Esra Öziskender'in röportajı:
EÖ: Cemre, küçük bir kız çocuğu iken hangi şarkıları söylerdin?
CN: Kendimi bildim bileli şarkı söylemeyi çok sevmişimdir. Küçükken radyoda duyduğum şarkılardan, okulda koroda öğrendiğimiz türkülere, hiç durmadan şarkı söylerdim.
EÖ: İlk cazla tanışman nasıl oldu?
CN: Cazla ilk tanışmam lisede oldu. Robert Kolej’deki ilk senemde verdiğim bir performansın ardından o sıradaki İngilizce öğretmenim Michael Hays beni yanına çağırıp bana kendi arşivinde topladığı caz vokal cd’lerini verip “Bunları dinlemen ve öğrenmen gerek” demişti. Caz’la olan ilişkimin başladığı yer tam olarak burası. (Lisenin ilerleyen yıllarında Mr. Hays’le beraber bol bol müzik de çaldık, hatta üniversite başvurularım için hazırladığım müzik seçmesi kayıtlarımda bana bas çalmıştı.)
EÖ: Ailende başka caz veya müzikle uğraşan var mi? Bize biraz ailenden bahseder misin?
CN: Ailemde caz veya müzikle ciddi anlamda uğraşan biri yok. Bana hep komik gelmiştir; annem, babam ve abim, hepsi lisanslarını makina mühendisliği üzerine yaptılar. Ama babam müzik dinlemeyi, bizi güldürmek için yanık türküler söylemeyi çok sever. Abim de lisede yine RC Orkestra’nın en sevilen vokalistlerindendi. Küçükken abim ve arkadaşlarımızla MTV’nin başından ayrılmadan müzik dinlerdik. Sonradan müzik benim daha bireysel olarak keşfettiğim bir şey oldu, ama ailem bu tutkumu her zaman sevgiyle desteklemiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: