Gazetecilikte sık kullanılan bir deyiş vardır. "Haber kutsal, yorum hürdür." Haberleri doğru, tarafsız ve yalın bir gerçeklikle yazmak, yorumu ise okura bırakmak gerekir.
Yerel gazetecilik yapmak oldukça zordur. Yayın hayatlarını sürdürebilmek için mutlaka reklam gelirlerine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle her doğruyu ya da yanlışı yazamazlar; bir denge kurmak zorundadırlar. Aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık misali, ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilirler.
Yerel basında da, ulusal basında olduğu gibi tetikçi ve trol diye tabir edebileceğimiz kalemşör gazeteciler vardır ki, onlar için doğru ya da yanlış fark etmez. Genelde bu tür gazeteciler hukuki sorun yaşamamak ve tekzip yememek için iddia ve kulis bilgisi şeklinde haberler yaparlar.
Hiçbir araştırma yapmadan, ilgililerin görüşüne başvurmadan, kaynağından doğrulatmadan yapılan aklama ya da karalama amaçlı haberler, ticari ve siyasi beklentili haberlerdir.
Önce bir takım konuları iddia ve kulis bilgisi olarak yazarlar, sonra da bir bakmışsınız dut yemiş bülbül gibi birden seslerini keserler.
Bu oyuna özellikle yerelde belediye başkanları çok düşer.
Burada dalkavuklar hemen devreye girer ve "Başkanım, üç,beş kuruş, biraz da reklam verelim de sussun," derler.
Basın meslek ilkelerine uygun olarak etik gazetecilik yapanları tenzih ediyorum.
Özellikle ofisi bile olmayan, tek kişilik, bir domain, bir hosting, bir de hazır paket web haber sitesiyle mektup bile yazmasını beceremeyen birkaç köşe yazarı bulduğunuzda, onlar için işlem tamam demektir.
Kocaeli yerelinde, kurumsal ve sahada muhabir çalıştıran az sayıdaki gazeteler hariç, diğer gazetelerde organik ve orijinal haberlere pek rastlayamazsınız.
Denemesi bedava! İnternet haber sitelerine şöyle bir göz atın; fotoğraflar tıpa tıp aynı, haber metni ise noktası virgülüne bile dokunulmadan kopyala-yapıştır yöntemiyle aynen yayınlanmış birçok haberi göreceksiniz.
Onlara fazla da kızamıyorum, nihayetinde adamların ekmek kapısı!
Aklın yolu çoktur ama doğru, her zaman ve her yerde tektir!
Sonuç olarak, doğruları ve yanlışlıkları yazmaya devam edeceğim. Ak'a kara, kara'ya da ak demeyeceğim.
Kim ne derse desin, umurumda değil; ben kendimden mesulüm.
Bu nedenle çizgimi ve duruşumu asla bozmayacağım.
İyi hafta sonları, sağlıcakla kalın...