Ermeni Diasporası Ve Türkiye’nin Uluslararası İlişkilerine Etkisi
Musaf Kizilkaya / Yayın Tarihi : 14.12.2006
Ermenilerin 1915’te Osmanlı Devleti tarafından soykırıma uğradığı iddialarıyla yurt dışında yaşayan Ermenileri ortak probagandayla bir çatı altında toplayan Ermeni Diasporası Türkiyenin dış politikasını ve diğer ülkelerle ilişkilerini etkileyebilecek bir konuma yükselmiştir. Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları, kopuntu manasını veren diaspora(1) kelimesi 20.yy ortalarında Ermenilerin de sahiplendiği bir kelime olarak siyasi niteliğe bürünmüş,dünyanın dört bir tarafında Türkiye’nin imajını karalamak için basın yayın tiyatro ve konferanslar düzenlemiş,Türkiye’ye ve Türklere karşı terör girişimlerini organize etmiştir.Ermeni Diasporası 20.yy sonlarında ve günümüzde ise tamamen yurt dışındaki Ermeni faaliyetlerini organize eden ve Ermenistan dış politikasını yürüten bir kuruluşa dönüşmüştür. Başta ABD,Fransa,İngiltere ve Almanya olmak üzere Avrupada söz sahibi olabilecek bir ortam oluşturan Ermeni Diasporası,Türkiye’nin AB’ye girişini bile etkileyebilecek faaliyetlerde bulunmuştur. Ermeni Diasporası Türkiyenin Uluslararası ilişkilerinde yaptığı imaj karalama,sözde soykırımın tanınması yolundaki propagandalarla günden güne güçlenmiş ve bugün Türkiye’yi tehdit eden önemli faktörlerden birisi olmuştur. Ermeni Diasporasının Siyasi Tarihi 1877-78 Osmanlı-Rus savaşını izleyen Ayastefenos Anlaşması ve Berlin Konferansı Ermeni sorununa ilk defa uluslararası boyut kazandıran anlaşmalar oldu .“ Osmanlı Devletinde yaşayan Ermenileri ıslahat” adı altında iç işlerimize karışmaya çalışan Rusya,Fransa,İngiltere ve Almanya’nın eline beklediği fırsat geçmiş oldu.Eline geçen bu fırsatı değerlendirmeye çalışan Rusya,Fransa,İngiltere ve Almanya Osmanlı’yı parçalamak ve bu şekilde kendi çıkarlarına ulaşabilmek için Ermeni terör örgütlerini bağımsızlık hevesiyle harekete geçirmiş ve Türkiye’nin birçok bölgelerinde Türklere karşı katliamlar düzenlenmiştir. I.Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devletinin Kafkasya,Suriye ve Çanakkale cephelerinde yoğunlaşmasıyla içerideki asayişsizlik durumundan yararlanan Ermeni terör gurupları dış güçlerin de etkisiyle düşmana karşı savaşan ordunun harekatını güçleştirmek için her çeşit engellemeleri yapmış,bir kısmı düşman safına katılmış ve masum halka silahlı saldırıda bulunmuştur(2). Artan terör eylemleri sonucunda Osmanlı Devleti 30 Mayıs 1915 tarihinde aldığı tehcir (göç) kararıyla ayaklanma çıkaran Ermenileri,gene Osmanlı sınırları içerisinde olan Suriye bölgesine nakletmiştir(3). I.Dünya Savaşının bitiminden sonra Osmanlı Devleti tehcire tabi tutulan Ermenilerin 4 Ocak 1919 da isteyenlerin eski yerlerine dönebileceği kararını almıştır(4). Tehcire tabi tutulan Ermenilerin bir kısmı tekrar eski yerlerine dönmüş,bunlardan büyük bir kısmı da daha iyi hayat şartlarına kavuşacağını düşünerek Amerika,Fransa,Güney Amerika ülkeleriyle Avusturalya’ya Hindistan,İran ve Rusya’ya göç etmişlerdir(5). 1915-1920 yılları arasında Avrupa’ya göç eden Ermenilerin oluşturdukları gruplaşma yabancı ülkedeki yalnızlık duygusu,akrabalık duygusu,kader birliği..vs gibi olgular yurt dışında yaşayan Ermenileri bir araya getirmiş ve bugünkü Ermeni Diasporasının temelleri atılmıştır. 1922 Lozan Konferansı öncesinde dağınık diaspora Ermenileri bir araya gelmiş ve “Ermeni Milli Heyeti”ni oluşturmuşlardır.Bu organ hemen çalışmalara başlayarak iddialarını ortaya koymuş ve bu iddialarını gerçekleştirebilmek amacıyla konferansın hazırlık safhasında İngiltere,Fransa,İtalya,Yugoslavya,Yunanistan’a mektuplar göndererek ittifak oluşturmaya,Türkiye toprakları üzerinde talep ve iddiaları bulunan çeşitli topluluklarla işbirliği yapmaya çalışmış,aynı zamanda da Türk heyeti ile bilfiil karşı karşıya gelebilme girişiminde bulunmuşlardır.Yani Lozan Konferansı esnasında Ermeniler lehine haraket edebilecek bütün kurum,kuruluş devlet ve kişilerle irtibat kurmaya çalışmış her türlü yol ve yöntemi aramışlardır(6) Lozan Konferansında isteklerine ulaşamayan Ermeni Diasporası hızını kesmiş ve kendi içinde kemikleşerek 1960’da yeniden canlanmış,1965 yılında Sözde Ermeni Soykırımının 50.yıldönümünde yeni bir imaja bürünmüş Büyük Ermenistan ve Sözde Soykırımın tanınması istekleriyle gündeme gelmiş ve bundan sonraki faaliyetlerini bu yönde sürdürmüştür.II Dünya Savaşından sonra Türkiye’nin komünizm tehdidine karşı NATO’ya girmesi,bu yıllarda ABD ve Avrupa’nın Ermeni Diasporasını dikkate almaması Diaspora Ermenilerini Ruslara daha da yakınlaştırmıştır. 1970 li yıllardan sonra dünya kamuoyuna sesini duyurmaya çalışan Ermeni Diasporası yeni stratejiler belirleyerek ASALA (Armenian Secret Army for the Liberation of Armenia) terör teşkilatıyla sahneye çıkmıştır.1973-1984 yılları arasında yürüttüğü sözde soykırımın tanınması ve büyük Ermenistan ideallerini kabul ettirmeye çalışan ASALA terör teşkilatı değişik ülkelerde toplam 42 Türk diplomatını şehit etmiştir. 1985 yılından sonra basın yayın tiyatro ve medyaya ağırlık veren Ermeni diasporası Ermenistan dışındaki Ermenileri “soykırımı tanıtma çalışmaları” adı altında ortak noktaya toplamıştır. 1991 yılında Ermenistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte yeni bir döneme giren Ermeni Diasporası faaliyetlerini daha da arttırmış bu yıllardan sonra ise Diaspora Ermenilerinin organizasyonları bulundukları ülkelerin yönetimini soykırım iddialarıyla yönlendirmeye çalışan bir politika izlemiştir. Ermenistan’ın 1993’de Azerbaycan topraklarının %20’sini oluşturan Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmesiyle Diaspora Ermenileri kendinde daha da güç bulmuş ve bu durum diaspora Ermenilerine sözde prestij sağlamıştır. Ermenistan’ın Bağımsızlığını kazanmasıyla Ermenistanın dış politikasına yön verme çabaları içerisine giren diaspora ermenileri Ermenistanla bağlarını daha da sağlıklı hale getirmiş ve bundan sonra Türkiye’ye karşı “Büyük Ermenistan” üzerinde propagandalarla toprak talebinde bulunmuştur. (Ermenilerin büyük Ermenistan Hayistan hayali) Türkiye-Ermenistan ilişkilerini etkileyen konulardan birisi de 1988 yılında başlayan 1994 yılında ateşkesin ilan edildiği ancak hala çözülememiş olan Dağlık Karabağ sorunudur. Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilerin Ermenistan ile birleşmek isteğiyle birlikte çıkan çatışmalar sonucunda Azerbaycan topraklarının % 20’si işgal edilmiştir. AGİT çerçevesinde soruna çözüm bulmak amacıyla yapılan görüşmelerden ise sonuç alınmış değildir. Azerbaycan topraklarının işgali Ermenistan’ın AGİT’e ve Avrupa Konseyi’ne üyelik yükümlülükleriyle de çelişmektedir. Ermenistan Azerbaycan topraklarını işgalini kalıcı kılmaya yönelik çabalar içerisindedir.Gürcistan’ın Cevaheti bölgesinde yaşayan Ermeniler ve bu bölgeye yönelik Ermenistan’ın irredentist bir politika izlediği ve hatta Gürcistan içerisinde ikinci bir Karabağ oluşturulmak istendiği de ileri sürülmüştür.11 Eylül 2001’den sonraki gelişmeler ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünün ABD için daha da önem kazanması Gürcistan’da Karabağ’dakine benzer bir çatışma olasılığını azaltmıştır. B) 21.yy da Ermeni Diasporası ve Türkiye’nin Uluslararası İlişkilerindeki Rolü Halefiter Ter Petrosyan’dan sonra 1998’de Ermenistan Cumhurbaşkanı olarak seçilen Robert Koçaryan Halefiter Petrosyan’ın görünüşte Türkiye ye karşı ılımlı politikasına son vermiş ve sözde Ermeni Soykırımının uluslar arası platformda tanınmasını Ermenistanın dış politik öncelikleri arasına almıştır.Ter Petrosyan’ın iktidardan uzaklaştırılmasından sonra soykırım iddiaları Türkiye aleyhine sistematik bir şekilde devam etmiştir.Bu tarihten sonra Ermenistan hükümeti diğer ülkelerin sözde soykırımı tanımaları için aktif bir politika izlemeye başlamıştır.Koçaryan’ın Uluslararası hukuku ihlal etmesine rağmen Türkiye ile karşılıklı olarak toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığını teyit eden bir protokolü imzalamaması Koçaryan’ın Türkiyeye karşı başlattığı uygulamaların ilkidir. 1915 tehcir olayının (Sözde Ermeni soykırımının) 90.senesi olan 2005’te özellikle ABD’de yaşayan zengin iş adamları ve sanatkarlar tarafından ABD’de, Avrupa ve dünyanın birçok yerlerinde sözde soykırımla ilgili dramatik tiyatro sahneleri düzenleyen diaspora Ermenileri insanların duygularıyla oynayarak sözde soykırımı tanıtma faaliyetlerinde de bulunmuştur(7). Ermenistan soykırım olayını ve tarihi topraklar ile ilgili iddialarını kiliseler,okullar,dernekler,partiler,basın ve en önemlisi Diaspora Ermenileriyle kamuoyuna taşımış ve dünyada ezilmiş bir ulus imajını yaratan batının ekonomik yardımlarını kendine çekmek ve hoşgörüsüne sığınmak istemektedir. 2005 te Diaspora Ermenileri’nin, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakereleri öncesinde Ermeni sorununu gündemde tutma çabaları ile Diaspora Ermenilerinin kısmen amacına ulaştığı söylenebilir. Özellikle müzakere süreci öncesinde Almanya ve Fransa’da yaşanan gerginlikler, Ermeni diasporasının sözde soykırımın 90. yıldönümü faaliyetleri aslında beklenildiği gibi büyük çaplıdır. Ermeni kuruluşları özellikle ABD’de yönetim üzerinde yaptıkları lobi faaliyetleri ve “soykırım” iddialarının uluslararası alanda gündeme getirilmesi için düzenledikleri etkinliklerle Türkiye’nin diğer ülkeler ile olan ilişkileri üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadırlar. Ermeni Diasporası 2000 yılından sonra Türkiye’nin uluslararası ilişkileri önünde en büyük sorunlardan birisi olma yönünde büyük çaplı bir strateji belirlemiş ve soykırımla ilgili kampanyalarını yaşadıkları ülkelerin siyasetine sokmuşlardır. a)Amerika’da Yaklaşık 800.000 Ermeninin yaşadığı ABD,Diaspora faaliyetlerinin en yoğun olduğu ilk dört ülkede (ABD,Fransa,Almanya,İngiltere) %40’kapsamakadır.Toplam olarak bin civarında kuruluşu olan Ermeni Diasporasının en büyüğü AAA (Armenian Assemly of America) dır.ABD diğer ülkedeki Diaspora (Türkiye’nin 1915’te Ermenilere Soykırım yaptığını kabul eden eyaletler.-kırmızı renk-) Ermenilerinin de başını temsil etmektedir.ABD’de çeşitli eyaletlerde çıkan 21 günlük ve haftalık gazete,17 adet Ermeni faaliyetleri raporu,188 adet bülten,25 radyo,10 tv programlarıyla Türkiye aleyhiye kamuoyu oluşturma gayreti içerisindedir. Türkiye’ye yönelik ABD yardımlarının engellenmesi, Türkiye’ye ABD’nin silah satışının önlenmesi, Azerbaycan’a ABD yardımı yapılmasının önlenmesi ve Ermenistan’ın her alanda ABD tarafından desteklenmesi ABD’deki Ermeni lobisinin ana amaçlarındandır. ABD’nin 41 eyaletinde Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını kabul ettiren diaspora faaliyetleri çok büyük yankı getirmelerine rağmen ABD Senatorya ve temsilciler meclisinden soykırım kararı çıkmadı.ABD senetoryası ise Türkiye ile ilişkilerine zarar vermemek için soykırım iddialarını kabul etmemektedir. b)Fransa’da Fransa ABD’den sonra 350.000 nüfusu ve %30’luk çalışma alanıyla diaspora Ermenilerinin en çok olduğu yerdir(11).Fransa’da bulunan Ermeni diasporası uzun yıllardan beri politikada ağırlığını etkin bir şekilde hissettirmiş ve 18 Ocak 2001 de Fransa’ya 1915’te Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını resmen kabul ettirmiştir. Fransa’da Ermeni diasporası Union Internationale des Organisations Terre et Culture (UIOTC) isimli bir federasyonda birleşmişlerdir. Günümüzde Fransa’da Ermenilerce okunan 5 aylık-haftalık dergi ve iki de günlük gazete bulunmaktadır. ‘Fransız Ermeni Gençliği Hareketi’ (Mouvement de la Jeunesse Arménienne de France, J.AF.)’da aktif şekilde çalışarak gençler arasında Türk düşmanlığını yaymaktadır Fransa diasporası propagandalarıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) düşünce ve vicdan özgürlüğü hükümlerine aykırı olmasına rağmen meclise Sosyalistlerin önerisiyle, soykırım olmadığını yazan ve ifade edenler için 5 yıllık hapis ve 45 bin Euro para cezası yasasını sokabilmiş-lerdir. Kanunlaşamayan bu teklifin meclise gelmesi bile kopuntu Ermenileri için çok büyük bir imaj tazeliği olmuştur. Özellikle, I. Dünya Savaşı’nda Fransız ordusunda görev alan Ermeni lejyonerlerine karşı bugün vefa borcunu ödeyen Fransa, her geçen gün Ermenilerin lehine yeni kararlar almaya devam etmektedir. c)Almanya’da 20.000’e yakın nüfusu ve diaspora faaliyetlerinde %20 payı olan Almanya’daki Ermeni Diasporasının faaliyetleri GAC (German Armenıan Community) tarafından organize edilmektedir.Almanya’daki yoğun çalışmalar ve özellikle Almanya’nın soykırımda dünyada tek ülke olma görünümünden çıkma politikasından dolayı Bremen`de Sözde soykırım anıtı dikilmiştir ve 16.06.2005 tarihinde Almanya’da 1915’de Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını kabul etmiştir.1915’te Türklerin Ermenilere soykırım yapması şu anda Almanya’da ders kitaplarında bile yer almaktadır.Almanya’da okul kitaplarında sözde Ermeni soykırımından söz eden tek eyalet olan Brandenburg’ta bu konu ilk kez 2002 yılında ders müfredatına Eyaletin Eğitim eski Bakanı Steffen Reiche tarafından konmuştur. d) İngiltere’de 15.000 nüfusu ve diasporanın etkinliği açısından %10’luk payı olan İngiltere’de diaspora faaliyetleri küçük olmasına rağmen etkinliği fazladır.Kamuoyunda yer edinmeyi başaran diaspora Ermenileri aktif olmalarına rağmen İngiltere’ye soykırımı kabul ettirememiştir.İngiltere de ABD gibi böyle bir olayın olmadığını savunmak değil dış politikasına özellikle Türkiye ve Azerbaycan ile ilişkilerine zarar vereceği açısından böyle bir teklifi ret etmiştir. Bugün İngiltere’deki Ermeni dernekleri arasında en etkin olanların başında ise Ermeni Enformasyon ve Tavsiye Merkezi (The Centre for Armenian Information and Advice, CAIA) gelmektedir (aşağıda değişik kaynaklardan derlenen ülkeler bu ülkelerde yaşayan ermeni nüfusu,en büyük ermeni lobileri,ve bu 4 ülkedeki aktiflik payına göre değerlendirmesi yer almaktadır(8) Ülke Nüfus En Büyük Diaspora Faaliyetleri 4 ülkeye göre yüzdelik faaliyeti ABD 800.000 AAA (Armenian Assemly of America) 40% Fransa 350.000 UIOTC Union Internationale des Organisations Terre et Culture 30% İngiltere 20.000 CAIA( The Centre for Armenian Information and Advice) 20% Almanya 15.000 GAC (German Armenian Community) 10% Ermenilerin belirli bir yoğunlukta yaşadığı başta ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın dışında Kanada, Lübnan, Rusya, Avustralya, İran gibi ülkelerde diaspora örgütleri adı verilen yapılanmalara gittikleri görülmektedir. Diaspora örgütleri Başta eğitim, sağlık, din hizmetleri ve politika olmak üzere birçok alanda faaliyet göstermektedirler.Yukarıda da belirtıldığı gibi Ermeni Diasporası soykırımı tanıtma faaliyetlerinde ortak noktadadırlar. Özellikle ABD ve Fransa’daki Ermeni diasporası tarafından sahiplenilen ve Türkiye üzerinde bir baskı aracı olarak bu tezden medet umanların da benimsediği bu yaklaşım, Yahudi Holocaust’ına (soykırım) benzer bir Ermeni Holocaust’ı üretmeye çalışmakta ve 1915 olayları üzerinden Türkiye’ye dönük 3 T (Tanıma, Tazminat, Toprak) gibi uzantıları olabilecek birtakım siyasi kazanımlar elde etmeyi hedeflemektedir.(9) Türkiye’ye karşı uygulanan Ermeni Diasporası faaliyetleri Türkiye-Ermenistan arasındaki diplomatik yakınlaşmayı da engellemektedir. Ermenistan’da Ulusal ve Uluslar arası Etütler merkezi tarafından yapılan bir araştırmada Ermeni halkının %80’i Ermenistan-Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasını istememektedir.Gene aynı ankette Ermeni halkının %70’i ise Türkiye’nin AB’ye girmesi için soykırımı kabul etmesi gerektiğini söylemektedir.(10) Ermeni diasporasının yukarıda bahsedilen çeşitli propaganda yollarıyla yaptıkları karalama kampanyaları,Uluslararası bağlantıları,ABD ve Fransa uzantılı iyi bir organizasyon,etkin bir örgütlenme,topyekun hareket bulundukları ülkelerde Türkiye’ye karşı bloğun inkişafı,toplum ile kaynaşma,motivasyon,ve en önemlisi varlığını Türk düşmanlığına ve 1915 te Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını kabul ettirmeye adamış Ermeni Diasporası’nın ne kadarda güçlü olduğunu maalesef görmekteyiz.Ermeni Diasporası Yoğun çalışmalar sonucu günden güne çalışma ağ ve alanlarını genişletmiş ve bugün bu propagandaları sayesinde Arjantin,Almanya, Belçika,Fransa, Hollanda,İsveç,İsviçre, İtalya,Kanada,Lübnan, Rusya Federasyonu, Slovakya,Uruguay, Yunanistan ve Polonya olmak üzere 15 ülkeye Türklerin 1915 yılında Ermenilere soykırım yaptığı resmen kabul ettirmiştir. Sonuç Bugün Türkiye’nin üzerine atılan sözde soykırım meselesi her ne kadar asılsız kaynaklara dayansa da son yıllar içinde Türkiye’ye Uluslararası ilişkilerde bir imaj kaybı oluşturdu ve Türkiye’nin Uluslararası arenada önünü kapatmak isteyen 15 devlet tarafından da maalesef resmi olarak tanındı.Ermenilerin iddialarının mesnetsiz olduğunu ne tür çıkar kaygıları ile ortaya atıldığını ve çıkarlarına ulaşabilmek için Ermenileri kullanan devletlerin yürüttüğü politikayı anlamak için tarihi gelişimi incelemek lazımdır ve hatırlatmak gerekir tarih parlamentolarda yazılmaz.(11) Ermeniler 1915 Tehciri sonucunda dünyanın çeşitli ülkelerine dağıldıklarını ve böylelikle bir Ermeni Diasporasının oluştuğunu iddia ederler Ancak araştırmalar ve belgeler sonucunda görülmektedir ki bu iddianın sözde “Ermeni Davası” (Hai Tahd)’ını desteklemek amacı ile ortaya atıldığı görülmektedir.Aralarındaki sıkı bağlar ve uluslararası bağamda birbiri ile iletişimini koparmayan Ermeni Diasporası yukarıda belirttiğim gibi Türk düşmanlığı ve Türkiye’nin 1915’de Ermenilere soykırım yaptığını kabul ettirmeyi kendilerine kuruluş maksadı olarak belirlemişler ve bu maksat etrafında toplanmışlar ve 24 Nisan’ı sözde Ermen’ Soykırımı anma haftası olarak belirlemişlerdir. Türkiye-Ermenistan arasındaki diplomatik ilişkilerinde de en büyük sorun olan Ermeni Diasporası Türkiye ile Ermenistan arasında Ermenistan yönetiminin soykırım iddialarını uluslararası alanda gündeme getirme çabalarından ve Karabağ sorunundan kaynaklanan gerginlik diasporanın da devreye girmesiyle diğer ülkeler ile Türkiye ve Ermenistan’ın ilişkilerini etkileyen bir noktaya geldi. Sınırların açılmasıyla ekonomik ve politik istikrarında gelişme kat edecek olan Ermenistan’ın diplomatik ilişkileri geliştirmesi yönünde adım atması gerekirken Türkiye’den toprak talebinde bulunması, sözde soykırım iddialarını gündeme getirmesi ve Karabağ sorununda uzlaşmaz bir tutum izlemesi hayret vericidir ve izlenen bu Ermenistan’ın mevcut politikası Türkiye ile normal diplomatik ilişkiler kurmasına engeldir. Sözde soykırımı tanıtma çabaları bu tarihsel iddia ve suçlama Türkiye’nin dış politikasını sürekli baskı altında tutmakta ve Türkiye’ye yönelik psikolojik operasyonlar yapılması için değişik ülkelerin eline büyük fırsatlar vermektedir. Ermeni Diasporası üçüncü ülkeler karşısında Türkiye’yi karalama kampanyası Türkiye’nin dış politikasında da sorun yaratmakta ve her yerde karşımıza çıkan bir engel olmaktadır. Türkiye’nin gerektiği kadar ehemmiyet vermediği Ermeni Diasporası 17 Aralık 2004’te Bürüksel görüşmelerinde önüne çok büyük bir engel olarak çıkmıştır. Avrupa Birliği Ermeni sorunu konusunda Türkiye’ye iki dayatmada bulunmuş ve Türkiye’nin AB’ye girmesi için Türkiye’nin Ermeni Soykırımını tanıması ve Türkiye’nin Ermenistan’la sınır kapısını açmasını istemiştir. Karabağ konusunda uzlaşmaz bir politika izleyen Ermenistan’la hiçbir şekilde anlaşma mümkün olmamaktadır. Türkiye-Ermenistan arasında diyalog açısından en önemli girişim ise 9 Temmuz 2001’de Türk-Ermeni Barışma Komisyonu’nun kurulmasıdır.Türk-Ermeni Barışma Komisyonu (TEBK)31 Temmuz 2001 tarihinde Ermenistan’daki 10 siyasi parti tarafından kınanmış ve geçerliliği fesh edilmiştir.(12). Büyük oranda Taşnak partisi tarafından yönlendirilmekte olan Ermeni Diasporası 2-3 sene aralıklarla Erevan’da yaptığı Uluslararası Ermeni Diaspora Konferanslarıyla(13) diaspora Ermenilerini yurt dışında birbirlerine daha da perçinlemiş adeta tek vücut haline getirmiştir. Yetişen yeni nesile aktarılan kalıplaşmış yanlış bilgiler araştırma yapmadan,sorgulamadan direk olarak Türkiye’ye ve Türklere karşı bir nefret oluşturmaktadır(14).Türkiye’nin diaspora faaliyetlerine karşı diplomasi yoluyla yapacağı belli başlı ülkelerdeki çalışmalar ile Ermeni Diasporasının çabalarını ve bu çabaların Türkiye’nin ikili ilişkilerini zedelemesini önlemesi mümkündür.Ermeni Diasporasının radikal olmayan kesimleriyle diyalog kurulması da karşılıklı anlayış ortamının oluşması açısından önemlidir. *Stajyer, Kafkaslar-Orta Asya-Ortadoğu Çalışma Grubu Kaynak Osmanlı Arşivleri Yayınları Ermeni Araştırmaları Enstitüsü yayınları İnsanlığa karşı islenen suçlar merkezi Dipnot (1)Türk Dil Kurumu http://www.tdk.gov.tr (2)Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Bab-ı Ali Evrak Odası nr 326758 (3)BA.Meclis-i Vükela Mazbatası 198/163 (4)BA.BEO,nr 341055 (5)Ermeni Tehciri-Yusuf Halaçoğlu sf.107-110 ist.2006 (6)Esat Uras Tarihte Ermeniler ve Ermeni meselesi ist.1987 (7)Diaspora Ermenileri tarafından mart 2005’de Fransa da sahnelenen bir oyunda; nişanlı bir ermeni genci askere gidiyor ve bir Türk askeride bu genci öldürerek nişanlısını alıkoyuyor.Bu gibi dramatik sahneler karşısında halkın duygularıyla oynanılarak olayın iç yüzüne bakmaya fırsatı olmadan 1ister istemez soykırımı Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığı düşüncesi oluşuyor (8)Rusya’da ve diğer ülkelerde yaşayan Ermeniler değerlendirmeye alınmamıştır (9)Çukur Ova Üniversitesi Stratejik araştırmalar Merkezi Yıldız Deveci (10)AB Haber 27.04.2005 (11)Azerbaycan ve Türkiye’nin Ermeni Belası dergisi Musaf Kızılkaya Bakü 2006 12)Doç.Dr.Kamer Kasım Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (13)ilki eylül 1999 da Erevan’da düzenlenen Ermeni Diasporasına 1000 izleyici, 2. kasım 2002 da düzenlemiş ve 1,500 katılımcı katılmıştır.18-21, kasım 2006 da gene Erevan’da düzenlenecek III Ermeni Diaspora Konferansına toplam 32 ülkeden 542 katılımcı katılacak ve bu sene 2000 izleyici beklenmektedir.Ayrıntı için bakınız http//:www.armeniadiaspora.com ve http://groong.usc.edu/ADconf/index.html (14) Ermenistan’da yaşamış olan Azerbaycan Türklerinden duyduğum kadarıyla Ermenistan yeni doğan çocukların kulağına “Türk senin düşmanındır…vb” sözler söylenmektedir.Yaramazlık yapan küçük çocuklara “yaramazlık yapma yoksa Türk gelir seni öldürür” gibi sözlerle ta bebek yaştan Türklere karşı bir kin beslemektedirler.Öyleki bugün Ermenistan’da 10 yaşındaki bir çocuk bile Türkün kim olduğunu nerede yaşadığını bilmez ama onun dedelerine Türkler tarafından soykırım yapıldığını söyler. İnternet siteleri http://www.iksaren.org http://www.ermenisorunu.gen.tr http://www.armeniadiaspora.com http://groong.usc.edu/ADconf/index.html http://www.karabakh.org http://www.devletarsivleri.gov.tr http://www.atlas-of-conflicts.com/areas/armenia-and-karabakh/turk_arm_war-1-1920.php