Bir bayram daha gelip geçti. Bayramların en güzel tarafı da, sadece dini vecibelerin yerine getirilmesi değil; hayatın o hızlı ve yorucu temposunun kısa bir süreliğine yavaşlamasıdır.
İnsan böylesi zamanlarda biraz durur ve düşünür, iç sesini daha net duyar. İşte en çok o zaman fark eder, artık eskisi gibi değilsindir.
Bu bağlamda zaman, zaman dostlarım bana, çok değiştiğimi söylüyor ve "sana ne oldu, eskiden böyle değildin" diyorlar. Bende onlara “olmam gereken yerin kıyısına vardım" diyerek cevap veriyorum. Bu cevap bazılarının hoşuna gitmiyor. Çünkü insanlar, sizi hep görmek istedikleri yerde tutmak istiyorlar.
Modern hayat, bizi “dış ben”le o kadar meşgul etti ki, içimizdeki sesi duyamaz olduk. Kıyafetimize, unvanımıza, sosyal medyadaki imajımıza yatırım yaparken, içimizdeki o sessiz ben hep ötede kaldı.
Evet ben değiştim inkar etmiyorum. Artık ben, o eski ben değilim. Zamanın ruhu değişti, haliyle bende değiştim, bu yüzden artık susmuyorum, yanlışlıkları yazıyor, doğruları alkışlıyorum.
Çünkü şimdiye kadar sustuğum yerlerde o kadar çok şey birikti, güldüğüm anların altında bazen gizli kızgınlıklar saklı kaldı. Yollar öğretti, insanlar şekil verdi, zaman en büyük öğretmenim oldu.
Değiştim evet, içimde kıyıda köşede duran ne varsa toparladım. Geçmişte içime attığım, içimde biriktirdirdiğim ne varsa, şimdi elimden geldiğince hem konuşuyor, hem de yazıyorum.
Bu arada şu hususu belirtmekte fayda var. İşimizin gereği eskiden pek gülmezdik, sert gözükmeye çalışırdık. Şimdilerde, teşbihte hata olmasın Che Guevara'nın “Gülmek devrimci bir eylemdir. Dik dur ve gülümse, bırak neden gülümsediğini merak etsinler.” dediği misal hayata inat gülümsüyorum.
Günümüz Türkiye'sinde konuşmak artık cesaret, susmak ise, adeta meziyet haline geldi. Bu arada “yazıyorsun da ne oluyor, ne değişiyor, boşver yorma kendini", diyenlerde olmuyor değil. Bende bunu diyenlere gülümseyerek " Bazen bir cümle, bin susuşu bozabilir. Bazen bir yazı, boğaza dizilmiş bir hıçkırığın yerini alabilir" diye cevap veriyorum.
Ezcümle; ben artık,eski ben değilim. beni hala aynı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Susan dilsiz şeytan olmamak için konuşuyor ve yazıyorum. Bilmem anlatabildim mi?
Selam ve saygılarımla.