ABD'den Müslüman Ülkelerdeki Ateistlere Destek

Ülkenin en büyük Müslüman sivil haklar ve savunuculuk örgütü olan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR), bugün ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bir hibe programıyla ilgili “endişesini” dile getirdi. Vergi mükelleflerinin fonları, Asya ve Orta Doğu'nun Müslüman çoğunluklu bölgelerinde ateizmi teşvik etmek için kullanılacağını belirten CAIR, "Derhal bu karardan geri dönülmeli" dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı Demokrasi, İnsan Hakları ve Çalışma Bürosu (DRL) "Fon Fırsatı Bildirimi"ne göre, fonlar "ateist, hümanist, mesleği olmayan ve bu gruplara bağlı olmayan çeşitli topluluklar için "savunucu ağları" oluşturmak ve güçlendirmek için kullanılacak." denildi.

Bakanlık Asya'daki Müslümanlar ülkelerin yansıra, Ortadoğu ve Afrika'daki Müslüman ülkelerdeki grupların bu hibeden yararlanabileceğini belirtti.

Bunun üzerine CAIR Ulusal Direktör Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell, Esq.  söz konusu yardımın Müslüman ülkelerdeki sapkın grupları büyütmek ve toplumu dini ve manevi duygularına karşı bir provakasyon olduğunu dile getirerek "Dışişleri Bakanlığının laik toplumlarda dinin yayılmasını doğrudan finanse etmesi uygun olmayacağı gibi, dini toplumlarda ateizmin yayılmasını doğrudan finanse etmesi de uygun değildir. Milletimiz, özellikle anti-teist hareketler için değil, dünyadaki tüm insanlar için özgürlük ve adaleti teşvik etme çabalarını finanse etmelidir.  Ayrıca, Müslüman çoğunluklu bölgelerdeki ateist aktivistleri ve örgütleri destek için seçmeyi amaçlayan bir ABD fon programının, denizaşırı ülkelerdeki bazı kişilerin, hükümetimizin yabancı örgütleri ve hükümetleri destekleyerek Müslüman dünyasını laikleştirmeye çalıştığı yönündeki şüphesine katkıda bulunacağından endişe duyuyoruz." dedi.

"Dünyanın her yerinde herkes dilediğine inanıp inanmamakta özgür olmalı, ancak milletimiz özellikle dinsizliği dine tercih etme çabasıyla yabancı ülkelere para dökmemeli" diyen Mitchell, İslam'ın vahyedilmiş metni olan Kuran'dan alıntı yaptı:  "Dinde zorlama yoktur, çünkü hak, batıldan açıkça ayrılır."  (2:256)