YouTuber ve aynı zamanda öğrenci olan Barış Keser, saatlik ücreti 10 dolar 50 cent olan bir market işinde maaşı düşük olsa da boş durmaktansa, hem aktivite olması hem de değişik vlog'lar çekmek maksadıyla çalışmaya başlamış. Aslında paraya ihtiyacı olmadığını belirtiyor.
İlk iki gün onun için güzel geçmiş. Ancak üçüncü gün alkol reyonunda çalışan bir kadın görevli tarafından ırkçılığa maruz bırakılmış.
Mola zamanlarında marketin bira bölümündeki koltuklarda tüm çalışanlar gibi vaktini değerlendirdiğini belirten Barış, bunun yasak olmadığını vurguluyor. Orada çalışanların mola zamanlarında dinlendiğini ve yemeğini yediğini anlatıyor. Kendisi de diğerlerinden gördüğü üzere öyle yapmış.
Türkiye'de bir sevgilisi bulunan Barış, mola anlarında sevgilisini görüntülü arayarak Türkçe konuştuğunu da aktarıyor. Göçmenlerden oluşan Amerika'da farklı dil duymanın çok olası bir durum olduğuna işaret ederek, bunun çok normal olduğunu hatırlatıyor. Fakat alkol reyonunda görevli kadının bu süreçte kendisine sürekli ters ters baktığını ve kendi Türkçe konuşmasını alaycı bir şekilde yüksek sesle taklit ettiğini de anlatıyor.
Bu durumun resmen ırkçılık olduğunu ifade eden Barış, önceleri farkettiği halde duymazdan gelmiş ve Allaha havale etmiş. Hatta kadını rahatsız ettiğini düşünerek daha sessiz konuşmaya başlamış.
Sevgilisiyle konuştuğu anlar dışında, TikTok için fiyat videoları çektiği sırada da marketin içinde kendisini takip ederek bön bön baktığını ve taciz ettiğini söyleyen Barış, bu durumun da stalk'lamaya girdiğini belirtiyor.
Bardağı taşıran son damla ise, Barış'ın üçüncü iş gününde evden getirdiği yemeğini yemek üzere yine o koltuklara oturduğu sırada yaşanmış. Molası başlayalı henüz 5 dakika bile olmamışken, bir yandan ekmeğini yiyip diğer yandan YouTube videoları izleyen Barış'a doğru bir hışımla gelen kadın, "Sen tuvaletleri temizledin mi?" diye sormuş.
Barış da tuvalet temizlemenin onun iş tanımında yer almadığını, yani sorumluluğu dahilinde olmadığını belirtiyor. Bu sebeple kadına hem yarım saatlik yemek molasının başında olduğunu, hem de tuvalet temizlemenin kendi görevi olmadığını hatırlatmış. Çünkü o bölge kadının sorumluluğunda olduğu için kadının tuvaletleri temizlediğini, kendisinin ise yerleri, camları ve arabaları temizlediğini ifade ediyor.
Kadın yine de dayatınca, Barış, mantık olarak, kendi sorumluluğunda olsa bile yani kadın haklı olsa bile bunu çalışma saatleri içinde istemesi gerektiği fikrini savunuyor. Mola saatinde yemek yerken değil. Bir de üslübunun da çok kaba ve sert olduğunu söylüyor. Üstelik kadının orada bir yönetici de olmadığını, kendisi gibi asgari ücretle çalışan bir hizmetli olduunu belirtiyor. Barış'a göre, kadın sırf farklı bir dil konuştuğu için Barış'a takmış.
Olayın yaşandığı mola anı bittikten sonra işinin başına geçen Barış, yöneticinin yanına gelip kendisi hakkında bir şikayet aldıklarını söylediğini anlatıyor. Barış, muhtemelen kadının yalan yanlış gidip yöneticiyi doldurduğu kanısında. Kendisinin çalışmadığını ve devamlı telefonla uğraştığını söylemiş. Barış da yöneticiye 7/24 çalışan kameralardan inceleme yapmalarını, çünkü molası dışında asla oturmadığını ve devamlı çalıştığını ifade ederek kendini savunmuş. Yönetci de gerek olmadığını, kendisine güvendiğini, iyi bir çocuk olduğunu söylemiş.
Ardından Barış, kadının yönetici olmadığı halde ona tuvaletleri temizlemesini emrettiğini ve kendisine taktığını, devamlı uğraştığını söylemiş, fakat ırkçılık yaptığını gizlemiş. O zaman yönetici de Barış'a daha çok hak vererek, kadının yönetici olmadığını ona emir veremeyeceğini ancak yönetici tuvaletleri temizlemesini isterse yapması gerektiğini belirtmiş.
Ama bu düşüncelerini kadının yüzüne de söylediler mi emin değil Barış. Kadının yaklaşık 15 senedir orada çalıştığını söylüyor. Ve hatta 50'li yaşlarına gelmiş birinin Amerika'da halen asgari ücretle çalışıyorsa onda mutlaka bir sorun olduğuna işaret ediyor.
Tüm bu olanlardan sonra işi bırakan Barış'ın anlattıklarını izleyip kendi kararınızı siz verebilirsiniz.
KAYNAK: Barış Keser
İlk iki gün onun için güzel geçmiş. Ancak üçüncü gün alkol reyonunda çalışan bir kadın görevli tarafından ırkçılığa maruz bırakılmış.
Mola zamanlarında marketin bira bölümündeki koltuklarda tüm çalışanlar gibi vaktini değerlendirdiğini belirten Barış, bunun yasak olmadığını vurguluyor. Orada çalışanların mola zamanlarında dinlendiğini ve yemeğini yediğini anlatıyor. Kendisi de diğerlerinden gördüğü üzere öyle yapmış.
Türkiye'de bir sevgilisi bulunan Barış, mola anlarında sevgilisini görüntülü arayarak Türkçe konuştuğunu da aktarıyor. Göçmenlerden oluşan Amerika'da farklı dil duymanın çok olası bir durum olduğuna işaret ederek, bunun çok normal olduğunu hatırlatıyor. Fakat alkol reyonunda görevli kadının bu süreçte kendisine sürekli ters ters baktığını ve kendi Türkçe konuşmasını alaycı bir şekilde yüksek sesle taklit ettiğini de anlatıyor.
Bu durumun resmen ırkçılık olduğunu ifade eden Barış, önceleri farkettiği halde duymazdan gelmiş ve Allaha havale etmiş. Hatta kadını rahatsız ettiğini düşünerek daha sessiz konuşmaya başlamış.
Sevgilisiyle konuştuğu anlar dışında, TikTok için fiyat videoları çektiği sırada da marketin içinde kendisini takip ederek bön bön baktığını ve taciz ettiğini söyleyen Barış, bu durumun da stalk'lamaya girdiğini belirtiyor.
Bardağı taşıran son damla ise, Barış'ın üçüncü iş gününde evden getirdiği yemeğini yemek üzere yine o koltuklara oturduğu sırada yaşanmış. Molası başlayalı henüz 5 dakika bile olmamışken, bir yandan ekmeğini yiyip diğer yandan YouTube videoları izleyen Barış'a doğru bir hışımla gelen kadın, "Sen tuvaletleri temizledin mi?" diye sormuş.
Barış da tuvalet temizlemenin onun iş tanımında yer almadığını, yani sorumluluğu dahilinde olmadığını belirtiyor. Bu sebeple kadına hem yarım saatlik yemek molasının başında olduğunu, hem de tuvalet temizlemenin kendi görevi olmadığını hatırlatmış. Çünkü o bölge kadının sorumluluğunda olduğu için kadının tuvaletleri temizlediğini, kendisinin ise yerleri, camları ve arabaları temizlediğini ifade ediyor.
Kadın yine de dayatınca, Barış, mantık olarak, kendi sorumluluğunda olsa bile yani kadın haklı olsa bile bunu çalışma saatleri içinde istemesi gerektiği fikrini savunuyor. Mola saatinde yemek yerken değil. Bir de üslübunun da çok kaba ve sert olduğunu söylüyor. Üstelik kadının orada bir yönetici de olmadığını, kendisi gibi asgari ücretle çalışan bir hizmetli olduunu belirtiyor. Barış'a göre, kadın sırf farklı bir dil konuştuğu için Barış'a takmış.
Olayın yaşandığı mola anı bittikten sonra işinin başına geçen Barış, yöneticinin yanına gelip kendisi hakkında bir şikayet aldıklarını söylediğini anlatıyor. Barış, muhtemelen kadının yalan yanlış gidip yöneticiyi doldurduğu kanısında. Kendisinin çalışmadığını ve devamlı telefonla uğraştığını söylemiş. Barış da yöneticiye 7/24 çalışan kameralardan inceleme yapmalarını, çünkü molası dışında asla oturmadığını ve devamlı çalıştığını ifade ederek kendini savunmuş. Yönetci de gerek olmadığını, kendisine güvendiğini, iyi bir çocuk olduğunu söylemiş.
Ardından Barış, kadının yönetici olmadığı halde ona tuvaletleri temizlemesini emrettiğini ve kendisine taktığını, devamlı uğraştığını söylemiş, fakat ırkçılık yaptığını gizlemiş. O zaman yönetici de Barış'a daha çok hak vererek, kadının yönetici olmadığını ona emir veremeyeceğini ancak yönetici tuvaletleri temizlemesini isterse yapması gerektiğini belirtmiş.
Ama bu düşüncelerini kadının yüzüne de söylediler mi emin değil Barış. Kadının yaklaşık 15 senedir orada çalıştığını söylüyor. Ve hatta 50'li yaşlarına gelmiş birinin Amerika'da halen asgari ücretle çalışıyorsa onda mutlaka bir sorun olduğuna işaret ediyor.
Tüm bu olanlardan sonra işi bırakan Barış'ın anlattıklarını izleyip kendi kararınızı siz verebilirsiniz.
KAYNAK: Barış Keser