olduğu bir ülke. Bizde değerli taşların olduğu taş atölyesine gidiyoruz. Bizi o sıcakta serinleten başka bir şey olamazdı. Atölyeden içeri girer girmez rom ve soğuk kolalarla karşılanıyoruz. Cennete gelmiş gibiyiz. Her yer mücevherlerle dolu. Soğuk kolalarla romlarımızı içip taşları inceliyor ve alışveriş yapıyoruz. Romun Küba’ya ait olduğunu bilirdim, fakat Hindistan’ınki çok daha güzelmiş. Fiyatı Türkiye’ye göre de çok ucuz. Bir şişe rom 40 liraya denk geliyor. Bu arada, Türkiye’de evime almadığım kolayı her gün içer oluyorum. Rehberimizin “lütfen kolaları midedeki mikroplar için içiniz” tavsiyesi üzerine, bizde bulduğumuz her kolayı içtik (hastalanma korkusu var ya!). Oradan ayrılınca Seda Hanım’ın başka bir sürprizi ile karşılaşıyoruz. “SARİ” isimli yöresel kıyafetin nasıl sarıldığını (giyildiğini) görmeye gidiyoruz. Sizinle ayrıca bu kıyafetin nasıl giyildiğinin videosunu da paylaşacağım. Sari, uzun, dikilmemiş kumaştan oluşuyor ve içine kısa bir bluz giyilip vücudun etrafından omuzlara doğru sarılıyor. Özellikle Güney Hindistan’da, günlük hayatlarında neredeyse herkes Sari giyiyor. Kumaşın uzunluğu 4-9 metre arası değişiyor. Herhalde giyimi en zor olan kıyafet bu benim için. Hindistan’ın her bölgesinde kumaşı farklı tarzlarda giyiniyorlar. Günlük ya da özel günlerde giydiğiniz Sari’lerin tarzları da değişiyor haliyle. Kumaşın kalitesi ya da içinize giydiğiniz kısa bluz, kısa kollu-kolsuz, desenli-desensiz veya sırtı hafif açık biçiminde, -ki bu genelde Hinduların tercihi olsa da-, bazı orta yaş ve üstü Müslüman olan Hintliler de düğünlerde Sari’yi tercih ediyorlar. Burada Sari giyinen Hintli Müslümanlarla tanışıp, bayan misafirler olarak biz de Sari giyinip fotoğraf çektiriyoruz. Sonrasında ise otele gidip ve dinlenmeye geçiyoruz.