Armağan Çağlayan'ın Youtube sayfasında yayınlanan 'Dur Bi Dinle' programının bu haftaki konuğu sanatçı Zerrin Özer'di. Özer, hayatının dönüm noktasını ve yaşadığı kötü olayı anlattı
ARKAMDAN 'DELİ' DİYORLARDI
"Anneciğime her gün yalvarırdım saçım kirlendiği zaman. 'Banyodan sonra lütfen saçımı örer misin' diye. Sonra açardım papaz gibi. Sürekli yırtık jean ve bileziklerim vardı. Bir gün adaya gidiyoruz, ablamla birlikte. Lütfen arkamızdan yürür müsün dedi, 'deli' diyorlar dedi. Annem de beni yanında taşımadı sonra. Vapurda bile yanında oturmadım."
"İstanbul'a geldik, ben Ankara Devlet Konservatuarı'na devam ediyordum. Annem ve babam ayrılmıştı. Tülay ablacığım beni American Culture'a yolladı, fakat asla müzik sektöründe olmamı istemiyordu."
"Katıldıktan sonra bir baktım TRT'yi karıştıran amatör ses diye bir şey çıktı. Sonra beni dinlemeden tüm firmalardan bana teklif geldi. Annem, 'Ablan başında olduğu sürece olabilir' dedi."
AMERİKA'DA BENİ AYAKTA ALKIŞLADILAR
"Annem döndü bana dedi ki, 'Senden saklamayacağım bunu biliyordum' dedi. Sen orada hippilerle takılırsın, orası Sultanahmet dedi, o yüzden gitmeyeceksin dedi. Çok kırıldım, ben bambaşka bakıyordum hayat çizgime. Hayatım boyunca tek bir insana hayır diyemedim o da annemdir."
ABİM DEDİĞİM İNSANIN TECAVÜZÜNE UĞRADIM
"Öyle bir şey var ki, genç kızsınız ve aileniz böyle bir şeye çok önem veriyor. Türkiye böyleydi o zaman. Muhafazakar bir ailem vardı. Şimdi ki gibi artık böyle iğrenç bir hale gelmemişti."
"Annem Ankara'ya diğer ablamların yanına gitmişti. Tülay ablam burada, Sezen, Pakize abla ile çok yakın arkadaştı. Ben de evde tek kalıyorum, günlerce yorganı çekiyorum ağlıyorum. Diyorum ki, ben bunu Tülay ablama söylesem, Tülay ablam gider bu adamı vurur. Annem de bunu duyar kalp krizi geçirir. Ben aileyi bitirmiş olurum dedim. Susmam lazım dedim. Neler yaşadım bir Allah bir ben biliyorum."
"Ben bu adamın suratına baka baka çalıştım. Sonra albüm yaptım, yine devam ettim. Zaman geçiyor, benim bir evlilik yapmam gerekiyor dedim. Ona da müsaade etmediler. Yıllarca ben bunu psikiyatristimle konuştum. "Bunu içinden atman gerekiyor" dedi. Diyorlardı ya "Zerrin hep ağlıyor, hep siyah gözlük takıyor" Kimseye bakamıyor ki Zerrin."
"Öyle enteresan bir şey ki, bana deniliyordu ki her zaman "ben basına çıkmayayım" Ne ağır adam diyordum. Hep evdeyiz, dışarı falan çıktığımız yok. Bir kere TRT'ye gelmiş resmini çekmişlerdi. O gün düğünde çok az kişi var. Ahmet San'ı da çok severim. Resim çekmiş demiş ki "bizim kızı evlendirdik" Bundan sonra Türkiye, televizyon, medya sektörü birbirine girmiş ama benim haberim yok."
"Fakat şimdi ertesi gün olunca, bunları duyunca acayip oluyorsunuz birden bire. "Ben bu kadar salak mıyım" oluyorsunuz. Aslında Murat tek başına çok iyi bir insan, annesi de öyleydi. Bu kadar kötülüklerden sonra dedim ki benim korumam gereken bir ismim var. Onun için ben böyle bir şeyi yapamam. Beraber yaşadılar diye yazdılar ama yaşamadım."
Source : milliyet.com