ABD’nin Suriye politikasını değiştirmeye hazırlandığı yönündeki iddialar, ‘ABD de Türkiye gibi ‘Esad gitsin’ tezini savunmaya mı başlıyor?’ sorularını gündeme getirdi. İddiaları değerlendiren IMPR Başkanı Veysel Ayhan, ABD’nin sonrasını planlamadan Esad’ın gidişini desteklemeyeceğini söyledi.
CNN televizyonu, Obama'nın Suriye politikasını değiştirmeye hazırlandığını, Esad'ın gitmesinin planın bir parçası haline gelebileceğini iddia etti. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ise "Esad'ı değiştirirseniz, yerini kim alacak ve IŞİD’i nasıl bir ordu yenecek? Bu nedenle önceliğimiz IŞİD” dedi. CNN'in iddiası Türkiye'de de yankı buldu. Hükümete yakın kaynaklar, Obama'nın Suriye politikasında değişikliğe gideceği iddiasını, Türkiye'nin bir başarısı olarak nitelendirdi. Konu Başbakan Davutoğlu'na da soruldu. Davutoğlu, "Başından beri Esad'ın gitmesi gerektiğini savunuyorduk" dedi. Ancak Hagel'in açıklamasıyla, bir kez daha kafalar karıştı.
Peki, ABD, Türkiye'nin ısrarla savunduğu "Esad gitsin" tezini savunmaya başlayabilir mi? Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi (IMPR) Başkanı Doç. Dr. Veysel Ayhan, RS FM’de yanıtladı.
“ABD’NİN POLİTİKASI ESAD’IN GİTMESİ YÖNÜNDE DEĞİL”
ABD’nin Esad’ın gitmesi yönünde bir politikaya sahip olduğunu vurgulayan Ayhan, “Burada bir revizyona gitmek, IŞİD saldırıları ile paralel bir düşünceye sahip. IŞİD’in ortaya çıkması ile birlikte ABD’nin politikalarında bir revizyona gittiği ve Esad’la birlikte uluslararası terörizmle mücadele koalisyonuna katıldığı ifade ediliyor ama süreç içinde koalisyonun IŞİD’le olan mücadelesinde bir şekilde Şam yönetimi ile de bir irtibat noktası kurulmuştur. ABD, IŞİD’le yapılan mücadelenin Esad rejiminin kalıcılığını sağlamayacağını söylüyor. Ama Esad rejimi gittiğinde alternatif ne olacak? Belki lider düzeyinde rejimde bir değişiklik olabilir, belki Maliki benzeri bir değişim olabilir. Ama bu değişimin ve yeni rejimin Suriye halkı tarafından tartışılması ve Suriye halkının da öngördüğü bir değişimin kabul görmesi, sonrasında bunun üzerine bir yeni Suriye inşa etmek gerekir. Türkiye’nin temel tezi ise ‘Esad gitsin, ondan sonra süreci kararlaştıralım’. ABD ve Suriye halkı bu politikaya henüz sahip değil. Esad gitmeden neyin ne olacağı kesinleşmeli. O yüzden ABD’nin henüz Türkiye’ye benzer bir politika seyrettiğini ifade edemeyiz” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASI TARTIŞMAYA AÇIK”
Türkiye’nin Suriye politikasının birçok yönüyle tartışmaya açık olduğunu ifade eden Ayhan, yalnızca Esad’ın gitmesine odaklanmanın pek rasyonel bir politika olmadığını söyledi. Ayhan, sözlerine şöyle devam etti: “Suriye kendi içinde birçok farklı grubun çatıştığı bir ülke haline dönüştü. Burada Türk dış politikasının başarısını Suriye bağlamında düşünecek olursak, son 4 yıllık sürece bakmamız lazım. Dolayısıyla burada ABD, Esad’ın gönderilmesi gerektiği tezine yaklaştı gibi bir kavram kullanırsak zaten ABD politikalarının temelinde ve başında da Esad rejiminin gitmesi tezi üzerinde duruyordu. Burada bir değişim söz konusu değil. Ama şu da bir gerçek; ABD ‘Esad gönderilsin ama IŞİD ve Nusra benzeri örgütler istedikleri gibi bir rejim kursunlar’ benzeri bir politikaya sahip değil. Dolayısıyla şu anda Suriye halkı açısından tehdit olarak algılanan güç odakları varsa, bunlarla mücadele etme noktasında bir politika yürütüyor. Burada ABD’nin Suriye politikası zaten değişti. 2012’deki ABD politikası ile bugünkü ABD politikası arasında yüzde 100 bir fark var. Bugün doğrudan Suriye içinde IŞİD mevzilerini bombalayan bir ABD ve koalisyon var. Dolayısıyla uluslararası güçlerin de Suriye politikası bir değişim geçirdi. Bu şu anlama gelmesin; Esad’ın yeni otorite inşa etmesi yönünde Batı’nın verdiği bir destek olarak da görmemek gerekir.”
“TÜRKİYE’NİN TEZLERİ TARTIŞILMALI”
Veysel Ayhan, şunları söyledi: “Bence demokratik bir Suriye inşa etme hedefi ve politikasında, bunun hangi yöntem ve metodolojide gerçekleşeceği tartışması söz konusudur. Türkiye’nin öne sürdüğü tezler de çok açık. Birincisi, Esad gönderilsin. İkincisi, tampon ve güvenli bölge oluşturulsun. Ki bunlar birileriyle beraber oluşturulacak politikalardır. Bir de bazı muhalif grupların desteklenmesi meselesi var. Burada hangi muhalif gruplar desteklenecek? Nusra ile IŞİD arasında militan değişimi söz konusu. Burada da bir garanti yok. O yüzden de bu üç tezin kendi içinde tartışılması gerekir. Uygulama noktasına ciddi problemler var.”
“ABD’NİN SURİYE POLİTİKASI KOBANİ OLAYLARIYLA DEĞİŞTİ”
ABD’nin özellikle bu Kobani olayları ile birlikte Suriye politikasında ciddi bir değişim yaşadığını ve bu değişimin taktiksel değil, stratejik bir değişim olduğunu da ifade eden Ayhan, “Bu da Suriye’de herhangi bir şekilde otoriter rejimle ya da radikal gruplarla ilişkisi olmayan ama olayın kendi bölgesini korumaya çalışan grupları desteklemek ve bunlara gereken insani ve askeri yardımları sağlayabilmek. Bu politikasından vazgeçmeyecek, bunu stratejik bir adım olarak görüyor. Esad konusunda da ABD’nin temel bir politikası var. Esad sonrası dizayn edilmeden Esad’ın gönderilmesine sıcak bakmıyor. Bu dizayn da Suriye halkının oturup kendi içinde uzlaşmasıyla gerçekleşecek. Evet, ABD Esad’ın başında olduğu bir Suriye istemiyor ama Esad sonrasında Suriye halkının da içinde yer aldığı bir uzlaşı ortaya koymasına çabalıyor. Türkiye bu kısımda henüz net bir politika ortaya koyabilmiş değil” dedi.
Kaynak: rsfmradio.com
Yorumlar
Kalan Karakter: