İngiltere'nin Başkenti Londra'ya yaşayan Andrew isimli Ortodoks Yahudi Çin'in Londra Büyükelçiliği önünde her hafta saat 7:00'den 8:00'e kadar elinde pankartla Çin'i protesto ediyor. Çin toplama kamplarında 3 milyon Müslüman!
Andrew, Mart ayından bu yana Uygur Türklerine yönelik işkence ve baskılara dikkat çekmek için her hafta Londra Çin Büyükelçiliği önüne geliyor. Her iki yönde de geçen arabalara göstermek için çift taraflı pankart yapan Andrew “Bunu sadece Yahudi olduğum için değil insan olduğum için yapıyorum,” dedi. “Çin, Müslümanlara zulmederken dünya sessiz kalıyor. Yahudilere zulmedilirken de dünya sessiz kalmıştı. Bu, burnumuzun dibinde gerçekleşirken Yahudilerin artık sessiz kalması doğru değil ”dedi.
Eşinin büyükanne ve büyükbabası toplama kamplarında işkencelerle öldürüldüğünü belirten Yahudi eylemci “Eşimin annesi bize yaşadığı o günleri hep anlatırdı. Diğer insanlar bir bedel ödemeye hazır oldukları için yaşadı. Bu küçük protesto yapabileceğim en az şey." şeklinde konuştu.
Bir Ortodoks Yahudisinin neden bu şekilde Müslümanlar için ayağa kalkacağı sorulduğunda Andrew, bazı diyetsel benzerlikler olmasına rağmen Uygurlarla çok az ortak noktası olduğunu hissettiğini itiraf etti. “Hiçbirimiz domuz eti yemiyoruz ve aynı peygamberlerin çoğunu paylaşıyoruz” dedi. “Ama biz oldukça farklıyız. Biz Şalom dediğimizde onların aynı olan Asalamu aleykum anlamı aynı aslında. Biz her şeyden önce insanız. İnsanlara böyle işkenceler insanlık suçudur." diye konuştu.
Andrew tek başına başladığı protestoya İngilizlerinde katıldığını aktararak "Şu an 3 kişi katıldı. Judith Shipton ve torunu bu eyleme katılmaya başladı. ve insan hakları savunucusu ve dindar olmayan bir Yahudi olan Baruch Solomon, yolun farklı noktalarında Pankartlı protestoya dahil oldu.
Baruch Solomon, Çin'de gizli olarak ortaya çıkan trajedinin açığa çıkmasının zamanının geldiğini düşünüyor. “Bir başlangıç yapmalıyız. Her zaman küçük bir şey yapmaya değer. Uygur'un durumunu belgeleyen bir video yapmayı ve halkın dikkatine çekmeyi ve bunu burada yayınlamayı planladık." dedi.
Andrew, büyükelçilik personeli tarafından izlendiğini aktarırken, “Burada olduğumu biliyorlar, Bazen kameraya alıyorlar. Bazen içeri Çinli işadamlarından oluşan bir heyetler girip çıkıyor. Bunlar görüyor ama görmemezlikten geliyorlar. Biri yanımdan geçerken bana Çinlilerin Yahudi halkından öğrenecek çok şeyleri olduğunu söyledi, Sen bir kahramansın. dediğini söyledi.
Andrew'in haftalık nöbetini "Kamplar kapanana kadar" devam ettireceğini anlattı.
Andrew, Mart ayından bu yana Uygur Türklerine yönelik işkence ve baskılara dikkat çekmek için her hafta Londra Çin Büyükelçiliği önüne geliyor. Her iki yönde de geçen arabalara göstermek için çift taraflı pankart yapan Andrew “Bunu sadece Yahudi olduğum için değil insan olduğum için yapıyorum,” dedi. “Çin, Müslümanlara zulmederken dünya sessiz kalıyor. Yahudilere zulmedilirken de dünya sessiz kalmıştı. Bu, burnumuzun dibinde gerçekleşirken Yahudilerin artık sessiz kalması doğru değil ”dedi.
Eşinin büyükanne ve büyükbabası toplama kamplarında işkencelerle öldürüldüğünü belirten Yahudi eylemci “Eşimin annesi bize yaşadığı o günleri hep anlatırdı. Diğer insanlar bir bedel ödemeye hazır oldukları için yaşadı. Bu küçük protesto yapabileceğim en az şey." şeklinde konuştu.
Bir Ortodoks Yahudisinin neden bu şekilde Müslümanlar için ayağa kalkacağı sorulduğunda Andrew, bazı diyetsel benzerlikler olmasına rağmen Uygurlarla çok az ortak noktası olduğunu hissettiğini itiraf etti. “Hiçbirimiz domuz eti yemiyoruz ve aynı peygamberlerin çoğunu paylaşıyoruz” dedi. “Ama biz oldukça farklıyız. Biz Şalom dediğimizde onların aynı olan Asalamu aleykum anlamı aynı aslında. Biz her şeyden önce insanız. İnsanlara böyle işkenceler insanlık suçudur." diye konuştu.
Andrew tek başına başladığı protestoya İngilizlerinde katıldığını aktararak "Şu an 3 kişi katıldı. Judith Shipton ve torunu bu eyleme katılmaya başladı. ve insan hakları savunucusu ve dindar olmayan bir Yahudi olan Baruch Solomon, yolun farklı noktalarında Pankartlı protestoya dahil oldu.
Baruch Solomon, Çin'de gizli olarak ortaya çıkan trajedinin açığa çıkmasının zamanının geldiğini düşünüyor. “Bir başlangıç yapmalıyız. Her zaman küçük bir şey yapmaya değer. Uygur'un durumunu belgeleyen bir video yapmayı ve halkın dikkatine çekmeyi ve bunu burada yayınlamayı planladık." dedi.
Andrew, büyükelçilik personeli tarafından izlendiğini aktarırken, “Burada olduğumu biliyorlar, Bazen kameraya alıyorlar. Bazen içeri Çinli işadamlarından oluşan bir heyetler girip çıkıyor. Bunlar görüyor ama görmemezlikten geliyorlar. Biri yanımdan geçerken bana Çinlilerin Yahudi halkından öğrenecek çok şeyleri olduğunu söyledi, Sen bir kahramansın. dediğini söyledi.
Andrew'in haftalık nöbetini "Kamplar kapanana kadar" devam ettireceğini anlattı.