Erin Ersoy önderliğinde New York'lu Türkler 9 Ağustos Pazar günü, İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükte kalması ve kadına karşı şiddetin sona erdirilmesi için yürüdüler.
Basın Bildirisi Şöyle: Türkiye Kadın Örgütleri, hükümetin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme konusundaki son girişimlerine karşı çıkıyorlar. İktidar Partisine mensup üst düzey yetkililer, kamuoyuna, Istanbul Sözleşmesinden çekilebileceklerini beyan etmişlerdir. Biz ise, tam tersine, hükümetin sözleşmeye olan bağlılığını teyid etmesini ve Sözleşmenin tam ve etkili uygulanmasını sağlayıcı çabalara öncelik vermesini talep ediyoruz. 2011 yılında İstanbul'da imzaya açılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi "İstanbul Sözleşmesi" olarak biliniyor. Sözleşme, Türkiye'nin taraf oldugu, CEDAW (Kadina Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) ve BM'nin diğer insan hakları sözleşmelerine dayanmaktadır. Kadınları ve kız çocuklarını her türlü şiddete karşı korumak üzere tasarlanmış olan Sözleşme, gerekli yasal, idari ve politik önlemleri almaları icin devletlere bir çerçeve sunmaktadır. Avrupa Konseyi'nin 47 üyesinden 45'i sözleşmeyi imzalamış ve 34 üyesi de onaylamıştır. Avrupa Birliği de sözleşmeyi imzalamış ve desteklemiştir. Bugün, Sözleşmenin onaylanmasından yaklaşık on yıl sonra, ataerkil ve kadın düşmanı gündemleriyle bazı aşırı tutucu gruplar, Türkiye'nin Sözleşmeden çekilmesi için çağrı yapmakta, Sözleşmenin eşcinselliği desteklediği ve aileleri yok ettiği şeklinde yanlış algıları yaygınlaştırmaya çalışmaktadırlar. Ailelere tehdit oluşturmak bir yana, Sözleşme, kadınlara karşı her türlü şiddetle mücadeleyi, ve böylece aileleri ve toplumları şiddetten arındırarak güçlendirmeyi hedeflemektedir. Sözleşme, kadınlara karşı şiddetin sadece "insan haklarının ihlali ve kadınlara karşı bir tür ayrımcılık" olmadığı, aynı zamanda tüm toplumlarda yaygın olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve ayrımcılığının bir sonucu olduğu anlayışı üzerine kuruludur. Bu nedenle, kadına yönelik şiddetle etkin mücadele etmek icin, yaşamın her alanında cinsiyet eşitsizliğini sona erdirmek üzere tedbir alınması çağrısında bulunmaktadır. Sözleşme, çok yönlü bir yaklaşımla, devletleri: şiddeti önlemek, mağdurları korumak, suçluları kovuşturmak ve her boyutta cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik politikalar uygulamakla yükümlü kılmaktadır. Haysiyet eşitliğini savunan ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği dahil her türlü ayrımcılığa karşı çıkan insan hakları ilkelerini temel almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası da, devleti, ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşları korumakla yükümlü kılmaktadır. Buradan, hükümetlerarası örgütlere, ulus ötesi gruplara ve insan haklarına saygı duyan herkese, Türkiye'deki kadınların, şiddete karşı mücadelelerini ve hakları için çabalarını desteklemeleri icin çağrıda bulunuyoruz. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) - [email protected]