Newyork'a 1971 yılında Doktor kardeşi ile birlikte gelen 90 yaşındaki Modacı Şevkiye Sun, O günleri ve Türklerin ABD'ye varlığını kabul ettirmesi için yaptıkları mücadeleyi ABDPOST.COM için yazdı.1971 yılında İstanbul'dan New York'a geldiklerinde kimseyi tanımadıklarını ABD'de yaşayan Türklerinde dağınık yerlerde oturduklarını ifade eden Şevkiye Sun "Çevremizde Müslüman tanıdıkta bulamadık. Bu nedenle yaşam tarzımızı etkiliyordu. Cami bulamadık, helal et bulamadık. Ne yiyeceğimizi bilmiyorduk. Bisküvi şekerleme dahil ne alsak acaba helal mi diye düşünüyorduk. İçinde domuz maddesi var mı? Yediklerimizde domuz yağı karışmış mı? Günlerce bunun sıkıntısını çektik. Neyse sonra New Jersey'de helal et kesimi yapan bir çiftlik bulduk. 2 aile bulup koyun paylaştık. Böylece Türkleri'de tanımaya başladık. Ama Türkiye'ye gidip gelmek bu kadar kolay değil. Günlerce sürüyor. Bazıları uçak bulamıyor gemiyle gidiyor. Zamanla kardeşim muayene açınca daha çok Türklerle irtibat kurduk." dedi.İFTAR YEMEKLERİ GELENEKSELLEŞİYORTürk ailelerle birlikte bağ oluştuğunu belirten Şevkiye Teyze "Bazı aileler çocuklarının Ramazan bayram nedir bilmediklerini üzüntü ile anlatırlardı. Bizlerde üzülür ne yapabiliriz derdine düşerdik. Sonra master doktora yapmaya gelen gençlere iftar vermeye başladık. Bu arkadaşlarımızın desteği ile arttı. Farklı kentlerde Türk malları satılan Müslüman bakkallar bulduk. Oradan beyaz peynir, zeytin, yufka sattıklarını öğrendim. Malzemeleri alıp baklava börek açarak bir Türk lezzeti verdim. 1980'li yıllara geldiğimizde camiler açılmaya başlandı. İlk önce Karaçay Türklerinin açtığı camiyi bulduk. Bize biraz uzaktı ama gidip geliyordum. Sonra Kırım Türkleri'nin açtığı cami daha yakındı. Orada Karadenizli kardeşlerimizle tanıştık. El birliği ile Brooklyn'de Fatih Camiini açtık. Cami yanına Türk market bakkaliye, et reyonu açanlar oldu. 1980 darbesi sonrası Türkiye'den çok fazla insan geldi. Bir çoğu Karadenizliydi. O günden sonra rahat nefes almaya başladık. İbadetler camilerde yapılabiliyordu artık. El birliği ile iftar ve bayram yemekleri vermeye başladık. Bu arada Türkistanlı kardeşlerimizde bu hizmete katıldılar. 1970'li yıllarda görmediğimiz rahatlığı 1980'li yıllarda görüyorduk. Türk okulları o yıllarda kurulmaya başlandı." şeklinde konuştu.CAMİLER ARTMAYA BAŞLADIŞevkiye Sun o günleri anlatırken zaman zaman duygulandı. "1980'li yıllarda cami cemiyet gibi yerlerin açılması ile devamı geldi. Daha önce sağlık sorunları için Kardeşimin muayenehanesine gelen Türkler bu kez cami için yer aldıklarını birer tuğlada bizim koymamızı istemek için gelmişlerdi. Kardeşimle birlikte alınan binaya gittik. Hatta ben demir parmaklı merdivenle çatıya çıktım. Burayı da elbirliği ile yeniledik. Cami için bu binayı satın alan arkadaşlar çok cevval cevahir çıktılar. Sonra bir çok semtte yeni camiler açtılar. İftar sofralarını kuran hayırseverler arttı. Bir çoğu evinden yaptığı yemekleri getirirken bazıları ise oruçluya hizmet ediyordu. O günlere kadar çok sıkıntı çektik. Ama artık çok rahat bir şekilde Ramazan kutlanıyor. Her camide hayırseverler adeta yarışıyor." diye konuştu.BAYRAMLAR TATİL OLSUNAmerika Birleşik Devletleri'nde kimse Müslümanları bilmiyor. Ama Camiler arttıkça Müslümanlar daha çok sosyal faaliyet yaptığını aktaran Şevkiye Sun "Bayramlarda evde oturup bayramlaşma yoktu. Malum aileler çalışıyor. Çocuklar okuldan izin alamamışsa onlarda okula gidiyordu. Farklı dinlere mensup arkadaşlarımız neden sizde dini bayramlarınızın tatil olmasını istemiyorsunuz sorusu bizde fikir oluşturdu. Bu cemiyet toplantılarında dile getirilmeye başlandı. Bir gün kız kardeşim Bedriye'ye Belediye Başkanına yazalım. Bayram günleri tatil olsun isteyelim dedim. Bedriye durumu izah eden mektubu yazdık gönderdik. 2-3 ay geçti hiç cevap gelmedi. 1991 yılında tekrar bir mektup yazalım dedim. Belki ellerine geçmedi. Belki ilgisiz biri aldı cevaplamadı. 2. mektup daha detaylıydı. Bir süre sonra Belediye Başkanı Dinkins'ten bir cevap geldi. Mektupta Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar 3 büyük dinin mensubu olduklarını ama Müslümanların New York'ta 2 bin oyu olduğunu belirterek çok az oldukları bu nedenle talebin karşılanmayacağını belirtiyordu. Başkan birde öneride bulunuyordu. Cemiyetlerinizde toplanın birleşin. Bir daha daha güçlü bir grupla gelin falanca kişiyle görüşün. Biz ilgili kişiyi aradık. Oda bize yol gösterdi. Müslüman cemaatleri bulduk. Onlarla görüştük. Bir gün onlarla birlikte çocuklarımızı alarak Belediye binası önüne gittik. Pankartlar bu isteğimizi dile getirdik. 3 sene sürdü. 3 yıl sonunda Ramazan ve Kurban Bayramı namaz saati için cami çevresine sadece araba park müsaadesi kanunu çıkartabildik. O saatlerde o bölgede aracını parkeden ceza yemeyecekti. Tekrar bizimle ilgilenen zata çocuklarımızın bayram günlerinde okuldan muaf olması için istekte bulunduk. O adam hayır sayı çok az. Buna izin veremeyiz. dedi. Ben kafama koymuştum. Bir gün Dünya Müslümanları Yürüyüşü gördüm. Daha önce tanıdığım birini görünce mutlu oldum. Radyoda Arapça yayın yapıyormuş. Fırsat bu fırsat deyip konuyu açtım. Bir başka arkadaşıyla tanıştırdı, Birleşmiş Milletlerde çalışıyormuş. Hep beraber Başkan Dinkins'e mektup yazalım isteğimizi bildirelim, dedim, aldığım cevap beni şok etti. Yapamayız çok zor cevap vermezler dedi. İş yapmak istemediler veya yapmasını beceremiyorlar." diyerek sözlerini sürdürdü.AZMETTİM YAPACAĞIM DEDİM ALAY ETTİLERO Müslümanların tavrı benim zoruma gitti. Ben Müslüman Türk kadını olarak bunu başaracağım. Yılmayacağım, dediğimde alaycı ifadeyle 'Yap yap sister' diye lakayt bir ifade kullandılar. Bu beni daha kamçıladı. O sıralar günde yarım saat yayın yapan Türk Radio vardı. Onun aracılığı ile durumu anlattım. Gittiğim toplantılarda dile getirdim. Çocuklu ailelere bu ülkede çocukların makul isteklerine cevap verdiklerini vurguladım. Dilekçeler arttı. Bizden öncede bir çok Müslüman cemaat dilekçe verdiğini öğrendiğimde onlarında işi takip ettiklerini öğrendim. Her gelen belediye başkanına dilekçelerimizi yeniliyordu. Biri 12 yıl diğer 8 yıl kaldı hiç biri ilgilenmedi. Hele bu 11 Eylül saldırılarından sonra Müslümanlar burada güç duruma düştü. Benim aklım halen Müslümanların haklarında. Acaba bu saldırılardan sonra Müslümanların baskı göreceğini düşündükçe hem üzülüyor hemde hayıflanıyordum. 2005'te Boston'da yeniden terör saldırısında Müslümanlar sorumlu tutulurken, enerjim tükendi. Bütün umutlarım suya düştü. Bedriye ile konuşuyoruz fikir alıyorum. O da abla elimizden gelen herşeyi yaptık halen uğraşıyorsun. Terör olmasaydı belki olurdu ama artık olmaz. Bu söz yine beni kamçıladı bu kez 2013 yılında Turkiye Society Inc. adıyla değilde Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu adıyla gönderelim dedim. Federasyona gittim. Orada da bir kaç kişi, Ne gereği var isteyen evinde kalıyor. Her türlü bayramı yaşıyoruz. Bunca işimiz var bununla uğraşmak külfet olur. dediler. O dönem başkan Ali Çınar, baktı benden kurtuluş yok. O sene Belediye Başkanına bir mektup yazıp gönderdi. Yine cevap gelmedi. 2015 yılında Belediye Başkanı Bill de Blasio'yu destekleyenler arasında Müslümanlarında olduğunu gördüm. de Blasio Müslümanlara bir takım sözler verdi. Blasio seçildikten sonra gerçekten söylediğini yaptı. Müslümanların bayram gününü tatil yaptı. 2015 yılından beri New York'ta Ramazan ve Kurban bayramında tatil günü olarak kutlanıyor. Bir gün bir arkadaşım bayramda beni aradı. Hamdolsun sen 1990 yılından beri uğraşıyordun. Ben okulda öğretmenlik yapıyorum ve şimdi okulda tatil. Elhamdülillah."
USA/ABD
15 Haziran 2018 - 20:02
New York'ta Bayram Nasıl Tatil Oldu?
New York'un Şevkiye Teyzesi olarak bilinen 50 yıldan beri Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Şevkiye Sun New York'ta Ramazan Bayramı anısını ABDPOST.COM'a anlattı. Şevkiye Sun Müslümanların coşku ile kutladığı Ramazan bayramının New York'ta Nasıl tatil olduğunu böyle hatırlattı.
USA/ABD
15 Haziran 2018 - 20:02
ŞEVKİYE ABLA MERHABA BEN ABDULLAH PAYIR SEN HERZAMAN LİDER RUHLU TOPARLAYACI BİRİSİN SİZİ ENSON AMCAMIN TAZİYESİNDE KARŞILAŞTIK VE SİZİ BALTALİMANIDAKİ EVE BIRAKTIM RAHMETLİ ŞEHMUZ AMCAYI RAHMETLE ANIYORUM İFTİHAR EDİYORUM