Gecen gun eve donerken bir anda kendi dusuncelerimi farkettim. Tum gun arac kullanirken, konusurken insanlari nasil yargilamisim, nasil yargi dagitmisim o gun… “Herkes yanlis, ben dogru” idi, o gunum. Utandim bir an kendimden, icimden her bir kisiden ozur diledim. Baska insanlarla ugrasmak, yargilamak enerjimizi dusuren bir durum ve disa odakli yasamaya meyil etmemize sebep oluyor. Dikkatimizi vermemiz gereken kendimiziz. Bu insan bendeki hangi yonumu veya zayifligimi tetikledi. Bizi tetikleyene degil, bizde tetiklenene bakabilmek cok kiymetli.
Dogru olan ne? Kime gore, neye gore dogru? Hayata ve olaylara biz, en dogru biz bakiyormusuz gibi sadece kendi dogrularimizi severiz. Yaristiririz dogrularimizi kosan atlar gibi, atlar yorulur, bizler ise hala hevesli. Halbuki herkes kendi hikayesini yasamaya gelmistir bu dunyaya. Tek bir dogru olabilir mi?
Insanlari yargiladigimizda gercekte ya bizde olmayan ama imrendigimiz, yapamadigimiz bir davranisi veya cok derinlere gomdugumuz, farkinda bile olmadigimiz, sevmedigimiz bir yanimizi yargilariz aslinda.
Ozdemir ASAF’in dedigi gibi:
Dun sabaha karsi kendimle konustum,
Ben hep kendime cikan bir yokustum.
Yokusun basinda bir dusman vardi,
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum.
Herkes ve her olay bize ayna, kendimizi daha iyi gormemiz icin.
Tesadufen olmuyor, tevafuken karsimiza cikiyor her sey. Yasam planimizda, ister insan-i kamil diyelim ister ust bilinc, yani en iyi versiyonumuza ulasmamiz, hakikate uyanmamiz icin... DISARIDA KIMSE YOK…
Guzel gunlerin tanikliginda gorusmek uzere