Hak, genel manada kişiye ait kazanımdır. Hukuk açısından ele alınan hakkın, kişiye özel ve korunma statüsü içermesine karşın felsefe açısından hakkın değerlendirilmesi karmaşıktır. Kişi hakkını adalet önünde ararken kimi zaman yorulur ve bıkar noktaya geldiğinde, hakkını felsefi açısından korumaya almak ister. Hakkımı helal etmiyorum, ediyorum gibi kısadan sonuçlandırmak ister. Hak sahibine teslim edilirken mutlu edilen insan, haklılığını mutluluk ile mükâfatlandırır. Hak bir kazanımdır, mutluluk ise sonuçtur. Haklı olmadan mutlu olan insanlar tanıdım. Doğrusu, haklı olununca mı mutlu olunur yoksa haklı olmadan mutlu olan var mıdır? Merak etmiyor değilim.
Bu konuya biraz derinlemesine dalmak için nefesinizi tutup derinlere dalmaya ne dersiniz. Ankara Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öznur Özdoğan, haklılık duygusunun öfkeyi beslediğini, bunun da cinayetlere sebep olduğunu söyledi
Özdoğan, mutlu olmanın yolunun kusurları örtmekten geçtiğini ifade etti. ‘’Dinin amacı iki dünyada da mutlu olmak, hem bu dünyada hem ahirette. Psikoloji biliminin de amacı mutluluk. Din psikolojisi olunca çifte mutluluk oluyor’’ diyen Özdoğan, çocukluğundan beri niyet etmeyi çok merak ettiğini, ama bunun psikolojide; farkında olmak, yapılanı bilinçli yapmak,
kusurları görüp örtmenin mutluluğun birinci şartı olduğunu söyleyen Özdoğan, ‘’İkincisi kusurları görmemektir. Aşkın gözü kördür derler. Kusur görmek istemiyorsanız sevginizi arttırın, hoşgörünüzü arttırın. Olumlu yanını bulup, olumlu tarafını büyütün’’ dedi.
Haklılığı değil, mutluluğu seçmek gerektiğini söyleyen Özdoğan, ‘’Haklılık duygusu, öfkeyi besler. Bu ise cinayetlere sebeptir. Hapishanelerde yapılan araştırmalarda, eşler cinayetleri haklı oldukları için yaptıklarını söylemekte. Hırsızlığı gerçekleştirenler bunu haklı sebeplerle gerçekleştirdiğini savunmakta. Hz. Muhammed (asm), Taif’te kendisine yapılanlara karşı haklılığı değil, mutluluğu seçmiştir. ‘Dünyanın en güçlü insanı, öfkesini yöneten, yenen kişidir.
Çözüm insanı olmak gerektiğini vurgulayan Özdoğan, ‘’Beşer şaşar. Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz. Değer mi üzmeye, kırmaya değer mi? Neden haklılığı seçerek insanları üzelim, birbirimizi kıralım? Bizim kültürümüz bize bunu öğretmiş’’ dedi.
Hz. Muhammed’in (asm) sahabeleriyle birlikte ölmüş bir hayvanın yanından geçerken, arkadaşlarının burnunu tutup söylendiklerini, onun ise ‘Dişleri de çok güzelmiş’ diyerek hayvanın iyi tarafının da olduğunu bu yönden de bakmak gerektiğini söylemek istemiştir.
Buna Anadolu’da gönül gözü derler. Kötü şeylerde iyi şeyler görmektir bu. En kusurlu durumlarda en güzeli görmeliyiz. Hayata olumlu bakmaya niyet etmeliyiz. Tıpkı oruçlu olduğumuzda ikram edileni çevirdiğimiz gibi kötü bir şeyle karşılaştığımızda da ‘ben niyetliyim’ diyerek bunları geri çevirmeliyiz. Mutlu olmak için affedip, yapılanları da silmeliyiz. Sadece affetmekle kalmayıp bunları hayatımızdan tamamen silmeliyiz, bilgisayarın çöp kutusunda olduğu gibi çöp kutusundan da silmeliyiz. İnsandaki kin ve nefret vücutta tümörleşir, bunlara müsaade etmemeliyiz.
Kimi insan haklı olunca doğru yol üzerinde olduğunu düşünerek mutlu olur. Her gün aynı işi yapan bir çorbacının çorba konusunda maharetli bir usta olduğunun neredeyse herkes tarafından kendisine haklı bir şekilde hakkının teslim edildiğini halde; Bir müşterisi tarafından çorbasını beğenmediğini, tadı tuzu yok dendiğinde, çorba ustasının, yaptığı iş için mutsuz olduğu görülmüştür. Herkes tarafından sevilen çorbacı ustasına, neden mutsuzsun? Bence o çorbanın parasını vermemek için böyle bahaneler üretiyor dedi.
Çorbacının cevabı çok manidar “ Haklılık benim gözümü kör etti. Sizin haklı demeniz beni haklı edebilir ancak mutlu etmiyor. Çünkü haklılık çoklukla değil mutlulukla ölçülen bir şeydir” dedi.
Ben mutlu olmayı haklı olmaya tercih edenlerdenim. Mutluluğun içinde haklılıkta var hak vermekte. Ama haklı olmanın içinde sadece birileri tarafından veya egonun sana verdiği hak vardır.
Haksız yere mutsuz olanlara ne demeli peki? Siz bunlara mutlu insan mı diyorsunuz ? Bence onlar da aslında mutlu olmadıklarını biliyor ancak gerçek mutluluğun peşinden koşarken kısa yoldan oyun ve kurallarına aykırı davranarak yarışı tamamladıkları için hileli mutluluk yaşamaktadırlar. Siz oyunun ve imtihanın kurallarını asla bozmadan yarışa devam edin. Bak göreceksiniz ki aslında mutluluk onların ki gibi sadece sonuncunda olan yalancı mutluluk gibi değil de aslında her aşamasında ayrı bir mutlu sonun sizi göğüslemiş olduğunu göreceksiniz.
Mutlu ve sağlıkla kalın..
SIDDIKA ERYILMAZ
Doğru söze ne denir.