Gezimize başlamadan önce, Şili hakkında genel bilgiler vermek istiyorum. Amerika’nın en batısında, Pasifik Okyanusu ile And Dağları arasında güneyden kuzeye, buzullardan çöllere uzanan, ince uzun tek başına ve güzel bir ülkedir Şili. Güney Amerika’nın modern yüzü Şili’dir. Diğer Latin Amerika ülkelerine göre daha çağdaş ve modern olduğu bir gerçek. Ama geleneksellikten de ödün vermiyor.
Dünya’nın en batısına gidiyoruz, Türkiye’den 15 bin km uzağa. Tarih, doğa, çöl, deniz ile tatilin her türlüsünü burada yaşayabilirsiniz.
Kuzeyde çöl, doğuda And Dağları yüzünden komşularından izole olmuş. Durum böyle olunca da ülkede yetişen sebze ve meyvelerin genetiği değişmemiş ve kendine özgü olmuş. Yani Şili’de yediğiniz elmayı dünyanın hiçbir yerinde yiyemezsiniz. Bu sebeple ülkeye herhangi bir sebze, meyce sokmak da yasak. Başıma geldiği için bilgi verme gereği duydum. Ülkeye girişte elinizde ne varsa tek tek aranıyor. Pasaport kontrolünden sonra bir kez daha aranıyorsunuz. Elinizdeki bütün çantalar bir kez daha x-ray den geçiyor. Havaalanında sırt çantama koyduğum bir tane elma yüzünden gümrük polisi tarafından uzunca bir süre bekletildim. Kendilerince haklı olabilirler. Bitkilerin genetiğinin bozulmasına sebep olmak demek, ülkede işleyeceğiniz en ağır suçlardan biri demek. İşte Şili böyle bir ülke.