Yaşamda karşılaşılan tatsız olaylar üzüntü, öfke, kaygı, sıkıntı ve kendini değerli görmeme gibi olumsuz duyguları beraberinde getirip, bireyin çevresine ya da kendisine zarar vermesine sebep olabilmektedir. Yaşanan zorlayıcı durumlarda hissedilen duyguları düzenlemek için gerçekleştirilen yeme davranışı, birey için güvenli bir ortam oluşturmakta ve kısa süreli rahatlama sağlamaktadır. Birey içsel denetimini kontrol altında tutamadığı için yaşadığı zorlayıcı duyguyu aşırı yiyerek ya da kendisini yemekten tamamen mahrum bırakacak şekilde (ilişkisel ve fizyolojik doyum için) ihtiyaçlarını inkar ederek gidermeye çalışmaktadır. Yeme bozukluklarının açığa çıkması sürecinde etkili olabilen psikolojik faktörlere geniş bir perspektiften bakabilmek için duyguların anlamlandırılması önemlidir. Yaşanan her duygunun temelinde bir ihtiyaç bulunmaktadır. İhtiyaçların karşılanmasıyla bireyler kendilerini yeterli hissederken, karşılanamadığı durumlarda ise birey ihtiyacı karşılama doğrultusunda bazı davranışlar gerçekleştirebilmektedir. Özellikle kaygı, utanç ve öfke gibi olumsuz olarak hissedilen duyguların yeme tutumunda artışlar meydana getirdiği gözlenmektedir. Öfke, mutluluk, üzüntü, utanç, suçluluk ve kaygı gibi negatif duygu durumlarıyla kalamayan bireyler yeme davranışıyla bu olumsuz duygu durumunu doyurmaya çalışmaktadırlar. Öfkeli hissedilen zamanlarda bireyler hızlı, düzensiz ve bulduğu her şeyi hemen yeme gibi dürtüsel davranışlar gösterebilmektedirler. Bireyler mutlu anlarda ise yemeğin hazzına varabilmek için hedonisttik bir yeme davranışı sergileyebilmektedirler. Bu duruma ek olarak, kaygılı, kızgın ya da üzgün gibi yoğun duygulanımlarda ise bireylerin duygu durumlarını düzenleyebilmek için atıştırmalıklar ve sağlıksız gıdaları yiyerek dikkatlerini yoğun duygulardan uzaklaştırmaya çalıştıkları belirtilmektedir. Ayrıca yağlı ve karbonhidrat içerikli besinlerin tüketimi kısa süreli duygu düzenleme sürecini ve stresi düşürmede etkilidir. Bu sebeple lezzetli yiyeceklerin kısa zamanda negatif duyguları azalttığı görülmekle birlikte, uzun süreçte ise pişmanlık ve suçluluk duygularıyla birey daha olumsuz bir alan deneyimleyebilmektedir.
Psikolog Hüseyin Özyavuz
Diyetisyen Dilek Seher Baylan