Deniz Meltem, Amerika'da bu olayı yaşadıkları dönemin maddi koşulları nedeni ile yanlarına bir oda arkadaşı arayışı içinde olduklarını söylüyor. O sebeple de Craigslist'e ilan vermişler. Birçok başvuru içinden 3-5 adet öğrenci arasında kararsız kalmışlar.
Hangisi olsun diye nihai kararı vermeye çalışırlarken, içlerinden bir tanesi ile biraz daha uzun mesajlaşmışlar. Ve telefon numarasını almışlar. Derken, Meltem yazışmayı pek sevmediğinden aramayı tercih etmiş. Hem daha fazla fikir edineceğini düşünmüş. Fakat o kişi telefonu açmayıp bir süre sonra mesajla geri dönmüş ve "Aramışsınız ama ben sağır ve dilsizim. Yazışarak iletişime devam edebiliriz." demiş.
Bunun üzerine Meltem, hemen her insanda oluşan pozitif ayrımcı bir duyguyla, diğer bütün adayları eleyip bu adaya sempati duyduğunu anlatıyor. Hem de çocukları olacağı için evdeki patırtı gürültüyü duymaz, o kız da rahat eder biz de rahat ederiz diye düşünmüşler eşiyle.
Bir süre daha kızla yazışan Meltem, kurallarını anlatmaya başlamış. Mesela "Sen Amerikalısın, biz eve ayakkabıyla girmiyoruz evde çocuk var. Sen de ayakkabıyla girmemelisin." ya da "Ödemelerin düzenli olması lazım." veya "Temizlik bizim açımızdan çok önemli." gibi her kuralı sıraladığında karşı taraftan "Hiç sorun değil, siz merak etmeyin." şeklinde uyumlu karşılıklar gelmiş. Kısaca Meltem ve eşi, tam da aradıkları ev arkadaşını bulduklarını düşünmüşler.
Meltem, depozitoyu veririrse odayı onun için tutacağını ama başka biri ondan önce ödeme yaparsa o kişiyle anlaşmak durumunda kalacağını yazdığında, depozitoyu hemen ödeyeceği kirayı da geldiği gün itibariyle ödemeye başlayacağı cevabını almış.
Fakat kız, bir ricada bulunmuş. Bir araç aldığını ve aracın kendisinden önce Meltemlerin evine gelmesi gerektiğini söylemiş ve firma, aracı getirdiğinde teslim almalarını rica etmiş. Hatta depozitoyla birlikte onun da parasını göndereceğini söyleyip, aracı teslim eden kişiye ödeme yapmasını istemiş. Meltem de bunda bir sakınca görmeyip kabul etmiş.
Fakat hiç tanımadan kendisine bu kadar güvenmesine de çok şaşırmış içten içe. Çünkü aracın parası 3 bin 750 dolar imiş. Ayrıca depozitoyu da gönderecek tabii. Hatta ertesi gün söylediği gibi tüm para çek olarak California'da bir şirketten gönderilmiş. Kızın söylediğine göre, şirket babasınınmış. Amerika'da çek çok yaygın kullanıldığı için şüphe etmemişler. Sadece dediği gibi hiç tanımadığı birine otomobil bedelini de göndermelerine şaşırmışlar.
Amerika'da çeki telefon uygulamasından ya da ATM'lerden tarayıp hesabınıza yatırmak mümkün olduğu halde, biraz şüphe ettikleri için onlar direkt bankaya gidip sorgulatmayı tercih etmişler. Banka memuru da aynı şeyi söyleyince, orada telefonla taramışlar çeki. Bu arada, Meltem, para hesaplarına geçince çekin sahte olma olasılığının ortadan kalkacağını düşündüğü için bunu yaptıklarını söylüyor. Memur, paranın ertesi gün hesaplarına geçeceğini söylemiş ve hakikaten çekte yazılı olan miktar ertesi gün hesaplarına aktarılmış.
Kızın otomobilinin 3 bin 750 doları, odanın depozitosu ve hatta kızın söylediğine göre babasının teşekkür mahiyetinde onlara gönderdiği 100 dolar bahşiş de hesaplarına geçmiş. Böyle olunca içleri rahatlamış, güven duymuşlar.
Ertesi gün kız arayıp aracın ödemesini yapmalarını istemiş Meltem'den. Fakat Meltem, aracın henüz gelmediğini söyleyince, kız, MoneyGram'dan 3 bin 750 dolarlık bir alım yapmalarını ve MoneyGram'ı vereceği adrese yollamalarını istemiş. İnternetten araştırınca en yakın MoneyGram'ın, eşinin işyerine yakın olduğunu gören Meltem eşinden rica etmiş.
Eşinin de aşırı şüpheci olduğunu ifade eden Meltem, eşinin, "Madem bu şekilde ödeme yapacaklarsa neden kendileri alıp göndermemişler?" diye sorguladığını anlatıyor. İşte o an Meltem'de de bir uyanma olmuş. Eşi, araştıracağını söylemiş.
O süreçte kızla yazışmaya devam eden Meltem, neden kendisinin bu işlemi yapmadığını sorunca kız "Ama aracı teslim alıp ödemeyi yapmayı kabul ettiniz." diye diretmiş. Meltem de evet ama aracın kapısına gelip parasını vereceğini sandığnı söyleyince kız, "Beni kandırdınız mı?" diyerek üste çıkmaya başlamış. O sırada internetten olayı araştıran eşi, çek dolandırıcılarının Amerika'da aynen bu şekilde insanları ağına düşürdüğünü görünce Meltem'e polis merkezine gidip olanları anlatmasını söylemiş.
Yazışmalar telefonunda duruyor, para hesaplarında duruyor. Şimdi tam da bu noktada Meltem öğrendikleri şu bilgiyi aktarıyor bizlere! Türkiye'de çeki bankada bozdurduğunuz zaman, karşılığı olup olmadığı ortaya çıkar. Yani bankada bir çekin sahte olup olmadığını sorgulatabilirsiniz. Ama Amerika'da çeki taradıktan sonra, ne kadar olursa olsun banka, müşterisini mağdur etmemek için parayı hesabına geçirirmiş. Ondan sonra banka, çekin sahte olup olmadığını araştırımış. Ve büyük tanınan bankalar, para hesaba geçtikten en fazla 2-3 gün sonra çekin sahte olup olmadığını netleştirirken, daha az bilinen küçük bankaların bu tespiti 15 gün hatta 1 ay bile sürebilirmiş. Bu bilgiyi maalesef olaydan sonra bankadan edinmişler. Eğer çek sahte ise banka yatırdığı parayı hesabınızdan geri çekiyormuş.
Durumu anlatmak için eşinin söylediği gibi polis merkezine giden Meltem, her şeyi bir bir polise anlatınca, polisin hemen her gün onlarca bu tip olayla karşılaştığını öğrenmiş. Paranın hesaplarında olduğunu ve istemediklerini söylemiş. Polis de çek sahte olduğu için bankanın zaten parayı hesabından çekeceğini belirtmiş.
Meltem o kişiden şikayetçi olmak istediğinde ise polis, "Bu kişi evine geldi mi? Size ya da malınıza zarar verdi mi? Paranı aldı mı?" gibi sorular sormuş. Hepsinin cevabı "Hayır" olduğu için de şikayetlik bir durum olmadığını söylemiş. Bu kişilerin yurtdışından bu işleri yaptığını anlatmış polis. Meltem'e de tam zamanında uyandıklarını beirtmiş. Bankaya gidip parayı bloke ettirebileceklerini söylemiş.
Eşiyle bankaya giden Meltem, parayı bloke ettirmiş ve oradaki görevliler de her gün bu tip birçok olayla karşılaştıklarını anlatmış. Tam bir hafta sonra çekin sahte olduğu anlaşılmış.
Lütfen siz de dikkatli olun!
KAYNAK: Deniz Meltem
Hangisi olsun diye nihai kararı vermeye çalışırlarken, içlerinden bir tanesi ile biraz daha uzun mesajlaşmışlar. Ve telefon numarasını almışlar. Derken, Meltem yazışmayı pek sevmediğinden aramayı tercih etmiş. Hem daha fazla fikir edineceğini düşünmüş. Fakat o kişi telefonu açmayıp bir süre sonra mesajla geri dönmüş ve "Aramışsınız ama ben sağır ve dilsizim. Yazışarak iletişime devam edebiliriz." demiş.
Bunun üzerine Meltem, hemen her insanda oluşan pozitif ayrımcı bir duyguyla, diğer bütün adayları eleyip bu adaya sempati duyduğunu anlatıyor. Hem de çocukları olacağı için evdeki patırtı gürültüyü duymaz, o kız da rahat eder biz de rahat ederiz diye düşünmüşler eşiyle.
Bir süre daha kızla yazışan Meltem, kurallarını anlatmaya başlamış. Mesela "Sen Amerikalısın, biz eve ayakkabıyla girmiyoruz evde çocuk var. Sen de ayakkabıyla girmemelisin." ya da "Ödemelerin düzenli olması lazım." veya "Temizlik bizim açımızdan çok önemli." gibi her kuralı sıraladığında karşı taraftan "Hiç sorun değil, siz merak etmeyin." şeklinde uyumlu karşılıklar gelmiş. Kısaca Meltem ve eşi, tam da aradıkları ev arkadaşını bulduklarını düşünmüşler.
Meltem, depozitoyu veririrse odayı onun için tutacağını ama başka biri ondan önce ödeme yaparsa o kişiyle anlaşmak durumunda kalacağını yazdığında, depozitoyu hemen ödeyeceği kirayı da geldiği gün itibariyle ödemeye başlayacağı cevabını almış.
Fakat kız, bir ricada bulunmuş. Bir araç aldığını ve aracın kendisinden önce Meltemlerin evine gelmesi gerektiğini söylemiş ve firma, aracı getirdiğinde teslim almalarını rica etmiş. Hatta depozitoyla birlikte onun da parasını göndereceğini söyleyip, aracı teslim eden kişiye ödeme yapmasını istemiş. Meltem de bunda bir sakınca görmeyip kabul etmiş.
Fakat hiç tanımadan kendisine bu kadar güvenmesine de çok şaşırmış içten içe. Çünkü aracın parası 3 bin 750 dolar imiş. Ayrıca depozitoyu da gönderecek tabii. Hatta ertesi gün söylediği gibi tüm para çek olarak California'da bir şirketten gönderilmiş. Kızın söylediğine göre, şirket babasınınmış. Amerika'da çek çok yaygın kullanıldığı için şüphe etmemişler. Sadece dediği gibi hiç tanımadığı birine otomobil bedelini de göndermelerine şaşırmışlar.
Amerika'da çeki telefon uygulamasından ya da ATM'lerden tarayıp hesabınıza yatırmak mümkün olduğu halde, biraz şüphe ettikleri için onlar direkt bankaya gidip sorgulatmayı tercih etmişler. Banka memuru da aynı şeyi söyleyince, orada telefonla taramışlar çeki. Bu arada, Meltem, para hesaplarına geçince çekin sahte olma olasılığının ortadan kalkacağını düşündüğü için bunu yaptıklarını söylüyor. Memur, paranın ertesi gün hesaplarına geçeceğini söylemiş ve hakikaten çekte yazılı olan miktar ertesi gün hesaplarına aktarılmış.
Kızın otomobilinin 3 bin 750 doları, odanın depozitosu ve hatta kızın söylediğine göre babasının teşekkür mahiyetinde onlara gönderdiği 100 dolar bahşiş de hesaplarına geçmiş. Böyle olunca içleri rahatlamış, güven duymuşlar.
Ertesi gün kız arayıp aracın ödemesini yapmalarını istemiş Meltem'den. Fakat Meltem, aracın henüz gelmediğini söyleyince, kız, MoneyGram'dan 3 bin 750 dolarlık bir alım yapmalarını ve MoneyGram'ı vereceği adrese yollamalarını istemiş. İnternetten araştırınca en yakın MoneyGram'ın, eşinin işyerine yakın olduğunu gören Meltem eşinden rica etmiş.
Eşinin de aşırı şüpheci olduğunu ifade eden Meltem, eşinin, "Madem bu şekilde ödeme yapacaklarsa neden kendileri alıp göndermemişler?" diye sorguladığını anlatıyor. İşte o an Meltem'de de bir uyanma olmuş. Eşi, araştıracağını söylemiş.
O süreçte kızla yazışmaya devam eden Meltem, neden kendisinin bu işlemi yapmadığını sorunca kız "Ama aracı teslim alıp ödemeyi yapmayı kabul ettiniz." diye diretmiş. Meltem de evet ama aracın kapısına gelip parasını vereceğini sandığnı söyleyince kız, "Beni kandırdınız mı?" diyerek üste çıkmaya başlamış. O sırada internetten olayı araştıran eşi, çek dolandırıcılarının Amerika'da aynen bu şekilde insanları ağına düşürdüğünü görünce Meltem'e polis merkezine gidip olanları anlatmasını söylemiş.
Yazışmalar telefonunda duruyor, para hesaplarında duruyor. Şimdi tam da bu noktada Meltem öğrendikleri şu bilgiyi aktarıyor bizlere! Türkiye'de çeki bankada bozdurduğunuz zaman, karşılığı olup olmadığı ortaya çıkar. Yani bankada bir çekin sahte olup olmadığını sorgulatabilirsiniz. Ama Amerika'da çeki taradıktan sonra, ne kadar olursa olsun banka, müşterisini mağdur etmemek için parayı hesabına geçirirmiş. Ondan sonra banka, çekin sahte olup olmadığını araştırımış. Ve büyük tanınan bankalar, para hesaba geçtikten en fazla 2-3 gün sonra çekin sahte olup olmadığını netleştirirken, daha az bilinen küçük bankaların bu tespiti 15 gün hatta 1 ay bile sürebilirmiş. Bu bilgiyi maalesef olaydan sonra bankadan edinmişler. Eğer çek sahte ise banka yatırdığı parayı hesabınızdan geri çekiyormuş.
Durumu anlatmak için eşinin söylediği gibi polis merkezine giden Meltem, her şeyi bir bir polise anlatınca, polisin hemen her gün onlarca bu tip olayla karşılaştığını öğrenmiş. Paranın hesaplarında olduğunu ve istemediklerini söylemiş. Polis de çek sahte olduğu için bankanın zaten parayı hesabından çekeceğini belirtmiş.
Meltem o kişiden şikayetçi olmak istediğinde ise polis, "Bu kişi evine geldi mi? Size ya da malınıza zarar verdi mi? Paranı aldı mı?" gibi sorular sormuş. Hepsinin cevabı "Hayır" olduğu için de şikayetlik bir durum olmadığını söylemiş. Bu kişilerin yurtdışından bu işleri yaptığını anlatmış polis. Meltem'e de tam zamanında uyandıklarını beirtmiş. Bankaya gidip parayı bloke ettirebileceklerini söylemiş.
Eşiyle bankaya giden Meltem, parayı bloke ettirmiş ve oradaki görevliler de her gün bu tip birçok olayla karşılaştıklarını anlatmış. Tam bir hafta sonra çekin sahte olduğu anlaşılmış.
Lütfen siz de dikkatli olun!
KAYNAK: Deniz Meltem