Cüneyt Özdemir, elinde mikrofon, İstanbul’daki bir AVM ve temaparkın önünde durmuş, hayranlıkla anlatıyor:
“Benim cehaletime verin, arkamda gördüğünüz mekâna yılda bir milyon insan geliyormuş. Bende bir de çocuk var; çocuğu bu tür mekanlara götürebilmek için dünyanın öbür tarafına gidiyorsunuz; Fransa’ya, yok efendim Los Angeles’a, yok efendim Orlando’ya. Birazdan gezdireceğim inanın ben böyle bir yer olduğunu bilmiyordum. Bilsem manyak mıyım dünyanın öbür tarafını dolaşacağım.”
Bu görüntüyü izleyenler Cüneyt Özdemir’i, çocuğunu bir temaparkta oynatabilmek için Fransa ya da Amerika’ya götürmekten kurtulduğu için çok sevinmiş bir gazeteci sanabilir!
Ama Cüneyt Özdemir’in önünden anons çektiği AVM ve temapark ile ilişkisi çocuğunu gezdirebileceği bir yer bulmakla sınırlı değil. Nitekim az sonra temaparkın yöneticisi Tankut Tonger, Cüneyt Özdemir ve yönetmeni Kenan Taş’ı, bir golf arabasıyla dolaştırıyor. Gezi boyunca yapılan konuşmalar reklam kokuyor.
Cüneyt Özdemir de 26 dakika süren o AVM ve temapark tanıtım videosunun asıl çekiliş amacını en sonunda açıklıyor:
“Yeni bir ‘Cüneyt Şehirde’ bölümünde yeniden buluşana kadar iyi günler diliyorum. Siz de eğer bu programa konuk olmak istiyorsanız ... e-mail atabilirsiniz. Sizin şehrinizde sizin sokaklarınıza da gelebiliriz. Bir işbirliği kapsamında…”
Böylece videonun çekilmesinin bir gazetecilik faaliyeti olmadığını anlıyoruz. Cüneyt Özdemir “bir işbirliği kapsamında” yani bir miktar para karşılığında o AVM ve temaparkın pazarlamasını yapmakta beis görmüyor! Dileyen ve bedelini ödeyen herkesin şehrinin, sokaklarının tanıtımını da yapabileceklerini de duyurmuş oluyor.
Kayyum pazarlama videosu
Gerçekten YouTube’daki “Cüneyt Özdemir Medya” kanalında gündem, belgesel, söyleşi gibi videolar dışında bir de “Cüneyt şehirde” ve “Cüneyt yolda” başlıkları altında çekilmiş onlarca video yayında… Tümü de “işbirliği kapsamında” hazırlanmış videolar…
“Cüneyt Yolda” serisinin sonuncusu Diyarbakır’da çekilmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği “Sur Kültür Yolu Festivali” ve kentteki değişim tanıtılıyor bu videoda. 55 dakikalık videonun 11 dakikası Diyarbakır Valisi ve “kayyum” belediye başkanı Ali İhsan Su ile söyleşi.
Tabii Özdemir, “kayyum” diye nitelendirmiyor seçilmiş belediye başkanı görevden alınarak yerine atanan Ali İhsan Su’yu. Festivali keyifle anlatan Su’yu, kentteki değişimden söz etmesi için yönlendiriyor:
Özdemir- Tecrübeli bir yöneticisiniz 93’te burada kaymakamlık yaptınız. 97’de Hakkari’deydiniz. O zamanlar ile bu zamanın Güneydoğu’suna baktığınızda ne görüyorsunuz, fark ne?
Su- Şu anda ilimizde çok güzel bir huzur iklimi var. Huzur, güvenlik ve istikrar ilimizde her alanda gelişmelere önemli bir zemin sağlıyor. Bu festivaller de vatandaşlarımızın huzur ve mutluluğunu sağlamak için motivasyon kaynağı oluyor. Sanayi bölgelerimiz dolu, fabrikalarımız dolu.
Özdemir- Siz hem valilik koltuğundasınız hem belediye başkanı. Hangisi daha zor?
Su- Ayırt etmek zor. İkisinin de kolaylıkları zorlukları var. Ama ben verilen görevleri severek yapıyorum. Vatanımız, ülkemiz, Diyarbakırlı hemşehrilerimiz için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.”
Vali Su ile söyleşiden sonra kamera ve Kenan Taş eşliğinde kenti dolaşıyor Cüneyt Özdemir. Sonunda da Diyarbakır izlenimini özetle şöyle aktarıyor:
“Bir şehir bir ülke enerjisini teröre vermeyip başka şeylere aktardığı zaman ortaya neler çıkabileceğini görüyorsunuz. Diyarbakır demek sokaklarında ağır silahlı özel timlerin beyaz torosların dolaştığı, herkesin güvercin tedirginliğinde yaşadığı bir şehirdi. Şimdi bambaşka bir şehirle karşı karşıyayız.”
Sanırsınız Diyarbakır’da bütün problemler çözülmüş, hiç sorun kalmamış. Her şey çok güzel, herkes çok mutlu. Özdemir’in dilindeki haliyle “kebap kebap Türkiye” halinde Diyarbakır.
Ama Özdemir’in, Diyarbakır’a böyle övgüler düzmesinin, kentten mutlu mesut ayrılmasının asıl nedeninin maddi karşılığı olduğu videonun sonunda anlaşılıyor. Ekranda “işbirliği için” bir e-posta adresi belirirken Özdemir, bu tanıtım programlarının duyurusunu yapıyor:
“Acaba Cüneyt ve ekibi gelir mi? Hem biz onlara destek olalım, onlar bizim bir parça tanıtımımızı yaparlar diye düşünürseniz her zaman irtibata geçebilirsiniz.”
Buradan anlaşılıyor ki, AVM ve temapark videolarında olduğu gibi Diyarbakır videosu da bir gazetecilik faaliyeti değil. Para karşılığı yapılan bir örtülü reklam, pazarlama faaliyeti…
Makalenin Devamını Okumak İçin Tıklayınız