ABD Temsilciler Meclisi'nde 24 Ocak 2021 tarihinde yapılan oylamayla, '2022 Savunma Bütçe Tasarısı' dahilinde kabul edilen, Ülkü Ocaklarının 'yabancı bir terör örgütü olup olmadığının araştırılmasını' öngören maddeye Türk toplumundan tepkiler giderek büyüyor.
Konuyla ilgili, Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi Kurucu Başkanı Cenk Çoktosun da bir kınama bildirisi yayınladı. Bildiride şöyle denildi:
"Saygıdeğer Türk Amerikan Kamuoyu' nun Dikkatine,
Saygıdeğer Türk Amerikan Toplumumuz, ABD Temsilciler Meclisi'nin Ülkü Ocakları aleyhine kabul ettiği sözkonusu "Rezil Tasarı" ABD 'de yaşayan Amerikalı Türkleri derinden yaralamıştır. Kabul edilen bu tasarıyı Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi olarak tarihi bir talihsizlik olarak tanımlıyor ve red ediyor; tasarının tamamını taraflı, ABD iç siyasetine yönelik, ucuz bir politik manevra olarak yorumluyor, bu tasarının kabulünü insan haklarına; fikir, düşünce, ifade ve siyasi hürriyetlere yapılmış adi bir süikast olarak görüyoruz.
Yaklaşık yüzyıla yakın bir geçmişe sahip Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihine ihanet eden bu tasarının kabulüne imza atanları, tarih elbette yargılayacak ve bu tasarı yine tarihin hassas adaleti ve gerçekleri karşısında bir utanç abidesi olarak yerini alacaktır.
Özellikle 21. Yüzyıldan itibaren Meksika Savaşı'ndan, Kore'ye, Afganistan'a, Balkanlara, Ortadoğu'ya kadar ABD'nin içinde bulunduğu her sıkıntıda, her mücadelede yanında olan, destek veren gücünü artıran Türkiye Cumhuriyeti, NATO'nun kurulduğu günden bu yana da 69 yıldır her daim müteffiklik birlikteliğinin hakkını namusu ve şerefi ile yerine getirmiştir. ABD'nin şimdi bu politikaları iki ülke için yapıcı, iyi niyetli, dostane olmadığı gibi, müttefiklik ilkelerine de aykırıdır.
Türkiye Cumhuriyeti; "stratejik ortaklık" ve "müttefiklik birlikteliğine" harfiyen uymasına rağmen, özellikle Körfez Savaşı'ndan bu yana ABD'nin Güney Doğu sınırımızdaki iki yüzlü politikaları bu ortaklık ve müttefiklik ahlakına ihanet eden bir tutum almış; bu iki yüzlü tavrı ve tutumu ile her dönemde sorun çıkaran, kriz üreten, arkamızdan sinsice iş ceviren, devamında baskı ve şantaja bel bağlayan, kabul edilemez küstah bir anlayış halini almıştır.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi; ABD, özellikle Körfez Savaşı sonrasında bu tescilli terör örgütlerini ve onların payandası olan siyasi örgütleri Türkiye'nin önüne geçirmiş, ülkemize karşı kanlı ve kahredici bir ittifak çemberi oluşturmuştur. Suriye ve Irak'ın kuzeyinde PKK/YPG/PYD'ye göz göre göre verilen mali, mühimmat, silah ve askeri destekler bu iddiamızın kanıtıdır.
Dünyanın en büyük, en acımasız, en hain, en kalleş terör örgütü ve uyuşturucu pazarlayıcısı PKK ve payandaları; bölgede onbinlerce canın katledilmesinden, onbinlerce yuvanın dağılmasından, ocakların sönmesinden, çocukların bebeklerin öldürülmesinden kısacası; akan oluk oluk kandan sorumlu iken, tek ideolojisi vatan savunması olan Ülku Ocakları'na yapılan bu planlı, seviyesiz, art niyetli, yakıştırma, aslında Türkiye'ye karşı beslenen düşmanca politikaların da bir parçasıdır.
Bilge Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin de belirttiği gibi "Milliyetçi-Ülkücü Hareket insanüstü bir mücadele ve imanlı duruşuyla devletiyle, milletiyle, mukaddesatıyla kenetlenerek varlığını devam ettirecektir."
Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi olarak kabul edilen bu tasarının en kısa zamanda bir yanlış olduğunun görülmesini ümit ederek; bir an önce bu yanlıştan dönülmesini belirtiyor ve iki ülke arasında kurulmuş olan tarihi derin dostluğun zarar görmemesi adına gereken adımların atılmasını ümit ve talep ediyoruz.
TÜRK AMERİKAN ÜLKÜCÜ DERNEKLER ASAMBLESİ
Adına Kurucu Başkan CENK ÇOKTOSUN"
Konuyla ilgili, Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi Kurucu Başkanı Cenk Çoktosun da bir kınama bildirisi yayınladı. Bildiride şöyle denildi:
"Saygıdeğer Türk Amerikan Kamuoyu' nun Dikkatine,
Saygıdeğer Türk Amerikan Toplumumuz, ABD Temsilciler Meclisi'nin Ülkü Ocakları aleyhine kabul ettiği sözkonusu "Rezil Tasarı" ABD 'de yaşayan Amerikalı Türkleri derinden yaralamıştır. Kabul edilen bu tasarıyı Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi olarak tarihi bir talihsizlik olarak tanımlıyor ve red ediyor; tasarının tamamını taraflı, ABD iç siyasetine yönelik, ucuz bir politik manevra olarak yorumluyor, bu tasarının kabulünü insan haklarına; fikir, düşünce, ifade ve siyasi hürriyetlere yapılmış adi bir süikast olarak görüyoruz.
Yaklaşık yüzyıla yakın bir geçmişe sahip Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihine ihanet eden bu tasarının kabulüne imza atanları, tarih elbette yargılayacak ve bu tasarı yine tarihin hassas adaleti ve gerçekleri karşısında bir utanç abidesi olarak yerini alacaktır.
Özellikle 21. Yüzyıldan itibaren Meksika Savaşı'ndan, Kore'ye, Afganistan'a, Balkanlara, Ortadoğu'ya kadar ABD'nin içinde bulunduğu her sıkıntıda, her mücadelede yanında olan, destek veren gücünü artıran Türkiye Cumhuriyeti, NATO'nun kurulduğu günden bu yana da 69 yıldır her daim müteffiklik birlikteliğinin hakkını namusu ve şerefi ile yerine getirmiştir. ABD'nin şimdi bu politikaları iki ülke için yapıcı, iyi niyetli, dostane olmadığı gibi, müttefiklik ilkelerine de aykırıdır.
Türkiye Cumhuriyeti; "stratejik ortaklık" ve "müttefiklik birlikteliğine" harfiyen uymasına rağmen, özellikle Körfez Savaşı'ndan bu yana ABD'nin Güney Doğu sınırımızdaki iki yüzlü politikaları bu ortaklık ve müttefiklik ahlakına ihanet eden bir tutum almış; bu iki yüzlü tavrı ve tutumu ile her dönemde sorun çıkaran, kriz üreten, arkamızdan sinsice iş ceviren, devamında baskı ve şantaja bel bağlayan, kabul edilemez küstah bir anlayış halini almıştır.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi; ABD, özellikle Körfez Savaşı sonrasında bu tescilli terör örgütlerini ve onların payandası olan siyasi örgütleri Türkiye'nin önüne geçirmiş, ülkemize karşı kanlı ve kahredici bir ittifak çemberi oluşturmuştur. Suriye ve Irak'ın kuzeyinde PKK/YPG/PYD'ye göz göre göre verilen mali, mühimmat, silah ve askeri destekler bu iddiamızın kanıtıdır.
Dünyanın en büyük, en acımasız, en hain, en kalleş terör örgütü ve uyuşturucu pazarlayıcısı PKK ve payandaları; bölgede onbinlerce canın katledilmesinden, onbinlerce yuvanın dağılmasından, ocakların sönmesinden, çocukların bebeklerin öldürülmesinden kısacası; akan oluk oluk kandan sorumlu iken, tek ideolojisi vatan savunması olan Ülku Ocakları'na yapılan bu planlı, seviyesiz, art niyetli, yakıştırma, aslında Türkiye'ye karşı beslenen düşmanca politikaların da bir parçasıdır.
Bilge Liderimiz Sayın Dr. Devlet Bahçeli'nin de belirttiği gibi "Milliyetçi-Ülkücü Hareket insanüstü bir mücadele ve imanlı duruşuyla devletiyle, milletiyle, mukaddesatıyla kenetlenerek varlığını devam ettirecektir."
Türk Amerikan Ülkücü Dernekler Asamblesi olarak kabul edilen bu tasarının en kısa zamanda bir yanlış olduğunun görülmesini ümit ederek; bir an önce bu yanlıştan dönülmesini belirtiyor ve iki ülke arasında kurulmuş olan tarihi derin dostluğun zarar görmemesi adına gereken adımların atılmasını ümit ve talep ediyoruz.
TÜRK AMERİKAN ÜLKÜCÜ DERNEKLER ASAMBLESİ
Adına Kurucu Başkan CENK ÇOKTOSUN"