**Narsistin Bir Günü: İhanetle Dolu Bir Döngü**
Sabahın ilk ışıkları henüz odaya girmemişken gözlerini açar. Alarm çalmadan önce uyanmak, narsist için bir üstünlük sembolüdür. Yatağında, yanındaki sevgilisinin derin uykusunu izler. Onun orada olması, narsistin egosunu okşayan bir zaferdir. Sevgilisi ona hayran, ona bağımlıdır, ama aslında o, narsist için sadece bir araçtır. Yavaşça kalkar, sevgilisini uyandırmamaya özen gösterir; çünkü her şeyin kontrolü elindedir ve kimse onun iradesi dışında hareket etmemelidir.
Banyoya gider, aynanın karşısında uzun bir süre kendini inceler. Cildinin pürüzsüzlüğünü kontrol eder, saçlarını özenle tarar. Her kıvrım, her detay mükemmel olmalıdır. İçinde bir yerlerde, tüm bu kusursuzluğun dışarıdaki dünyanın ona olan hayranlığını artıracağını bilir. Kıyafetlerini özenle seçer, en pahalı gömlek ve takım elbiseyi giyer. Aynanın karşısında son bir kez daha bakar; bu sabahki görünüşüyle dünyayı fethedeceğine emindir.
Sevgilisi hâlâ uykudayken, sabah kahvesini tek başına içer. Telefonunu eline alır, sosyal medyada gezinir. Dün akşam paylaştığı fotoğraflara gelen beğeni ve yorumlar onun için büyük bir tatmin kaynağıdır. Her beğeni, her yorum, narsistin egosunu besleyen birer ödüldür. Sevgilisinin uyanmasıyla ona kısa bir bakış atar, soğuk ama zarif bir gülümseme ile onu selamlar. Sevgilisiyle kısa bir sohbet eder; konuşmaları yüzeysel ve samimiyetsizdir. Narsist, sevgilisinin varlığına ilgi duymaz; onunla yalnızca kendi mükemmelliğini teyit etmek için ilgilenir.
Ofise gitmek üzere evden çıkar. Arabasına binerken, etrafındaki insanların ona baktığını düşünür. Her adım, her hareket bir sahne gibidir; o, bu sahnenin başrolündedir. Trafikte bile, etrafındaki sürücüler onun üstünlüğünü fark ediyormuş gibi gelir. İş yerine vardığında, ofisteki herkesin ona olan hayranlığını hisseder. Onun üstün zekası, karizması ve çekiciliği herkes tarafından bilinmelidir. Toplantılarda daima öne çıkar, her konuşması derin bir etki bırakmak zorundadır. Eğer birisi ona karşı gelmeye cüret ederse, hemen soğuk ve acımasız bir tavır takınır, karşısındakini küçümser.
Öğle arasında, sevgilisiyle kısa bir mesajlaşma olur. Sevgilisi, onu ne kadar sevdiğini ve akşam yemeği planlarını hatırlatır. Ancak narsistin aklında başka planlar vardır. Uzun zamandır göz koyduğu başka bir kadınla buluşacaktır. Bu kadın, onun için yeni bir zaferdir. Sevgilisi ona bağlı ve sadıkken, narsist için bu yeterli değildir; daha fazla ilgi, daha fazla hayranlık ve daha fazla güç istemektedir.
Öğleden sonra, ofis dışındaki bir kafede bu kadınla buluşur. Onunla flört ederken, ona olan ilgisi safi bir oyun gibidir. Bu oyun, narsistin üstünlük duygusunu tatmin eder. Kadının ona olan hayranlığı, narsistin egosunu daha da şişirir. Kadın ona ne kadar güzel, ne kadar etkileyici olduğunu söylediğinde, narsist bu iltifatları beklenmedikmiş gibi karşılar, ama içten içe tam da duymak istediği şeylerin bunlar olduğunu bilir.
Akşam olduğunda, sevgilisiyle buluşmak için eve döner. Yolda, diğer kadınla buluşmasını aklından geçirir ve yüzünde hafif bir gülümseme belirir. Sevgilisi onu kapıda karşıladığında, narsist her şey normalmiş gibi davranır, ancak içten içe sadakatinin sınırlarını zorlamanın keyfini çıkarır. Akşam yemeğinde, sevgilisiyle yüzeysel bir sohbet eder; onu ne kadar sevdiğini söylerken bile kelimeler boş ve anlamsızdır. Sevgilisi onun gözlerinde bir şeylerin yanlış olduğunu hisseder, ama bunu dile getiremez. Narsist, tüm kontrolün kendisinde olduğunu bilir; sevgilisinin ona olan bağlılığı ve güveni, onun gücünü perçinler.
Yemekten sonra, sevgilisiyle kısa bir süre televizyon izler. Ancak aklında hala öğleden sonra buluştuğu kadın vardır. Sevgilisi ona sarılırken, narsist telefonuna gelen mesajları kontrol eder. Mesaj, öğleden sonra buluştuğu kadından gelmiştir; kadının, onunla ne kadar harika vakit geçirdiğini ve onu tekrar görmek istediğini yazdığı bir mesaj. Narsist, bu mesajı okurken sevgilisine sarılır, ama aklı başka bir yerdedir.
Gece, sevgilisiyle yatağa girerler. Sevgilisi ona sarılır, onu ne kadar sevdiğini fısıldar. Narsist, sevgilisinin bu saf duygularını kullanır ve karşılık verir gibi yapar. Ama aslında içten içe, onun bu bağımlılığından tiksinti duyar. Kendi içinde, sevgilisinin bu kadar zayıf ve ona bu denli bağlı olmasını küçümser.
Gece yarısı, sevgilisi derin uykudayken, narsist yataktan kalkar ve telefonuna gelen mesajı tekrar okur. Yüzünde bir gülümseme belirir; ertesi gün için yeni planlar yapmaya başlar. Sevgilisi yatağında, onun ne kadar sadık ve bağlı olduğunu düşünürken, narsist ihanet dolu planlarını kurmaya devam eder. Her adımı, her hareketi sadece kendini tatmin etmek üzerine kuruludur.
Yatağa geri dönerken aynada bir kez daha kendine bakar. Bugün de kazananın kendisi olduğunu düşünür. Aynadaki yansımasına hayranlıkla bakar ve içten içe, ne kadar kusursuz olduğunu bir kez daha teyit eder. Gözlerini kapattığında, yarının getireceği yeni zaferleri düşünür. Sevgilisinin yanında uykuya dalarken, yarın ne kadar daha fazla dikkat çekeceğini, ne kadar daha fazla insanı manipüle edebileceğini hayal eder.
Narsistin bir günü, sadece kendi egosunu beslemek için çevresindeki insanları kullanarak geçirdiği bir döngüdür. İhanet ve aldatma, onun için sadece oyunun bir parçasıdır. Bu oyunda, her zaman kazanan o olmalıdır; çünkü bir narsist için dünya, sadece kendisinin parladığı bir sahnedir.