Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi
CSIS’ın düzenlediği panelde bir süre önce IŞİD’den kurtarılan Rakka ve
bölgeye yönelik yardım faaliyetleri tartışıldı. Paneldeki
konuşmacılardan Savunma Bakanlığı yetkilisi Mark Swayne, askeri
iletişimde Türkiye’yle mükemmel ilişkileri olduğunu, Türkiye’nin
Menbiç’e asker göndereceğine dair belirti olmadığını söyledi.
Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi CSIS’in düzenlediği panelde Rakka ve yardım faaliyetleri masaya yatırıldı.
“Rakka’yı istikararlaştırma çalışmaları ve alandaki operasyonları
Amerika’nın hedefleri doğrultusunda birleştirme” konulu panele Savunma
Bakanlığı İstikrar ve İnsani İşler Müsteşarı Mark Swayne, Dışişleri
Bakanlığı Yakın Doğu Bölümü Suriye Geçiş ve Müdahale Birimi Direktörü
Karen Decker, Amerika Yardım’ın Ortadoğu Bürosu üst düzey yetkilisi
Maria Longi, CSIS Uluslararası Güvenlik direktör yardımcısı Melissa
Dalton katıldı. CSIS’dan Erol Yayböke de panelin moderatörlüğünü yaptı.
Panelde Türkiye’nin Afrin operasyonu ve Menbiç’e olası müdahalesi de gündemdeydi.
Savunma Bakanlığı’ndan Mark Swayne, Türkiye’yle askeri alanda
ilişkilerinin çok iyi olduğunu ve Türkiye’nin Menbiç’e doğru harekete
geçeceğini gösteren bir işaret görmediğini söyledi.
Swayne, “Menbiç Amerikan askerlerinin bulunduğu bir yer. NATO
müttefikimizle askeri alanda iletişimimiz mükemmel. Ve bunun değişmesini
beklemiyorum. Askeri iletişim devam edecek ve Menbiç’e gidecekleri
yönünde hiçbir belirti görmüyorum. Suriye’de şiddet arttığında,
istikrarsızlık şansı arttığında endişeleniyoruz, çünkü bunun, kayıp
sayısını, mülteci akışını ve evlerini kaybedenlerin sayısını arttırma
ihtimali olur. IŞİD’i yenerken bunun sürdürülebilir olmasını isteriz.
IŞİD’in geri dönmesini istemeyiz,” dedi.
Swayne, koşullara göre Suriye’de askeri varlıklarını sürdürmeyi
planladıklarını, bunun amacının terör bağlantılı direnişle mücadele
olduğunu açıkladı.
Karen Decker da Türk medyasının iki ülke ilişkileri konusunda yardımcı olmadığını kaydetti.
Decker, “Türk medyası Türk-Amerikan ilişkileri konusunda yardımcı değil.
Afrin’deki operasyonun Türkiye’de popüler olduğu belirtiliyor ama
Afrin’deki popülerlikle Türkiye ve Amerika’nın birbirine ateş açması
arasında çok büyük fark var. Askeri kanallardan müzakereler yürütülüyor
böyle bir durumla karşılaşmamak için,” şeklinde konuştu.
Decker, Türkiye’nin son 2 yıldır Amerika’nın Suriye’deki ortaklıkları
nedeniyle çok kızgın olduğunu da belirtti ve bunun yardım faaliyetlerini
zorlaştırdığını kaydetti.
Decker, “Sanırım Savunma Bakanı Mattis, ‘Türkiye IŞİD’in barındığı
ülkeye sınırı olan ve kendi içinde direniş olan tek NATO ülkesi’
olduğunu söylemişti. PKK, Suriye’deki kollarla doğrudan bağlantılı.
Türkiye bu ilişkide daha yüksek seviyede. Onlar Amerika’nın stratejik
ortağı. Bunu en üst düzeyde defalarca söyledik, fakat Türkiye’nin
tepkisi stratejik bir karşılık değildi. Türkiye, PKK’nın elinde ölen 40
bin Türk gerçeği konusunda inanılmaz derecede duygusal. Ve onlara göre
biz PKK’yla ortağız. Güvenlik endişeleri konusunda empati yapmaya
çalışıyoruz. Türk tarafının söylemindeki seviye yardımcı değil.
Hoşnutsuzluklarını göstermek için Türkiye dışında insani yardım faaliyet
gösteren ortaklara yaptırım uyguladılar. Türkiye’den Suriye’nin
doğusuna sınırdan destek olanağı yok. Görevlileri başka yerlere
kaydırmak zorunda kaldık. Bence Türkiye’nin bu konuda gösterdiği
duygusal karşılık kısa görüşlü. Fakat kapıyı tamamen üzerimize
kapamadılar. Bence bunun bir nedeni 2 milyon mülteci daha almak
istemiyorlar,” dedi.
Melissa Dalton ise SDF’nin çoğunun Kürt güçlerden oluştuğuna dikkat
çekti ve bölgedeki Sünni Arap nüfusun daha fazla temsil hakkı olması
gerektiği mesajı verdi.
Dalton, “Koalisyon SDF’de Araplar ve Türkmenler’in de temsil edilmesi
için çok uğraştı ama SDF’nin liderliğini Kürtler yapıyor. Bence Rakka’da
yerel yönetim konusunda önemli soru işaretleri var. Fırat Vadisi’nden
aşağı doğru baktığımızda bazı önemli zorluklar var, bölgede daha fazla
Sünni Arap yaşıyor. Biz Kürtler’in liderliğindeki SDF’yle ilerlerken bu
insanlar nasıl organize olup temsilci olacak? Suriye’nin kuzeyinde Arap
Kürt geriliminin büyük sorun olabileceğini görüyorsunuz. Bu ayrıca Sünni
Arapları sadece siyasi olarak değil güvenlik konusunda da rol
oynamaları için cesaretlendirirsek ne olacak sorusunu gündeme getiriyor.
Bazı savaşçılar Afrin’de Türklerle birlikte çatışıyor” ifadelerini
kullandı.
Amerika Yardım adlı kuruluştan Maria Longi de Rakka’nın desteklenmesinin önemini vurguladı.
Longi, “IŞİD artık Rakka’da değil. Ama eğer Rakka desteklenmezse ve bir
şekilde yönetilmezse IŞİD’in geri dönme ihtimali var. Mülteciler
Rakka’nın devletin hizmet sunduğu ve güven içinde geri dönebilecekleri
bir yer olduğunu hissetmeli. Bu nedenle yaptığımız işi yapıyoruz.
Mayınların temizlenmesi birinci öncelik olmalı. Rakka Konseyi ve yerel
gruplarla çalışıyoruz. Önceliklerini belirlemeye çalışıyoruz. Su,
elektrik ve okul öncelikleri. Yerel yönetime ve yerel topluma, kentleri
ve ülkeyi istikrara kavuşturmada çok önemli sorumluluk düşüyor,” dedi.
Suriyeliler’in geleceğe baktıklarını söyleyen Karen Decker da tarımın gelir sağlamada önemli bir etken olabileceğini vurguladı.VOA
Yorumlar
Kalan Karakter: