Yurtdışı Hayali Nasıl Başladı?
Uşaklı olan Orhan, Türkiye'de 22 yıl düğünlerde müzisyen olarak çalışmış. Son 3 yıl bir gazinoda
çalışmış. Yurtdışında yaşayan çok sayıda akrabası olduğu için, onlar tatillerde Türkiye'ye geldiklerinde maddi imkanlarından etkilenen Orhan da yurtdışına çıkma hayalleri kurmaya başlamış. Fakat hiçbirinden destek göremediği için kendi çabasıyla vize almaya çalışmış. 10 yıl boyunca da bu konuda başarısız olmuş. Çok da para kaybetmiş. Aracı olacağını söyleyenlere para da kaptırmış.
Gazetede Green Card İlanı Gördü!
Tüm bu tecrübeden sonra bir gazetede Green Card başvuru ilanı görmüş. 2002-2003 yıllarında
gazeteden başvuru yapıldığını söylüyor. Bu konu hakkında arkadaşlarından bilgi aldıktan bir yıl sonra internetten başvurular başlamış. O da internetten bir arkadaşının desteğiyle başvuru yapmış. Fakat yardım eden arkadaşının, ilk başvurduğu 2003-2004 yılındaki başvurusu ile kendisinden habersiz 2007 yılına kadar her yıl tekrar başvuru yaptığını söylüyor. O ilk başvuru döneminde de Orhan'ın çocuğu yokmuş. Oysa ki 2005 yılında çocuğu doğmuş ve arkadaşı yine çocuk bilgisi olmadan başvuru yapmaya devam etmiş. 2005-2006 derken 2007!
İlk Green Card Heyecanı ve Hayalkırıklığı...
Ve sürpriz bir şekilde sonunda 2007 yılı DV Lottery'de Orhan'a Green Card çıkmış. O sırlarda da Orhan artık Avrupa'dan ümidini tamamen kesmiş ve Green Card'ı da zaten unutmuş. Arkadaşının başvuru yaptığından da habersiz. Hatta müzik aletlerini yenilediği sırada gelen bir telefonla Green Card kazandığını öğrenmiş ve tabii ki çok sevinmiş.
Evraklarını hazırlamış. Bir danışma şirketinden aldığı bir sosyal medya adresi aracılığıyla diğer Green Card kazananlar ve Amerika'da yaşayan Türklerle iletişime geçmiş. Yani gerekli tüm hazırlıkları yaptığı safhada, danışma şirketinden, başvuru sırasında çocuğunun bilgileri girilmediği için vizesinin onaylanmayacağını öğrenmiş. İnsanın hayatında bir kere denk gelecek bir şans, binlerce başvuru arasından isminiz çıkıyor düşüncesiyle şansını yine de deneme kararı almış. Ve 2008 yılında mülakata girmiş ama dedikleri gibi vize alamamış.
İkinci Kez Şans Yüzüne Güldü!
Fakat şansına danışma firmasındaki yetkili durumuna üzülerek, ücret talep etmeden onun adına
2010 yılında bir kez daha form doldurmuş. Ve 2010 yılında bir kez daha şans yüzüne gülen Orhan'a tekrar Green Card çıkmış. 2011 yılında yeniden mülakata girmiş. 24 Nisan 2011 tarihinde de Amerika'ya ayak basmak nasip olmuş.
İkinci kez mülakata gittiğinde konsolosluktaki yetkililerin de çok şaşırdığını anlatıyor Orhan. Çünkü, iki kardeşe ayrı ayrı Green Card çıktığını daha önce gördüklerini ama elenen birine ikinci kez Green Card çıktığını ilk kez gördüklerini söylemişler.
Amerika'da Zorluklar Peşini Bırakmadı...
Ama maalesef Amerika yaşantısının çok da iyi gitmediğini anlatıyor! Gelir gelmez bir arkadaşının desteğiyle bir oluk firmasında işe girmiş ama 24 Mayıs yani Amerika'ya gelmesinden tam 1 ay sonra çatıdan düşmüş. Birçok yeri kırılmış ve 7 ay kadar çalışamamış. Ve tabii İngilizcesi yok, parası yok, bilgisi yok! Hastaneye getiren sorumsuz yanında durmuyor! Söylenilenleri anlayamıyor!
İyileştikten sonra yine birinin yardımıyla bu defa benzin istasyonunda çalışmaya başlamış. Fakat özellikle de ilk 5 yılı zor geçmiş. Dil öğrenip işleyişi kavrayana kadar. Bu sebeplerden ötürü sözüm ona yardım eden Türklerle çalışmak zorunda kalmış ve tabii ki sömürülmüş. Daha az ücrete daha çok iş yaptırıldığını ifade ediyor. Başkalarıyla tanışmasına bile izin vermediklerini çünkü gözünün açılıp gideceğini bildikleri için!
Çeşitli işlere girip çıkmış. Markette çalışmış. Şoförlüğe başlamış sonrasında. Tabii Amerika'da
müzikten kopmuş. Çünkü Amerika'daki gruptan takip ettiği müzisyenlerle görüştüğünde kimsenin yardımcı olmadığını anlatıyor. Dertleri pastadan pay eksilmesin...
Amerika'da 10. Yılı...
Bu sene 24 Nisan'da Amerika'daki 10. yılı dolmuş olan Orhan, nihayet adam akıllı para kazanabildiği tır şoförlüğüne başlamış.
Amerika'ya kendisi gibi hiç İngilizce bilmeden gelecek olanlara, mutlaka iyi bir dil okuluna gitmelerini tavsiye ediyor. Hele hele onun gibi tanıdığı güvendiği kimse olmayanlar için, İngilizceyi ne kadar çabuk öğrenirlerse o kadar çabuk yol alabileceklerini vurguluyor. Mutlaka dışa dönük olup gruplar içinde sorup soruşturup iyi araştırma yaptığınız müddetçe hızlı öğrenip yol alabileceğinizi belirtiyor.
KAYNAK: Amerikalı Yol Arkadasım
Uşaklı olan Orhan, Türkiye'de 22 yıl düğünlerde müzisyen olarak çalışmış. Son 3 yıl bir gazinoda
çalışmış. Yurtdışında yaşayan çok sayıda akrabası olduğu için, onlar tatillerde Türkiye'ye geldiklerinde maddi imkanlarından etkilenen Orhan da yurtdışına çıkma hayalleri kurmaya başlamış. Fakat hiçbirinden destek göremediği için kendi çabasıyla vize almaya çalışmış. 10 yıl boyunca da bu konuda başarısız olmuş. Çok da para kaybetmiş. Aracı olacağını söyleyenlere para da kaptırmış.
Gazetede Green Card İlanı Gördü!
Tüm bu tecrübeden sonra bir gazetede Green Card başvuru ilanı görmüş. 2002-2003 yıllarında
gazeteden başvuru yapıldığını söylüyor. Bu konu hakkında arkadaşlarından bilgi aldıktan bir yıl sonra internetten başvurular başlamış. O da internetten bir arkadaşının desteğiyle başvuru yapmış. Fakat yardım eden arkadaşının, ilk başvurduğu 2003-2004 yılındaki başvurusu ile kendisinden habersiz 2007 yılına kadar her yıl tekrar başvuru yaptığını söylüyor. O ilk başvuru döneminde de Orhan'ın çocuğu yokmuş. Oysa ki 2005 yılında çocuğu doğmuş ve arkadaşı yine çocuk bilgisi olmadan başvuru yapmaya devam etmiş. 2005-2006 derken 2007!
İlk Green Card Heyecanı ve Hayalkırıklığı...
Ve sürpriz bir şekilde sonunda 2007 yılı DV Lottery'de Orhan'a Green Card çıkmış. O sırlarda da Orhan artık Avrupa'dan ümidini tamamen kesmiş ve Green Card'ı da zaten unutmuş. Arkadaşının başvuru yaptığından da habersiz. Hatta müzik aletlerini yenilediği sırada gelen bir telefonla Green Card kazandığını öğrenmiş ve tabii ki çok sevinmiş.
Evraklarını hazırlamış. Bir danışma şirketinden aldığı bir sosyal medya adresi aracılığıyla diğer Green Card kazananlar ve Amerika'da yaşayan Türklerle iletişime geçmiş. Yani gerekli tüm hazırlıkları yaptığı safhada, danışma şirketinden, başvuru sırasında çocuğunun bilgileri girilmediği için vizesinin onaylanmayacağını öğrenmiş. İnsanın hayatında bir kere denk gelecek bir şans, binlerce başvuru arasından isminiz çıkıyor düşüncesiyle şansını yine de deneme kararı almış. Ve 2008 yılında mülakata girmiş ama dedikleri gibi vize alamamış.
İkinci Kez Şans Yüzüne Güldü!
Fakat şansına danışma firmasındaki yetkili durumuna üzülerek, ücret talep etmeden onun adına
2010 yılında bir kez daha form doldurmuş. Ve 2010 yılında bir kez daha şans yüzüne gülen Orhan'a tekrar Green Card çıkmış. 2011 yılında yeniden mülakata girmiş. 24 Nisan 2011 tarihinde de Amerika'ya ayak basmak nasip olmuş.
İkinci kez mülakata gittiğinde konsolosluktaki yetkililerin de çok şaşırdığını anlatıyor Orhan. Çünkü, iki kardeşe ayrı ayrı Green Card çıktığını daha önce gördüklerini ama elenen birine ikinci kez Green Card çıktığını ilk kez gördüklerini söylemişler.
Amerika'da Zorluklar Peşini Bırakmadı...
Ama maalesef Amerika yaşantısının çok da iyi gitmediğini anlatıyor! Gelir gelmez bir arkadaşının desteğiyle bir oluk firmasında işe girmiş ama 24 Mayıs yani Amerika'ya gelmesinden tam 1 ay sonra çatıdan düşmüş. Birçok yeri kırılmış ve 7 ay kadar çalışamamış. Ve tabii İngilizcesi yok, parası yok, bilgisi yok! Hastaneye getiren sorumsuz yanında durmuyor! Söylenilenleri anlayamıyor!
İyileştikten sonra yine birinin yardımıyla bu defa benzin istasyonunda çalışmaya başlamış. Fakat özellikle de ilk 5 yılı zor geçmiş. Dil öğrenip işleyişi kavrayana kadar. Bu sebeplerden ötürü sözüm ona yardım eden Türklerle çalışmak zorunda kalmış ve tabii ki sömürülmüş. Daha az ücrete daha çok iş yaptırıldığını ifade ediyor. Başkalarıyla tanışmasına bile izin vermediklerini çünkü gözünün açılıp gideceğini bildikleri için!
Çeşitli işlere girip çıkmış. Markette çalışmış. Şoförlüğe başlamış sonrasında. Tabii Amerika'da
müzikten kopmuş. Çünkü Amerika'daki gruptan takip ettiği müzisyenlerle görüştüğünde kimsenin yardımcı olmadığını anlatıyor. Dertleri pastadan pay eksilmesin...
Amerika'da 10. Yılı...
Bu sene 24 Nisan'da Amerika'daki 10. yılı dolmuş olan Orhan, nihayet adam akıllı para kazanabildiği tır şoförlüğüne başlamış.
Amerika'ya kendisi gibi hiç İngilizce bilmeden gelecek olanlara, mutlaka iyi bir dil okuluna gitmelerini tavsiye ediyor. Hele hele onun gibi tanıdığı güvendiği kimse olmayanlar için, İngilizceyi ne kadar çabuk öğrenirlerse o kadar çabuk yol alabileceklerini vurguluyor. Mutlaka dışa dönük olup gruplar içinde sorup soruşturup iyi araştırma yaptığınız müddetçe hızlı öğrenip yol alabileceğinizi belirtiyor.
KAYNAK: Amerikalı Yol Arkadasım
Ya bre kardesim sormazlar mi adama ingilizceyi 10 sene de anca ve onu da tir soforu olmak icin mi ogrendin .Paterson'da niceleri var agzinda ingilizce hic yok ama tir soforu olmus sen madem kamyoncu olacaktin 10 sene niye bekledin gercek bir muzisyen zaten calgisini calar sen kalkmissin milleti sucluyon sonra da neme tir soforu olmak eger gercekten muzikten anliyorsan cok garip bir hikaye anlatmissin hic ilham verici yeni gelenlere yol gosterici degil aksine 10 sene loser olmanin sonu bite bite tir soforu olmakla bitmis yani parasiz loser iken simdi yine loser aslinda ama bu sefer parali asamasina gecmissin o kadar tabii ki surebilene tircilik gibi zor bir meslekte para var cunku sartlari cok agir .