İranlı modacı Melisa Erol, kimya mühendisliğini bitirdikten sonra hayali olan moda sektörüne yöneldi. Erol ile kariyer yolculuğunu, markasını ve trendleri konuştuk.
Kariyerinize kimya mühendisi olarak devam etmek yerine, hayaliniz olan moda ile yön vermeyi tercih etmişsiniz. Bu tercihinize yön veren ne oldu?
Moda benim çocukluk aşkım. Ailemin büyük bir bölümü doktor ve mühendislerden oluşmasına karşın ben tutkularımın peşinden gitmeyi tercih ettim. Aslında ailemin isteklerini de yerine getirdim. Kimya mezunuyum. Fakat moda benim için hep bir tutkuydu. Ya hayallerimin peşinden gidecektim ya da ömür boyu onlar beni kovalayacaktı. Ben hayallerimin peşinden gitmeyi tercih ettim.
Bu süreç sizin için zor oldu mu?
Çok zordu. Çünkü o dönemde yeni evlenmiştim. Yıldız Teknik gibi bir üniversitede yüzde 100 İngilizce Kimya Bölümü okuyordum. İki dille okulu bitirdim. Hocalar Türkçe ders veriyordu, sınavlar, kitaplar İngilizce... Benim de o zaman Türkçem hiç iyi değildi.
Kaç dil biliyorsunuz?
Üç dil biliyorum. Türkçe, İngilizce ve şimdi Fransızca’ya başladım.
Pandemi sürecinde kendi markanızı yaratmak ne gibi riskler doğurdu? Nasıl karar aldınız bu yola girmek için?
Benim için çok cesur bir karardı. Çünkü Türkiye abiyenin anavatanı... Hemen her özel günün vazgeçilmezi abiye kıyafetler ve neredeyse tüm modacılar hep abiye yapıyor. Bir anda sen geliyorsun ve ben abiye değil günlük tasarımlar yapmak ve tabuları yıkmak istiyorum diyorsun... Kolay değil bunu söylemek ve hayata geçirmek. Abiyede tasarımları daha ön plana çıkarmak için kumaşlardan, taşlardan, desenlerden yardım alabiliyorsun. Ama düşünün bir ceketi ne kadar gösterişli yapabilirsiniz ki... Burada devreye yaratıcılık giriyor. O nedenle bunu seçtim, daha cazip geldi. Zor şeyleri sevdiğim için bunun üzerine gitmek istedim.
Sizi cesaretlendiren neydi?
Beni en çok cesaretlendiren, en büyük destekçim eşim oldu. “Bunu yapalım, deneyelim. En kötü kaybederiz ama ileride dönüp baktığımızda denedik olmadı deriz” diyerek hep yanımda durdu. “Keşke yapsaydım demektense, yaptım olmadı deriz” dedi. O bu serüvendeki en büyük şansım...
Tasarımlarda nelerden ilham alıyorsunuz?
Benim kafamda her zaman kadınları güçlü göstermek yatıyor. Dolayısı ile en büyük ilham ve esin kaynağım kadınlar. Bu yüzden gerek çizimlerimde, gerek tasarımlarımda güçlü kadın metasını temel alıyorum...
Türkiye’deki moda trendlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yurt dışı ile Türkiye arasında ne gibi farklar var?
Aslında biz ilk zamanlar daha Avrupa tarzı tasarımlar yapıyorduk. Ama yavaş yavaş tam tersi oldu. Asya’ya doğru gidiyoruz. Bunun nedeni bence para. Çünkü Arabistan’dan ve Asya’dan gelen yabancı turistler buradan alışveriş yapıyor. Bu nedenle tasarımcılar ona göre hareket ediyor.
Müşteri portföyü değiştikçe tercihler de değişiyor. Yurt içindeki müşterileriniz bunu nasıl karşılıyor?
Artık göz ne kadar görürse ona takılıyorsun. Yavaş yavaş gözün alışıyor ve denemek isteniyor.
2022 yılına girdik. Özellikle yaz aylarında hangi kıyafetler hangi renkler ön planda olacak?
Kovid-19’dan sonra artık herkes daha rahat ve salaş giymeye başladı. O zor elbiseler tercih edilmiyor. Kovid aslında modayı çok etkiledi, daha doğrusu yön verdi. Bütün markalar artık rahat ve şık elbiseler tasarlamaya başladı. Renk olarak bakacak olursak, bu yılın rengi Very Peri yani mavi ve mor arasında kalan tatlı bir renk olacak.
Kaynak
Yorumlar
Kalan Karakter: