ABD'de OTSA Ödüllerinden 3 Türk Büyüğü Çıkarıldı
ABD merkezli Osmanlı ve Türkiyat Araştırmaları Derneği (OTSA) tarafından verilen ödüllerden yazar Halide Edip Adıvar, edebiyatçı ve tarihçi Mehmed Fuad Köprülü ile tarihçi Ömer Lütfi Barkan'ın isimleri silindi. 3 tarihçinin isimlerinin silinmesi tartışma yarattı.


TEPKİLERE NEDEN OLDU
OTSA’nın bu kararı özellikle tarih alanında çalışmalar yürüten birçok bilim insanının tepkisine neden oldu. Rutgers Üniversitesi’nde görev yapan Doç. Dr. Nükhet Varlık, bu tartışmaların ardından kuruluşun editör olarak görev yaptığı akademik dergisi "Journal of the Ottoman and Turkish Studies Association"dan istifa ettiğini duyurdu. Kolombiya Üniversitesi’nden Doç. Dr. A. Tunç Şen de dergideki editörlük görevinden ayrıldı.
DERNEKTEN AÇIKLAMA
Milliyet'ten Görkem Evci'ye konuşan OTSA Başkanı Prof. Dr. Baki Tezcan, ABD’de ırkçılık gibi olumsuz tutum ve fikirleri olduğu düşünülen tarihsel şahsiyetlerin isimlerinin kamusal mekanlardan silinmesine ilişkin yaygın bir pratik olduğunu belirterek ABD merkezli derneğin pek çok yabancı üyesi bulunduğunu, onların da son yıllarda gelişen bu siyasi tavırdan etkilendiğini vurguladı.
Tezcan, tartışmanın kendi başkanlık döneminden önce Köprülü ve Adıvar’la ilgili olarak siyasi duruşları, 1915 olayları çerçevesinde tutumları gibi gerekçelerle başladığını ancak bu isimlerin yargılanıp cezalandırılıyor gibi görülmemesi için oylamanın isimlere özel olarak yapılmadığını, "derneğin ödülleri isimlendirme biçimi"ne ilişkin olarak genelleştirildiğini söyledi.
"GEÇMİŞTEKİLERİ ANARAK ÖDÜL VERMEK İSTEMEDİK"
Barkan ve Fisher’ın isimlerinin oylamaya bu yüzden dahil edildiğini anlatan Tezcan “Bizim yapmaya çalıştığımız şey şu oldu: 'Artık geçmişte yaşamış insanların isimlerini anarak ödül vermeyelim. Çünkü bu isimlerin neler söylediği, neler yaptığı tartışma konusu oluyor. Onlar üzerinde anlaşamıyoruz. Artık tanıdığımız, sevdiğimiz meslektaşlarımız adına ödül verelim.’ Bu yüzden isim verme pratiklerimizi oyladık” dedi. Tezcan bu oylama çerçevesinde geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Dr. Yavuz Sezer adına ödül verilmesinin kabul edildiğini de belirtti.
Tezcan, aidatlarını ödemediği için üyelikleri aktif olmayan kişilerin son günlerde üyeliklerini yenilediği ve karara etki ettikleri yönündeki iddiaya da şu yanıtı verdi: “En çok üzüldüğüm eleştiri bu. Üyeliğini yenilemeyi unutanlara haksızlık olmasın diye çok uğraştık. Hem isimlerin aynı kalmasını isteyen hem de değişmesini isteyen kesimden kişiler üyeliklerini yeniledi.” Tezcan, toplam 259 üyeye oy pusulası gittiğini, 156 oy kullanıldığını da açıkladı.
Tezcan ayrıca 21 Şubat'ta Türkiye saatiyle 20.00'de OTSA'nın çevrimiçi bir programı olduğunu, konuyla ilgilenenlerin bu programa kayıt olup programın sonundaki soru cevap bölümüne katılabileceğini duyurdu.
"KÖKLERE SIRT ÇEVRİLMESİNİ ANLAMLI BULMUYORUM"
Doç. Dr. Doğan Gürpınar ise ABD’de Trump iktidarıyla beraber ırkçılığın açıkça sahiplenilmesine karşı tepkiyle geçmişin itibarlı figürlerinin ırkçı taraflarının deşifre edilmesi, heykellerinin indirilmesi furyasının yaşandığına dikkati çekti.
OTSA’daki isim tartışmasının da bu furyanın izdüşümü olduğunu kaydeden Gürpınar şu ifadeleri kullandı:
“Genel olarak çağımız sembollerle çok yüklü. Bu bakımlardan motivasyonu anlamakla beraber kendi adıma Türkiye tarihçiliğinin üzerinden yükseldiği birikime, geçmişe, köklere sırt çevirmesini anlamlı bulmuyorum. Tarihçiler biraz da köklere bağlılık hissederler. Romantik bir tutku da tarihçiliğin bir tarafı.”
"TEHLİKELİ BİR TAVIR"
Bonn Üniversitesi’nden Doç. Dr. İlker Evrim Binbaş da bu tartışma başladığında yapılan ilk toplantıya katılan isimlerden biri. OTSA üyesi olmayan ancak uygulamayı tasvip etmeyen Binbaş, kişiler üzerinde yapılacak bir tartışmanın daha verimli olacağı kanaatinde. Binbaş tartışmanın çıkış noktasına da itiraz ederek, “Geçmişte yaşamış bazı karakterlere saldırarak onları kamu ortamından sürmek, bana kültürel ve siyasal açıdan çok tehlikeli bir tavır olarak geliyor. Bu tür isimleri hayatımızdan çıkarıyoruz ama yerine bir şey koyamıyoruz. Bu ciddi bir kültürel değerler boşluğu yaratıyor.” ifadelerini kullandı.
Binbaş, kararın alınış tarzı ve usulune ilişkin olarak da derneğin yeterince aydınlatıcı olmadığını belirterek, “Neden bu isimler tartışmaya açıldı, neden Barkan ve Fisher da dahil edildi, neden diğer isimler dahil edilmedi, bunların anlatılması lazım.” dedi.
Bu tartışmaların uzun dönemde de zararları olacağını belirten Binbaş, “Bu yeni kuşaklar için zarar verici oldu. Doktora yapmaya başlamış bir gence Barkan okumadan Osmanlı tarihçisi olunamayacağını nasıl öğreteceğiz, daha adını yeni sildik. Köprülü ve Barkan’ın bazı yazdıkları bugün aşılabilmiş değil. Barkan’ı okumadan Osmanlı toprak sistemi, Osmanlı zirai hukuku vs’yi çalışmak mümkün değil. Bir yandan yazdıklarımızda kullanıyoruz Barkan’ı, bir yandan ödüllerden ismini siliyoruz. Bu bir çelişki” diyor.
Binbaş, bu kararın Türkçe literatürün göz ardı edilmesini ve farklı ülkelerde aynı alanlardaki akademik çalışmaların birbirinden kopmasını hızlandıracağını da düşünüyor.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: