Esnaf ve sanatkârların haklarını koruyup, esnafların saygınlığını artırarak ahilik anlayışını hakim kılmayı amaç edinen odalar bu amaçlarından maalesef bir hayli uzaklaşmıştır.
Odalar kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için araç olarak kullandıkları gelirleri, amaca dönüştürüp,devasa bütçeleri ile adeta devlet içinde, ayrı bir devlet gibi hareket eden, güç yetmeyen, kanun ve nizam tanımayan kurumlara dönüştüğünü düşünüyorum.
Yöneticilerinin 20.000 (Yirmibin Lira ) ile 200.000 (İkiyüzbin lira) arasında aldıkları aylık ücretler ile iştiraklerden alınan huzur haklarından dolayı buralardaki yöneticilik müessesi profesyonel bir meslek haline ve kazançlı bir işe dönüşmüştür.
Üzülerek ifade etmek istiyorum geldiğimiz noktada, üye olarak her yıl aidat vermek zorunda olduğumuz esnaf odalarının üst yönetimlerinin bugün küçük mutlu bir kesim tarafından idare edilen, istisnai bir memuriyet gibi ayrı bir meslek dalı ve kazanç kapısına dönüştüğünü düşünüyorum.
Tabi bu arada bunların istisnası da yok değildir. İlimizde benim bildiğim ücret almayan ahi oda başkanlarımız yok değildir. Bu başkanların kim olduğunu kendileri reklam olur diyerek yazmamı istemedikleri için burada isimlerini zikretmeyeceğim.
Bu arada Başkentimizde bir oda başkanı var ki onun adını zikretmesem olmaz. Ankara Tüm Emlakçılar Meslek Odası Başkanı Sayın Hakan Akçam misyon ve vizyonu ile meslektaşlarımız için çok faydalı işler yaptığını basından ve sosyal medyadan takip ediyorum. Özellikle bu mesleğin bir kanunun olması noktasında yaptığı çalışmaları çok önemsiyorum. Kendisiyle henüz yüz yüze tanışmışlığım yoktur.
Hal böyleyken Hakan Başkan ve yönetimi oda faaliyetlerinden yasal olarak çok rahat alabilecekleri yaklaşık 150.000. TL'yi bulan aylık ücreti almadıkları gibi, her ay odanın gelir-gider tablosunu bilanço olarak ATEM'in internet sayfasında yayınlayarak şeffaf bir yönetim anlayışı sergilemesi takdire şayan ve örnek alınması gereken bir husus olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Marifet, iltifata tabidir. Kutluyorum Sayın Hakan AKÇAM'ı ve ekibini...
Ne diyelim darısı bizim ve diğer oda başkanlarının başına...
Malum olduğu üzere esnaf ve sanatkarlar bir odaya kayıt yaptırıp, harç vermeden mesleklerini icra edemiyorlar.
Odaların en büyük gelirlerini esnaf siciline kayıt olunurken alınan kayıt ücretleri ve her yıl odalarda alınan brüt asgari ücretin en az % 10 kadar olan aidatlar ile yıllık aidatın 1/10 oranında belge bedelleri ve fiyat tarifesi bedeli adı altında toplanan muğlak gelirler oluşturmaktadır.
Bu arada son günlerde çokça tartışılan ve ertelenen kredi kartlarından savunma sanayi fonu için alınması düşünülen vergi yerine sahada hiç bir karşılığı olmayan çoğu esnafında benim gibi faydası olduğuna inanmadığımız odaların gelirlerinden pay alınması veya bu yarı kamu tüzel kişiliklerin genel bütçeye tabi bir kuruma dönüştürülerek devletleştirilmesinden elde edilecek gelirlerle savunma sanayinin desteklenmesinin çok yerinde bir uygulama olacağını düşünüyorum.
Hiç değilse ödediğimiz yıllık aidat, tarife ve diğer ödemelerle ülkemiz savunma sanayine hiç değilse bir katkımız olur.
Ben şahsen artık birilerinin beş yıldızlı otellerdeki konaklama ücretleri ile rakı ve balık paralarını vermek istemiyorum.
Üyelerini yolunacak kaz gibi görmeyen, esnafların hakkını, hukukunu koruyan, icra ettikleri mesleğin saygınlığını artırmaya çalışan, şeffaf ve hesap verilebilir bir yönetim anlayışı sergileyen, Ahi oda yöneticilerine buradan selam ve saygılarımı sunuyorum.
Arife tarif(e) gerekmez.
Hoşça, dostça ve AHİ'ce kalın.
Fazlası var eksiği yok! (az bile yazmışsınız) kaleminize sağlık…