Ülkemizde herkesin ‘Neden Geldim İstanbul’a’ olarak bildiği şarkının orijinali 1920’lerin başında Harput’tan Amerika’ya göç eden Archilles Polonos’a ait olup şarkının aslı ‘Neden Geldim Amerika’ya’ şeklindedir. 1920'lerde Osmanlı, Anadolu ya da Rumeli müziği New York'ta çok meşhurmuş. Özellikle Manhattan'daki 8. Cadde’de. Rembetiko denilen müzik dönemin New Yorklu sanatçıları, ileri gelenleri, zenginleri arasında çok popülermiş. Yukarıda da duyduğunuz şarkı bu sıralarda taş plağa kayda alınmış. Daha sonra 90’lı yıllarda Erkan Oğur tesedüfi olarak dinlediği bu şarkının sözlerini ‘Neden Geldim İstanbul‘a’ olarak değiştirmiş. Alışamamayı, göçü ve özlemi anlatan ağıt ise duygusuyla yerli yerinde kalmış.Şarkıdaki hayalkırıklığını Amerika’da hiçbir zaman yaşamamanız dileklerimizleŞarkının öyküsünü 1995'teki bir söyleşide anlatan Erkan Oğur, şöyle diyor:
"İlginç bir öyküsü var. O türkü, Aşil Ponolos adlı, Harput'tan Amerika'ya göç eden Elazığ'lı bir Ermeni vatandaşımızın bestelediği bir türküdür. New York'ta bir taş plakta çıktı. Amerika'da 1992 yılında, Amerika'ya göç eden göçmenlerin müzikleri ile ilgili bir kitap yayınlamış olan ]erry Silverman adlı bir müzikoloğun, kitabında Harput yöresinden kullanmak istediği bir türkü idi. Bana 'Bu parça hangi makamdadır, ne anlatıyor bu adam?' gibi sorular sordu, açıklama istedi. Ben de türküyü bu vesileyle ilk kez o zaman dinlemiştim. Türkünün orijinal ismi 'Neden geldim Amerika'ya?'"
Türküyü öğrenen Oğur, eş dost çevresinde yavaş yavaş, her zamanki çekingenliğiyle (kendi tabiriyle "cüret ederek") çalmaya, söylemeye başlıyor. Janet&Jak Esim'in, Yahudilerin İspanya'dan göçünün 500. yılı (1992) dolayısıyla Avrupa'nın çeşitli kentlerinde verdikleri dizi konserler için gidilen bir kentte (büyük ihtimalle Brüksel), otel odasında söylemeye cüret etmese de udla türküyü çalıyor mesela:
Derken türkü bir biçimde Burhan Çaçan'ın kulağına gidiyor; malum "talihsiz müzik parçası" oluveriyor. Oğur, 96'da albümünde yer vererek belki de bu talihsizlik halini geriye sarmaya çalışıyor. Öyle ya da böyle, ortaya çıkan eser işte bu:
Albüm kapağında şarkının yazarı olarak "Archilles Polonos" ismi görülüyor. Başka da bilgi yok.
Oysa şarkıyı söyleyen tenorun adı Archilles Polonos değil, Achilleas Poulos. Dahası Erkan Oğur'un tahmin ettiği gibi bir Ermeni değil, Osmanlı'nın son yıllarında Amerika'ya göçmüş olan bir Rum.
Hayatı hakkında pek bir şey bilinmiyor. Bilinen, bulunabilen 40 kadar kaydı var. Bu kayıtların çoğu, belki de en çok tanınan 'Neden Geldim Amerika'ya?' hariç tümü, ya Klasik Türk Musikisi'nin 19. yüzyıl eserlerinin geleneğe bağlı yorumları, ya da İstanbul ve Ege Rum müziğinin örnekleri. İddialı olacak ama, bir Hafız Sami olmasa da bir Hafız Osman yahut Hafız Kemal kadar mahir (bir türlü ısınamadığım Hafız Burhan'ın gazellerinde, şarkılarında uzandığından çok daha uzak seslere, çok daha ustalıkla basabiliyor). Epeyce geleneksel bir üslubu, kuvvetli bir hançeresi var. Ud ve lavtayı kâfi derecede çaldığını biliyoruz.
Bu haliyle hikâye, bizim coğrafyada alışık olduğumuz bir göçme, belki bir kaçma hikâyesi gibi duruyor. Yüzyıla yeni bir siyasi ve toplumsal hayalle, bu hayalin aksak projesiyle giren Osmanlı'da, yüzyıllardır kök saldığı toprakları bırakmak zorunda kalan, o toprakları terk etmek zorunda bırakılan binler binler, çantalarına hayatlarını, geçmişlerini, sanatlarını ve kültürlerini de doldurup terk etti bu toprakları. Achilleas Poulos da bu isimlerden biri belli ki... Mahmut Çınar Bianet için yazdı.Mahmut Çınar, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölümü öğretim görevlisi. Nefret söylemi, milliyetçilik, medya etiği, Türkiye basın tarihi alanlarında çalışıyor.
"İlginç bir öyküsü var. O türkü, Aşil Ponolos adlı, Harput'tan Amerika'ya göç eden Elazığ'lı bir Ermeni vatandaşımızın bestelediği bir türküdür. New York'ta bir taş plakta çıktı. Amerika'da 1992 yılında, Amerika'ya göç eden göçmenlerin müzikleri ile ilgili bir kitap yayınlamış olan ]erry Silverman adlı bir müzikoloğun, kitabında Harput yöresinden kullanmak istediği bir türkü idi. Bana 'Bu parça hangi makamdadır, ne anlatıyor bu adam?' gibi sorular sordu, açıklama istedi. Ben de türküyü bu vesileyle ilk kez o zaman dinlemiştim. Türkünün orijinal ismi 'Neden geldim Amerika'ya?'"
Türküyü öğrenen Oğur, eş dost çevresinde yavaş yavaş, her zamanki çekingenliğiyle (kendi tabiriyle "cüret ederek") çalmaya, söylemeye başlıyor. Janet&Jak Esim'in, Yahudilerin İspanya'dan göçünün 500. yılı (1992) dolayısıyla Avrupa'nın çeşitli kentlerinde verdikleri dizi konserler için gidilen bir kentte (büyük ihtimalle Brüksel), otel odasında söylemeye cüret etmese de udla türküyü çalıyor mesela:
Derken türkü bir biçimde Burhan Çaçan'ın kulağına gidiyor; malum "talihsiz müzik parçası" oluveriyor. Oğur, 96'da albümünde yer vererek belki de bu talihsizlik halini geriye sarmaya çalışıyor. Öyle ya da böyle, ortaya çıkan eser işte bu:
Albüm kapağında şarkının yazarı olarak "Archilles Polonos" ismi görülüyor. Başka da bilgi yok.
Oysa şarkıyı söyleyen tenorun adı Archilles Polonos değil, Achilleas Poulos. Dahası Erkan Oğur'un tahmin ettiği gibi bir Ermeni değil, Osmanlı'nın son yıllarında Amerika'ya göçmüş olan bir Rum.
Hayatı hakkında pek bir şey bilinmiyor. Bilinen, bulunabilen 40 kadar kaydı var. Bu kayıtların çoğu, belki de en çok tanınan 'Neden Geldim Amerika'ya?' hariç tümü, ya Klasik Türk Musikisi'nin 19. yüzyıl eserlerinin geleneğe bağlı yorumları, ya da İstanbul ve Ege Rum müziğinin örnekleri. İddialı olacak ama, bir Hafız Sami olmasa da bir Hafız Osman yahut Hafız Kemal kadar mahir (bir türlü ısınamadığım Hafız Burhan'ın gazellerinde, şarkılarında uzandığından çok daha uzak seslere, çok daha ustalıkla basabiliyor). Epeyce geleneksel bir üslubu, kuvvetli bir hançeresi var. Ud ve lavtayı kâfi derecede çaldığını biliyoruz.
Bu haliyle hikâye, bizim coğrafyada alışık olduğumuz bir göçme, belki bir kaçma hikâyesi gibi duruyor. Yüzyıla yeni bir siyasi ve toplumsal hayalle, bu hayalin aksak projesiyle giren Osmanlı'da, yüzyıllardır kök saldığı toprakları bırakmak zorunda kalan, o toprakları terk etmek zorunda bırakılan binler binler, çantalarına hayatlarını, geçmişlerini, sanatlarını ve kültürlerini de doldurup terk etti bu toprakları. Achilleas Poulos da bu isimlerden biri belli ki... Mahmut Çınar Bianet için yazdı.Mahmut Çınar, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölümü öğretim görevlisi. Nefret söylemi, milliyetçilik, medya etiği, Türkiye basın tarihi alanlarında çalışıyor.