Kendisi Amerika Birleşik Devletleri'nin Texas eyaletine bağlı Houston kentinde yaşayan Sezin Hanım, özellikle bu bölgede çok fazla göçmen olduğunu ve çoğunluğunu da Meksikalıların oluşturduğunu söylüyor. Onun dışında Vietnamlılar, Çinliler, Türkler, Araplar Texas'ın popülasyonunu oluşturuyor. O sebeple Texas'ta, yabancılara alışık olduklarına işaret ediyor.
Öncelikle, kendisinin hiç kötü bir muameleye maruz kalmadığının altını çizerek sözüne başlıyor. Ne Türklerden ne de diğer yabancılardan! Çünkü Amerika'ya göç eden birçok Türkün hikayesine baktığınızda, Türklerden çok darbe yediğini ve dolandırıldığını söyleyen ya da yabancıların kendilerine kötü davranıp dışladığını anlatan insanlar çoktur.
Kendisi her ne kadar yaşamadığını ifade etse de yine de yaşadığı ve ilginç bulduğu bazı diyalogları aktarıyor Sezin Hanım.
Türkiye Denince Ne Tepki Veriyorlar?
Nereli olduğunu soran yabancılara "Türkiye" cevabı verince, çoğunlukla karşı tarafın hiçbir fikrinin olmadığını, hatta ilk defa duydukları bir yer adı olduğunu hissetmiş Sezin Hanım. Çünkü şaşkın bir ifadeyle sorulan Türkiye'nin ne tarafta olduğu sorusuyla çok karşılaşmış.
O da Türkiye'nin konumunu anlatmak için, "Yunanistan, Bulgaristan, İran, Irak, Suriye arasında ve Rusya'nın hemen altında bir yer." tanımını yapınca bu defa da yine şaşkın bir ifadeyle "Orada Kıbrıs yok muydu?" sorusuyla karşılaştığını anlatıyor.
Fakat bilmeyenlerin yanısıra bunun tam tersi, Türkiye'nin adını duyunca mutluluk ve heyecanla, "İstanbul çok güzel! İki kıta birleşmiyor muydu orada? Biz oraya gitmiştik. Camileri çok güzeldi." gibi tepkiler veren gezmiş, görmüş ve çok beğenmiş insanlarla da sıkça karşılaşmış Sezin Hanım. O zaman çok gurur duyduğunu ifade ediyor. Tanıyanlar, önce İstanbul ardından da Efes'ten bahsediyorlarmış. İzmir'den daha çok ilçesi Efes tanınıyor eşsiz antik kent kalıntıları sayesinde.
Türkiye'ye tatile gelip bilen yabancılardan, asla Türk insanı hakkında olumsuz, kötü yorum yapan hiç kimse ile karşılaşmamış. Aksine çok yardımsever olduğumuzun altı çiziliyormuş. Ama dil kursunda tanıştığı Venezuallalı bir arkadaşı ise, İstanbul'a iki defa geldiğini fakat sokaklarda hiç kadın görmediğini söylemiş, haliyle Sezin Hanım da şaşırmış. Sonra anlaşılmış ki kızın hafızasında yer eden şey Sultanahmet Camii'ne gittiği ve muhtemelen de namaz zamanına denk gelen bir saatte camide hep erkek gördüğü!
Yani koskoca İstanbul hakkında camide gördüğü bir an hafızda yer ediyor ve "İstanbul'da sadece erkekler sokağa çıkıyor!" şeklinde kodlanıyor. Ne acı! Sezin Hanım internetten bir sürrü fotoğraf gösterdiğinde ise, "Aaa! Ben geldiğimde hiç böyle değildi!" şeklinde bir tepki.. Ama tabii Boğaz da hafızalarda yer ediyor. Çok güzel olduğunu söylemiş yanısıra.
Bir de Türkiye'ye tatile gelen insanlardan en çok duyduğu şey, çok ucuz olduğu. Çünkü, Türk Lirası hemen her paranın karşısında aşırı değer kaybettiği için tabii ucuz geliyor onlara.
Tabii Arap ülkeleriyle karıştırılmazsak olmaz! En sık karşılaştığı sorulardan birinin de "Türkiye'de kadınların araç kullanmasına yasaların izin verip vermediği" oluyormuş. Halbu ki dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk ülke olmasına rağmen çok üzücü! Kızına da okulda arkadaşları, "Türkiye'deyken okula deveyle mi gidiyordun?" diye sormuşlar.
Ama dediği gibi Türkiye'ye tatile gelmiş, çok sevmiş ve beğenmiş, hatta güzel arkadaşlıklar kurmuş insanlarla da tanışmışlar. Bu kesimin, Türk insanından çok iyi bahsettiğini belirtiyor.
Bir de yine bizi Arap ülkeleriyle karıştırdıkları için, "Sen burada başını açmışsın ama ailen orada kapalı değil mi?" sorusuyla çok sık karşılaştığını anlatan Sezin Hanım, onun dışında ırkçı ve ayrımcı kötü muamele ya da Türklerden kazık yeme gibi bir durumla karşılaşmadığını bastıra bastıra belirtiyor.
Fakat bu tip soruları yönelten kesimin kendisi gibi Amerika'ya gelen diğer ülke göçmenleri olduğunu ifade ediyor. Çünkü Amerikan halkının kültürel olarak asla bu tip özel konulara girmediğini söylüyor.
Bir gün de yan komşusuna kek yapıp götürmüş Sezin Hanım ve kadının sorduğu soru şu olmuş: "Hangi markayı kullandın?" O da un markasını mı soruyorsunuz demiş, komşu "Yok, hazır un karışımını soruyorum." deyince Sezin Hanım klasik bir Türk kadını olarak tarif etmiş. Keki un, yumurta, süt, yağ ve şeker ile çırptığını anlatmış. Komşunun gözleri fal taşı gibi açılıp şaşkınlıkla "Sen ne kadar beceriklisin!" demiş.
Çünkü Sezin Hanım, Amerikalıların bir yemeği tümden asla kendilerinin pişirmediğini, hazır karışımlar aldıklarını belirtiyor o sebeple de komşu çok şaşırmış.
İsmini Neden Dğiştirdi?
Texas'ta çok fazla Çinli ve Vietnamlı olduğunu hatırlatan Sezin Hanım, onların aşırı derecede değişik ve hatta telaffuz dahi edemediği isimleri olduğunu söylüyor. Bu sebeple çoğunluk, kendisine bir takma isim bulmuş.
Kendi ismi de yabancılara zor geldiği için 'Sam' ismini kullanmayı trcih ediyormuş. Amerika'da takma isimlere çok saygı duyulduğunu, hatta öyle ki kurs öğretmenlerinin ilk tanıştıklarında takma isim kullanmayı tercih edenler varsa onların isimlerini de not alıp hep o isimle seslenmeye özen gösterdiğini anlatıyor.
Özellikle cafe ve restoranlarda ürün alırken ya da masa beklerken isimle çağrıldığınız için Amerika'da, çok sıkıntı yaşadığını dile getiren Sezin Hanım, bu tip yerlerde Sam isminin işini kolaylaştırdığını belirtiyor.
KAYNAK: Amerika Sohbetleri
Öncelikle, kendisinin hiç kötü bir muameleye maruz kalmadığının altını çizerek sözüne başlıyor. Ne Türklerden ne de diğer yabancılardan! Çünkü Amerika'ya göç eden birçok Türkün hikayesine baktığınızda, Türklerden çok darbe yediğini ve dolandırıldığını söyleyen ya da yabancıların kendilerine kötü davranıp dışladığını anlatan insanlar çoktur.
Kendisi her ne kadar yaşamadığını ifade etse de yine de yaşadığı ve ilginç bulduğu bazı diyalogları aktarıyor Sezin Hanım.
Türkiye Denince Ne Tepki Veriyorlar?
Nereli olduğunu soran yabancılara "Türkiye" cevabı verince, çoğunlukla karşı tarafın hiçbir fikrinin olmadığını, hatta ilk defa duydukları bir yer adı olduğunu hissetmiş Sezin Hanım. Çünkü şaşkın bir ifadeyle sorulan Türkiye'nin ne tarafta olduğu sorusuyla çok karşılaşmış.
O da Türkiye'nin konumunu anlatmak için, "Yunanistan, Bulgaristan, İran, Irak, Suriye arasında ve Rusya'nın hemen altında bir yer." tanımını yapınca bu defa da yine şaşkın bir ifadeyle "Orada Kıbrıs yok muydu?" sorusuyla karşılaştığını anlatıyor.
Fakat bilmeyenlerin yanısıra bunun tam tersi, Türkiye'nin adını duyunca mutluluk ve heyecanla, "İstanbul çok güzel! İki kıta birleşmiyor muydu orada? Biz oraya gitmiştik. Camileri çok güzeldi." gibi tepkiler veren gezmiş, görmüş ve çok beğenmiş insanlarla da sıkça karşılaşmış Sezin Hanım. O zaman çok gurur duyduğunu ifade ediyor. Tanıyanlar, önce İstanbul ardından da Efes'ten bahsediyorlarmış. İzmir'den daha çok ilçesi Efes tanınıyor eşsiz antik kent kalıntıları sayesinde.
Türkiye'ye tatile gelip bilen yabancılardan, asla Türk insanı hakkında olumsuz, kötü yorum yapan hiç kimse ile karşılaşmamış. Aksine çok yardımsever olduğumuzun altı çiziliyormuş. Ama dil kursunda tanıştığı Venezuallalı bir arkadaşı ise, İstanbul'a iki defa geldiğini fakat sokaklarda hiç kadın görmediğini söylemiş, haliyle Sezin Hanım da şaşırmış. Sonra anlaşılmış ki kızın hafızasında yer eden şey Sultanahmet Camii'ne gittiği ve muhtemelen de namaz zamanına denk gelen bir saatte camide hep erkek gördüğü!
Yani koskoca İstanbul hakkında camide gördüğü bir an hafızda yer ediyor ve "İstanbul'da sadece erkekler sokağa çıkıyor!" şeklinde kodlanıyor. Ne acı! Sezin Hanım internetten bir sürrü fotoğraf gösterdiğinde ise, "Aaa! Ben geldiğimde hiç böyle değildi!" şeklinde bir tepki.. Ama tabii Boğaz da hafızalarda yer ediyor. Çok güzel olduğunu söylemiş yanısıra.
Bir de Türkiye'ye tatile gelen insanlardan en çok duyduğu şey, çok ucuz olduğu. Çünkü, Türk Lirası hemen her paranın karşısında aşırı değer kaybettiği için tabii ucuz geliyor onlara.
Tabii Arap ülkeleriyle karıştırılmazsak olmaz! En sık karşılaştığı sorulardan birinin de "Türkiye'de kadınların araç kullanmasına yasaların izin verip vermediği" oluyormuş. Halbu ki dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği ilk ülke olmasına rağmen çok üzücü! Kızına da okulda arkadaşları, "Türkiye'deyken okula deveyle mi gidiyordun?" diye sormuşlar.
Ama dediği gibi Türkiye'ye tatile gelmiş, çok sevmiş ve beğenmiş, hatta güzel arkadaşlıklar kurmuş insanlarla da tanışmışlar. Bu kesimin, Türk insanından çok iyi bahsettiğini belirtiyor.
Bir de yine bizi Arap ülkeleriyle karıştırdıkları için, "Sen burada başını açmışsın ama ailen orada kapalı değil mi?" sorusuyla çok sık karşılaştığını anlatan Sezin Hanım, onun dışında ırkçı ve ayrımcı kötü muamele ya da Türklerden kazık yeme gibi bir durumla karşılaşmadığını bastıra bastıra belirtiyor.
Fakat bu tip soruları yönelten kesimin kendisi gibi Amerika'ya gelen diğer ülke göçmenleri olduğunu ifade ediyor. Çünkü Amerikan halkının kültürel olarak asla bu tip özel konulara girmediğini söylüyor.
Bir gün de yan komşusuna kek yapıp götürmüş Sezin Hanım ve kadının sorduğu soru şu olmuş: "Hangi markayı kullandın?" O da un markasını mı soruyorsunuz demiş, komşu "Yok, hazır un karışımını soruyorum." deyince Sezin Hanım klasik bir Türk kadını olarak tarif etmiş. Keki un, yumurta, süt, yağ ve şeker ile çırptığını anlatmış. Komşunun gözleri fal taşı gibi açılıp şaşkınlıkla "Sen ne kadar beceriklisin!" demiş.
Çünkü Sezin Hanım, Amerikalıların bir yemeği tümden asla kendilerinin pişirmediğini, hazır karışımlar aldıklarını belirtiyor o sebeple de komşu çok şaşırmış.
İsmini Neden Dğiştirdi?
Texas'ta çok fazla Çinli ve Vietnamlı olduğunu hatırlatan Sezin Hanım, onların aşırı derecede değişik ve hatta telaffuz dahi edemediği isimleri olduğunu söylüyor. Bu sebeple çoğunluk, kendisine bir takma isim bulmuş.
Kendi ismi de yabancılara zor geldiği için 'Sam' ismini kullanmayı trcih ediyormuş. Amerika'da takma isimlere çok saygı duyulduğunu, hatta öyle ki kurs öğretmenlerinin ilk tanıştıklarında takma isim kullanmayı tercih edenler varsa onların isimlerini de not alıp hep o isimle seslenmeye özen gösterdiğini anlatıyor.
Özellikle cafe ve restoranlarda ürün alırken ya da masa beklerken isimle çağrıldığınız için Amerika'da, çok sıkıntı yaşadığını dile getiren Sezin Hanım, bu tip yerlerde Sam isminin işini kolaylaştırdığını belirtiyor.
KAYNAK: Amerika Sohbetleri