Bir YouTube söyleşisinde keşfettim Dilara'yı. Çok doğal, çok içten ve gençliğinin verdiği büyük bir heyecanla anlatıyordu gezi serüvenini. İnstagram söyleşisi yapabilir miyiz diye sordum ve seve seve kabul etti. Saatler konusunda biraz şaşma yaşasak da (ben hala Türkiye ile aramızdaki saat farkının 7 saat olduğunu sanıyordum ama kış saati uygulaması nedeniyle 8 saate çıkmış) sonunda söyleşimizi gerçekleştirebildik.
İnstagram sohbetimizi aşağıdaki linkten ya da benim instagram sayfamdan izleyebilirsiniz:
https://www.instagram.com/tv/CH5v6ysFqQk/?igshid=cx2i9s9fg9ax
@esraoziskender
Bakalım Dilara bize neler anlatmış... Sizler için bir özet çıkarmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.
3 Kasım 2020 Ankara doğumluyum. 21 yaşına girdim. Ankara Başkent Üniversitesi, Radyo, Televizyon, Sinema bölümü öğrencisiyim.
Yaklaşık iki yıl önce "Major Depresyon" teşhisi konulmuştu bana. Aynı zamanlarda seyahat etmenin bana iyi geldiğini keşfederek, okulumu dondurup, sırt çantamı, çadırımı alıp yola koyuldum. Önce küçük bir arkadaş grubu ile il il dolaşmaya başladım. Sonra yalnız dolaşmanın bana daha çok zevk verdiğini keşfederek yolculuğuma yalnız devam ettim.
Her adımda, her yeni bir şehri keşfettiğimde, her çıktığım yolda aslında kendi iç dünyama seyahat ediyorum ve kendimi keşfediyorum. Her gittiğim ortamda kendimden de birşeyler buluyorum.
Ailem en başından itibaren bana çok destek oldular. Onların desteği olmasaydı bu idealimi asla gerçekleştiremezdim. Yolculuklarım boyunca annemle ve babamla sürekli iletişim halinde oldum. Sürekli telefonla beni izlediler yani.
Mayıs 2018'de Ankara'da başladığım yolculuğum, bazen aralar da vererek, yaklaşık iki yılda en son Hakkari'de sona erdi. Belli bir plan çizmedim, program yapmadım, akışına bıraktım. Ama bugün tekrar 81 ile seyahat edecek olursam mutlaka önceden bir güzergah çizerim.
Yolculuklarım sırasında en uzun kaldığım il Mardin oldu. Zaten sonradan da Mardin'i çok sevip oraya yerleştim. En kısa kaldığım il de Bayburt'tu. Çünkü o kadar küçük bir il ki hemencecik geziveriyorsunuz.
Mardin'i neden mi çok sevdim? Medeniyetler şehri. Herşey var. Hem doğası hem de kültürü çok güzel. Her din ve kültürden insanlar biraraya gelmiş. Mardin'de kendimi evimde ve çok mutlu, huzurlu hissediyorum. Şu anda pandemi dolayısı ile Ankara'da ailemle beraberim ama en kısa sürede Mardin'e dönmek istiyorum.
Birgün inşallah dünya turuna da çıkıcam ama zannederim eninde sonunda dönüp dolaşıp geleceğim yer gene Mardin olacak.
Tabiki ben de Mardin'deki evimi diğer gezgin arkadaşlarıma açıyorum. Tüm gezginlerin buluşup haberleştiği internet platfomları mevcut.
Dikkatli olmak adına geceleri seyahat etmedim. Çok ender durumlar ve uzun mesafeler hariç. Akşamları çadırımla çadır mekanlarında konakladım ki oralarda bir sürü gezginle ve tatil yapanla birlikte oluyorsunuz ya da Coachsurfing gibi web sitelerini kullanarak kalacak yerleri seçtim. Bu arada bazen çalışıp para da kazandım. Coachsurfing'i herkese tavsiye ederim:
https://www.couchsurfing.com
Özellikle kalmayı düşündüğünüz mekanlar hakkında daha önce kalanların verdiği referanslar çok etkili oluyor ve kendinizi daha güvende hissediyorsunuz.
Bize otostopçu denmesinden hoşlanmıyorum. Otostop bir ulaşım yöntemidir. Bizler otostopu kullanan gezginleriz. Tatil amaçlı gezmekle, gezgin olmak arasında da fark var. Tatil amaçlı gezenin ilk hedefi dinlenmek, eğlenmek ve stres atmaktır. Bizim hedefimiz görmek, öğrenmek ve kendimizi keşfetmektir.
Seyahatim boyunca günlük tuttum ve bol bol fotoğraf çektim. İnşallah ileride bunları kullanmayı düşünüyorum. Bize dayatılan meslekleri seçmek yerine kendi sevdiğimiz işleri yapabiliriz. Ben hayatıma Influencer, Fotoğrafçı ve İçerik Üreticisi olarak devam etmek istiyorum. Yolculuğum boyunca bazı sponsorlarım oldu ama arzu ettiğim kadar değildi. İnşallah daha çok sponsorum olur.
Gezilerimi sosyal medyamdan paylaştım:
@uygunadimdoga
Şu anda instagramda 44,400 takipcim var.
Türkiye’min her yerini gezdim. Türkiye turum bitti ve bunu otostopla seyahat ederek yaptım. Gittiğim yerlerde turistik yerlerden ziyade köyleri gezmeye çalışıyorum. Bu şekilde gezdiğimde insanlarla sohbet edip farklı farklı şeyler öğreniyorum.
Çok fazla kadın ve erkek yabancı gezgin ve turistlerle karşılaştım yolculuklarım sırasında. Hatta diyebilirim ki doğuda Türk'ten çok yabancı turist vardı. Mesela Nuh'un gemisini yabancıların çok daha fazla ziyaret ettiğini iddia edebilirim. Yabancı gezginlerle olan sohbetlerimiz ufkumu daha da genişletti ve İngilizceme de çok yardımcı oldu.
Yaşamak istediğim yabancı ülke Norveç olabilir. Tabi henüz dünyayı gezmeden bunu söylüyorum. Dünyayı gezdikten sonra fikrim değişebilir. Norveç'in doğal güzellikleri ve sakinliği, dinginliği beni büyülüyor.
Çok fazla kadın ve erkek yabancı gezgin ve turistlerle karşılaştım yolculuklarım sırasında. Hatta diyebilirim ki doğuda Türk'ten çok yabancı turist vardı. Mesela Nuh'un gemisini yabancıların çok daha fazla ziyaret ettiğini iddia edebilirim. Yabancı gezginlerle olan sohbetlerimiz ufkumu daha da genişletti ve İngilizceme de çok yardımcı oldu.
Yaşamak istediğim yabancı ülke Norveç olabilir. Tabi henüz dünyayı gezmeden bunu söylüyorum. Dünyayı gezdikten sonra fikrim değişebilir. Norveç'in doğal güzellikleri ve sakinliği, dinginliği beni büyülüyor.
Beni korkutan, vazgeçirmeye çalışan, tek başına bunu yapamazsın özellikle bir genç kız için çok tehlikeli diyen çok oldu tabiki. Hem çevremden, hem de akrabalarımdan. Ama onları dinlemediğim ve kalbimin sesini dinleyip hayallerimin peşinden gittiğim için çok mutluyum. Dikkatli olmak babında geceleri seyahat etmemeye çalıştım. Bir sefer hariç başıma korkutucu bir olay da gelmedi. O bir seferki de can sıkıcı bir olaydı korkudan çok ve hemen bertaraf ettim.
Maalesef ülkemizde herkesin bildiği ve asla unutamadığı 2008 yılındaki Barış Gelini, Pippa Bacca faciası var. Hemen akabinde Danimarkalı bir gezgin kadının ülkemizde başına gelenler var. Pippa Bacca'ya rahmet diliyorum. Gerçekten çok üzücü bir olay ama bu tip olaylar her ülkede olabilir. Ülkemizin gezginler açısından sadece bununla anılıp lanetlenmesi çok kötü. Elbirliği ile bu önyargıyı kırmalı, ülkemizin seyahatler açısından güvenli bir ülke olduğunu kanıtlamalıyız.
Maalesef ülkemizde herkesin bildiği ve asla unutamadığı 2008 yılındaki Barış Gelini, Pippa Bacca faciası var. Hemen akabinde Danimarkalı bir gezgin bayanın ülkemizde başına gelenler var. Pippa Bacca'ya rahmet diliyorum. Gerçekten çok üzücü bir olay ama bu tip olaylar her ülkede olabilir. Ülkemizin gezginler açısından sadece bununla anılıp lanetlenmesi çok kötü.
NOT: Pippa Bacca'nın amacı İtalya'daki evinden, yıllardan beri süren israil-filistin savaş bölgesine, üstündeki beyaz gelinliği hiç çıkarmadan otostopla giderek onlara barış mesajı vermekti.
"pippa bacca olarak bilinen giuseppina pasqualino di marineo, 34 yaşında italyan bir sanatçıydı. savaşlarda yer alan 11 ülkeyi başka bir performans sanatçısı silvia moro ile birlikte otostop yaparak geçmişlerdi. her ikisi de gelinlikleriyle yola koyulmuşlardı.
Bu yaptıklarının barış ve güven için bir mesaj olmasını istiyorlardı. “Başkalarına güvenirseniz sadece iyi şeyler alırsınız. Bu yolculuk bunu kanıtlamak için bir performanstır” diye ön görüyorlardı. İki sanatçı birçok ülkeyi birlikte otostop yaparak geçtiler ve sonra İstanbul'da bir süreliğine ayrılmaya karar verdiler. Daha sonra yeniden buluşacaklardı. Pippa, İstanbul'da yalnız başına kaldığı andan sonra kimse ondan bir daha haber alamadı. Daha sonra Gebze yakınlarında cesedi bulundu. Sabıkalı bir kamyoncu (evli ve iki çocuk babası Murat Karataş) tarafından tecavüz edilip öldürülmüştü. Katili 30 yıl hapis cezası almıştır."
Genelde sizi arabasına alanlar sohbeti seviyor. Sadece birkaç kez sohbet etmeyene rastladım. Bazen dertlerini anlatıyorlar. İnsanlar tanımadıkları ile daha iyi dertleşirmiş.
Bir keresinde de bir tır şoförü Edirne'de hadi gel köfte yiyelim dedi. Ben de ayıp olmasın diye hayır demedim. Köfteyi yedik. Sonra kalkınca "hesabı da hallediver" deyiverdi. Şaşrıdım kaldım. Neyseki Allahtan yanımdaki para yetti tüm hesabı ödemeye.
Yemekler konusunda seçici değilim. Her yörenin yemekleri çok güzel. Ben de elimden geldiğince ve bütçem elverdiğince her şehrin en ünlü yemeklerini tatmaya çalıştım. Hatta biraz kilo aldım bile diyebilirim (sonradan bu kiloları verdim.) Özellikle doğu bölgesinin yemekleri bir numara: Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Hatay...
Yemek konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım.
Seyahatim sırasında iki senede sadece bir kez canımı sıkan bir olay meydana geldi o kadar. İki senede sadece bir tane olay bence hiçbirşey değil. Ne olduğunu tam olarak anlatmak istemiyorum ama otostop yaptığım şoförün konuşmalarından rahatsız olmuştum. Genelde altıncı hissimize, kişinin konuşması ve duruşuna, hareketlerine bakıp arabasına binip binmemeye karar veririz ve her zaman red etme hakkımız da vardır. Bu nedenle kendimize çok güvenli bir şekilde seyahat ederiz. Ve kesinlikle söyleyebilirim ki özellikle doğuda insanlarımız çok yardımsever ve kibar. O bir tek olayı saymazsak, başıma hiç tatsız bir olay gelmedi diyebilirim. Hep güzel sohbetler ve güzel izlenimler aldım. Kalıcı arkadaşlıklar kurdum.
Birçok insan doğuya seyahat etmeme sebebi olarak doğuda terör olmasını gösteriyor. Doğuda terör yok. Terör her an, her yerde başımıza gelebilir. Terör korkusu ile yaşarsak hiç hareket edemememiz lazım.
Tır şoförleri, kamyon şoförleri tanıdığım en güvenilir, en babacan insanlardı. Küçük arabalardan çok onlara daha güvenle bindim. Özellikle görevlerini yerine getiriyor, iş yapıyor oldukları için bir yanlış yapmamaya ekstra dikkatlilerdi.
Esra Öziskender: Dilara'cım, bu güzel sohbet için çok teşekkürler. Cesaretinden dolayı seni tebrik ederim. Keşke hepimiz bir şekilde 81 ilin tamamını gezip görebilsek. Ayrıca ülkemizin güvenli bir ülke olduğunu kanıtladığın için de çok teşekkürler.
Dilara Özkan: Bana bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.