'Çok Gezenti' programının sunucusu Burak Akkul ile eşi Seda Akkul, Youtube kanalı İnsan'a yaşadığı zorlu süreci anlattı, salgınla mücadele eden hastalara seslendi.
Uyutulma sürecinizden sonra neler yaşandı? Çin'den gelen ilaçlar üzerinizde kullanıldı mı?
Burak Akkul: Uyutulma anından sonrasını tabii ki ben bilmiyorum. Zorlu bir süreçmiş. Daha sonra bazı yayınlarda da hocalarımızla, profesörlerle konuştuktan sonra anladım. Korona tedavisinin yoğun bakım ve entübe ve benim gibi 20 günü bulan entübe aşamaları varmış. En zor tedavi edilen yüzde 3'lük kesim içindeymişim. Direncim fazlaymış. Bir ara stabil olmuş durum bir ara kötüye gidiyor denmiş.
* Hem fiziksel hem psikolojik olarak şu an nasıl hissediyorsunuz?Burak Akkul: Şu an fiziksel olarak gayet iyiyim. Hatta tahmin edilenden iyiyim. Uyutulma sürecindeki tüpler, borular yani aparatlar çıktıktan sonra midemde ve nefes borumda bir yanma, bir yıpranma vardı. Su bile içince zaten tadını alamıyorsunuz. Bütün tatlar, bütün yiyecekler, içecekler Covid size. 'Covid tadı diyordum' ben ona. Her şey Covid. Meyve suyunun tadını alamıyorsunuz, suyun alamıyorsunuz. Şimdi o geçti. Evdeki birinci haftanın sonunda her şeyi yiyip içmeye başladım. Ilık çayımı içiyorum, kahvaltımı ediyorum. Bütün besinleri yiyorum ve tadını da alıyorum. Bu büyük bir mutluluk tabii. Geri kalan süreç, fizik tedavi. Fazla bir ilacım kalmadı zaten. Sadece bir kas gevşetici var.
Seda Akkul: Daha dengeli beslenerek desteklemeye çalışıyoruz.
Burak Akkul: El ayak dengesini oturtmaya çalışıyoruz. Bazen sağ ayağımı daha sert atıyorum, sol ayağım daha hissiz oluyor. O da 20 gün uyumayla beynin bazı emirleri unutmasından dolayı oluyor. Bu emirleri beynin tekrar hatırlamasını sağlamaya çalışıyoruz.
Salgın bittiğinde yapmak istediğiniz ilk şey, en çok özlediğiniz etkinlik nedir?Burak Akkul: Bu hastalık boyunca dediğim gibi uzun bir süre bir şeyin tadını alamadım. Her şeyin tadı Covid'di bana. Ama şimdi yavaş yavaş tat almaya başladım. Ama bitsin şunu yiyeceğim, bitsin şunu yiyeceğim diye bir şey yok. Çünkü yavaş bir geçiş sürecindeyim. Her şeyi yavaş yavaş yiyip içebiliyorum. Ama insanlar rahatça dışarı çıkıp eski hayatlarına, eski işlerine döndüğünde bizim de hayatımız ve işimiz eskisi gibi başlayacak. Bir talihsizlikti. Bizim son 6 yıldır işimiz yurt dışı seyahatleri ve bunu dokümanter olarak televizyona aktarmak. Bu işimizi eskisi gibi yapabileceğimizi sanmıyorum.
Seda Akkul: En azından bir yıl. Dünya ülkeleri sınırlarını açana kadar.
Şu an hasta olan insanlara ve yakınlarına neler söylemek istersiniz?
Burak Akkul: Bu yayınlara çıkma amacımız, Seda'nın da dediği gibi, hem yoğun bakım sürecinin ciddiyetini yaşayan biri olarak anlatıp tedbirlere yüksek oranda riayet etmemiz gerektiğini belirtmek hem de bu kadar zorlu süreçten geçmiş bir insan şu an karşınızda böyle konuşuyorsa "Siz de, sizin yakınınız da koronayı yenecektir, merak etmeyin" mesajını vermek.
Seda Akkul: Bu süreçte sağlık çalışanlarının kıymetini hep beraber çok daha fazla anladığımızı düşünüyorum. Tüm sağlık personelinin, doktorların, hemşirelerin, tüm hastane çalışanlarının kıymetini çok daha fazla anladık diye düşünüyorum. Umudum bundan sonra da kıymetlerini bu derece iyi bilmemiz. Hepsine çok çok teşekkür ediyoruz. Güç, kuvvet diliyoruz hepsine. Ve bununla beraber de hasta yakınlarına, Burak'ın da dediği gibi, "Lütfen umudunuzu kaybetmeyin" demek istiyorum. Bu hastalıkla mücadele eden herkesin doktorlarımıza güvenmesini istiyorum. Ve bu hastalıkla kaybettiğimiz tüm hastaların ailelerine sabırlar diliyorum.
Source : milliyet.com