24 TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Çiçek’in sorusu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar gezisine katılan gazetecilerin çoğunun sorusu gibi yorum yüklüydü. Sorusuna, Avrupa Birliği’nin Selahattin Demirtaş’ı desteklediği kanaatini dile getirerek başladı:
“O cezaevinden talimat verene de destek veren bir Avrupa Birliği var. Avrupa Birliği'nin icra komitesi olarak adlandırılan Bakanlar Komitesi, Osman Kavala ile ilgili olarak Türkiye'ye ihlal cezası verdiğini ifade etti. Selahattin Demirtaş ile ilgili de benzer karar alabileceğini söyledi. Yorumunuz, değerlendirmeniz ne olur?”
Fakat Avrupa Birliği’nin Bakanlar Komitesi diye bir icra komitesi yoktu! Avrupa Birliği, halen cezaevinde tutulan Osman Kavala hakkında böyle bir karar da almamıştı! Osman Kavala hakkında karar alan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ydi. O da henüz “Türkiye’ye ihlal cezası vermemiş”, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması kararını uygulamadığı için “ihlal prosedürü”nü başlatmıştı! Avrupa Konseyi, Türkiye’ye görüşünü iletmesi için 19 Ocak’a kadar süre tanımıştı.
Murat Çiçek, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 2. Dünya savaşı sonrasında 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi ile ekonomik entegrasyona da dayanan ve ülkeler arası siyasi ortaklığı da içeren Avrupa Birliği’ni birbirine karıştırmakla kalmamış, Konsey’de Türkiye aleyhine bir karar alınmış gibi sormuştu soruyu. Sorusu baştan aşağı yanlıştı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Murat Çiçek’in yanlışını düzelterek yanıtlaması beklenirdi. Ama Erdoğan onun yanlışını düzeltmeden -belki de yanlış olduğunu fark etmeden- sanki Osman Kavala hakkındaki ihlal sürecini başlatan Avrupa Birliği imiş ve bir karar verilmiş gibi yanıtladı:
“Buna yorum yapmaya gerek yok ki. Biz, Avrupa Birliği'nin Kavala'yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. Yok farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir. Bunları kaç kez açıkladık. İster anlasınlar ister anlamasınlar. Bizim yargımızın vermiş olduğu kararın üzerinde biz, Avrupa Birliği kararı tanımıyoruz. Ne biliyorlarsa onu yapsınlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin olmayan bir kararını “tanımadığını” ilan etmiş oldu! Bu sözleriyle AİHM kararlarını mı kastetti, yoksa Avrupa Konseyi’nin başlattığı ihlal sürecine mi tepki gösterdi; bu nokta havada kaldı. Basın toplantısı haberlerine bakılırsa oradaki gazeteciler bu yanlışa itiraz etmedi; Erdoğan’dan sözlerine açıklık getirmesini de istemedi.
Medya da aynı yanlışı sürdürdü
Ne yazık ki, Erdoğan’ın basın toplantısında yanlış soruya yanlış cevap verdiğini medyanın büyük bölümü fark etmedi bile. Anadolu Ajansı’nın dünkü haberinde Murat Çiçek’in sorusu “Avrupa Birliği'nin icra komitesi olarak adlandırılan Bakanlar Komitesi'nin, Osman Kavala ile ilgili Türkiye'ye ihlal cezası verdiği, Selahattin Demirtaş ile ilgili de benzer karar alabileceğini belirttiği hatırlatılan” diye ifade edildi.
AA, olmayan bir kararın hatırlatıldığını yazarak yanlış yapmış oldu. Taramalarımda görebildiğim kadarıyla Hürriyet, Sabah, Yeni Şafak, Akşam, Sözcü, Milliyet, Aydınlık, Birgün, CNN Türk, Gazete Duvar, Independent Türkçe, T24, NTV internet sitelerinde de dün aynı yanlış tekrarlandı. Avrupa Birliği, Osman Kavala hakkında bir karar almış gibi aktarıldı Erdoğan’ın sözleri.
Geziye katılan gazetecilerden biri olan NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri, basın toplantısını televizyonda aktarırken Erdoğan’ın sözlerini Avrupa Konseyi olarak düzeltti. Erdoğan’ın sözlerindeki yanlışı fark eden medya kuruluşlarından biri olan Bianet, Erdoğan’ın tırnak içindeki sözlerini değiştirmek yerine “Gazetecilerin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın AİHM kararları uyarınca derhal serbest bırakılmasına dair çağrı ve kararlarıyla ilgili sorusunu şöyle yanıtladı” diyerek soruyu düzeltti. Halktv.com.tr ve Medyascope da Bianet gibi, soruyu Avrupa Konseyi olarak düzeltmeyi tercih etti. Diken ve Euronews de Osman Kavala hakkındaki süreci Avrupa Konseyi’nin aldığını vurgulamakla yetindi.
Yazının Devamını Okumak İçin Tıklayınız