Enver Usta’yı ilk kez 2010 yılında Beyoğlu Tünel’de bulunan yer altındaki lokantasında tanıdım. Kapısında okunaklı bir tabelası dahi yoktu. Belli ki biri sevabına kapının üstüne “Kebapçı Enver Usta” diye bir yazıyı iliştirivermişti işte.Ortam atmosfer bir anda sizi İstanbul’un keşmekeşinden alır bambaşka bir şehre ve diyara ışınlardı. İçeri girer girmez renkli vitrin, her daim ateşin başında duran Enver Usta ve titrek elli bıyıklı Bitlisli jön garsonu Ahmet abi ilk dikkatinizi çekenler olurdu.
Enver Usta’nın en önemli yemeği “Kemikli Tavuk” ve “Acılı Yarma Bulgur”du. Özel soslu tavuğunu sulu sulu pişiren Enver Usta’nın bu lezzetini yemek için insanlar ta başka şehirlerden kalkıp gelirlerdi. Bir diğer spesiyali de Tavuk Beyti’ydi. Lokantada kredi kartı geçmezdi.Enver Usta Gaziantepli'ydi. Dokunduğu her yemeğe Gaziantep lezzeti katardı. Ateşin başında şişleri çevirirken sanki önündeki ateşe değil de başka bir gezegeni seyre dalar gibi bir hali vardı. Ne mutlu ki onun kebapçılığa başlama hikayesini kendi ağzından dinledim.
Bir keresinde bana “Tabelam yok. Tanıtımım yok. Kapıdaki yazıyı da bir tanıdığım zorla yaptı verdi. Mekan küçük olduğu için burası doldu mu yerimiz olmuyor ama bu insanların sonraki gelişlerini daha fazla tetikliyor” demişti. Saat 16:00 oldu mu yemekleri biterdi. “Daha fazlasında gözüm yok” derdi. Sonra o dükkanından çıkmak zorunda kaldı. Biraz aşağıda yine Tünel’de bu kez ilk lokantanın tam tersine merdivenden yukarı tırmandığınız daha büyükçe bir dükkana taşınmıştı. Burada da ocağın başında yıllarca kebaplar pişirip lokantasına gelenleri doyurmaya devam etti Enver Usta.

